Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları (8. Sınıf Türkçe)

İhtiyar Balıkçı metni cevapları ve soruları, Ferman Yayınları 8. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 66-67-68-69-70-71-72-73-74 (Doğa ve Evren Teması)

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 66

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Vahşi hayvanların ehlîleştirilmesiyle ilgili bir araştırma yapınız. Araştırma sonucunda edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.

Cevap: Ehlileştirme ise belli bir hayvanın, insanların bulunduğu ortamlarda kısmen rahat bir şekilde yaşayıp barınabilmesi için davranışsal olarak alıştırılması olayıdır. Hayvan evcil değildir; ancak insanlar arasında yaşayabilecek kadar yetkinliği (ehliyeti) vardır. Ehlileştirme olayında evrim yoktur; öğrenme vardır.

Metni göz atarak okuma stratejisine uygun olarak okuyunuz. Bunun için öncelikle metnin başlığına, türüne ve görsellerine bakarak metni değerlendiriniz. Bu yöntemi uygularken metnin konusunu tahmin etmeye çalışınız. Metni, türünün özelliklerine ve noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz.

Beyaz Diş

Tek Göz ve Kiche (Kişe) adlı kurtların dört yavrusundan sadece bir tanesi hayatta kalır. Kiche ve yavrusu, Gri Kunduz tarafından yakalanıp Gri Kunduz ‘un köyüne götürülür. O, bu yavru kurda Beyaz Diş adını verir. Beyaz Diş’in bu köydeki yaşamı kolay değildir. Bu zorlu yaşam onu güçlü bir köpek hâline getirmiştir. Günün birinde Gri Kunduz, Beyaz Diş ile birlikte Yukon’a gelir. Burada Beyaz Diş’i gören ve onun sahibini nasıl savunduğunu izleyen Güzel Smitlı, Beyaz Diş’i Gri Kunduz’dan satın alır. Güzel Smitlı’in yanında pek çok talihsizlikler yaşayan Beyaz Diş, ölmek iiz.ereyken Weedon Scott (Vidm Sıkat) ve Matt (Met), tarafındar kurtarılır. Onlar, Beyaz Diş’i yanlarına alıp ehlileştirirken çeşitli sorunlar yaşasalar da zamanla Beyaz Diş’i çok severler. Scott ve Beyaz Diş California’ya Scott’un ailesinin yanına giderler. Burada Beyaz Diş Weedon Scott’un babasını ölümden kurtarınca herkesin sevgisini kazanmıştır.

Aşağıda Bili (Bil) ve Henry’nin (Henri) yolculukları esnasında köpeklerinin kaybolduğunu anlatan bir bölüm verilmiştir. (…) Donmuş su yolunun iki yanında, karanlık ladin ormanı çatılmış duruyordu. Yakın zaman önce esen bir rüzgâr, ağaçların üzerindeki beyaz buz örtüsünü sıyırmıştı ve ağaçlar sönükleşen ışığın altında, kara, uğursuz gövdeleriyle, birbirlerine yaslanır gibiydiler. Arazide muazzam bir sessizlik hüküm sürüyordu. Bu arazi, canlılıktan, hareketten yoksun, ıssız bir yerdi; öylesine tenha ve soğuktu ki, ruhunda keder bile yoktu. (…) Ebediyetin her şeye hâkim, kelimelere sığmaz hikmeti, hayata ve yaşam çabasının beyhudeliğine bakarak gülmekteydi. Vahşi tabiattı burası; acımasız, kalbi buz kesmiş Kuzey topraklarıydı.

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 67

Ama bu arazide yaşam vardı; ortalıktaydı ve direniyordu. Buz tutmuş su yolunun aşağısında, bir grup köpek çabalayıp durmaktaydı. Uzun kürkleri buz kesmişti. Nefesleri ağızlarından çıkar çıkmaz donuyor, köpüklü parçacıklar halinde fışkırıp, gövdelerindeki tüylere yapışıyor ve buz kristallerine dönüşüyordu. Köpeklerin üzerinde deri koşum takımları vardı ve arkalarından sürüklenen kızağa, deri kayışlarla bağlıydılar. Kızakta sürücü yoktu. Sağlam huş ağacı kabuğundan yapılmış kızağın tüm yüzeyi, karla temas halindeydi. Kızağın baş tarafı, bir dalga misali kabaran yumuşak karı aşağı çekecek ve bastıracak şekilde, bir parşömen tomarı gibi yukarı kalkıktı. Uzun ve dar bir kutu, kızağa sağlamca bağlanmıştı. Kızakta başka şeyler de vardı: Battaniyeler, bir balta, kahve cezvesi ve tava. Ama en fazla göze çarpan ve en çok yer kaplayan şey, uzun dar kutuydu.

Köpeklerin önünde, geniş kar ayakkabıları giymiş bir adam çabalıyordu. Kızağın arkasında ikinci bir adam çabalamaktaydı. Kızaktaki kutunun içinde, çabası sona ermiş üçüncü bir adam yatıyordu; tabiat bu adamı yenmiş ve bir daha hareket edemeyecek, direnemeyecek hale gelene kadar ezmişti. Vahşi tabiat hareketi sevmez. Yaşam, ona bir saldırıdır, çünkü yaşam hareket demektir; vahşi tabiat her zaman hareketi yok etmeye çalışır. Akıp denize karışmasın diye suyu dondurur; ağaçlar güçlü yüreklerine dek buz kessinler diye onların usarelerini çeker; tabiatın en şiddetli ve dehşetli biçimde yağmalayıp ufalayarak teslim aldığı, insandır; yaşamın hep huzursuz ettiği, tüm hareketlerin an gelip eylemsizlikle sonlanacağı şeklindeki hükme, her daim başkaldıran insan.

Ama önde ve arkada, henüz ölmemiş iki adam, korkmadan, boyun eğmeden çabalıyorlardı. Bedenlerinin üzerinde kürkler ve tabaklanmış yumuşak deriler vardı. Nefeslerinden gelen buz kristalleri, kirpiklerini, yanaklarını ve dudaklarını öyle bir kaplamıştı ki, yüzlerini görmek mümkün değildi. (…) Ama tüm örtülerin altında hâlâ insandılar; tenhalığın, alaycılığın ve sessizliğin bölgesine girerek, devasa bir serüvene kalkışan bu cılız maceraperestler, uzay uçurumları kadar uzak, yabancı ve titreşimsiz bir dünyanın kudretine meydan okuyorlardı.

Konuşmadan ilerliyorlar, nefeslerini yaptıkları işe saklıyorlardı. Her tarafta, onlara varlığını somut şekilde dayatan sessizlik vardı. Sessizliğin onların zihinleri üzerindeki etkisi, derin su ortamının dalgıcın vücudunda bıraktığı etkiye benziyordu. Sessizlik, bitimsiz uzamın ve değiştirilemez fermanın ağırlığıyla onları eziyordu. Onları zihinlerinin en uzak girintisine kadar ezip, insan ruhunun tüm sahte şevklerini, coşkularını, yersiz özdeğerlerini, üzümün suyunu sıkar gibi içlerinden dışarı akıtıyordu; bu adamlar kendilerini sınırlı ve küçük olarak, görünmez bileşenlerin ve kuvvetlerin karşılıklı oyununda azıcık akıl ve yetersiz bir kurnazlıkla hareket eden birer noktacık, zerrecik olarak algılamaya başlayıncaya değin. Bir saat geçti, sonra bir saat daha. Kısa, güneşsiz günün solgun ışığı kaybolmaya başlamıştı ki, durgun havada, uzaktan gelen belli belirsiz bir çığlık duyuldu. Hızla süzülerek yükselen bu çığlık, en üst notasında gergin ve titrek şekilde bir süre devam ettikten sonra, yavaşça söndü.

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 68

Kederli bir sertlik ve aç bir arzu taşımasa, bu çığlık kayıp bir ruhun feryadı olabilirdi. Öndeki adam, gözleri arkadaki adamın gözleriyle buluşana dek, kafasını çevirdi. Sonra, uzun ve dar kutunun üzerinden, karşılıklı olarak başlarını salladılar.
İkinci bir çığlık, sessizliği kulak tırmalayıcı bir sesle iğne gibi delip geçti. İki adam da sesin nereden geldiğini anlamıştı. Geriden, az önce geçtikleri karlı alanın bir yerinden gelmekteydi. Yine geriden, ikinci çığlığın sol tarafından, ona cevap veren üçüncü bir çığlık yükseldi.
Öndeki adam:
— Peşimizdeler Bili, dedi.
Sesi, zorlukla konuşuyormuş gibi boğuk ve gerçekdışı çıkmıştı.
— Et bulmak zor. Günlerdir tek tavşan izi görmedim, diye yanıtladı arkadaşı.
Daha fazla konuşmadılar ama hâlâ, arkalarında yükselmeye devam eden av çığlıklarını dinliyorlardı. Karanlık çökünce, köpekleri su yolunun kıyısındaki bir ladin ağacı kümesine yönlendirdiler ve kamp kurdular. (…) Ateşten biraz uzakta öbeklenen kurt köpekleri, hırlıyorlar, birbirleriyle dalaşıyorlar ama karanlığa doğru gitmeye niyetli görünmüyorlardı.
Bili:
— Kampın epeyce yakınındalar galiba, Henry, dedi.
Ateşin başına çömelip, bir buz parçasıyla kahve cezvesini yerleştiren Henry, başıyla onayladı. (…)
— Burada postlarının güvende olduğunu biliyorlar, dedi.
Kaçıp da yem olmaktansa, karınlarının doyduğu yerde kalıyorlar. Çok akıllı bu köpekler canım.
Bili kafasını iki yana salladı.
— Ah, bilmem ki.
Arkadaşı, merakla ona baktı:
— Daha önce sen de hep, akıllı olduklarını söylerdin.
Diğeri, yediği fasulyeleri ağır ağır çiğneyerek:
— Henry, dedi, onlara yemek verirken nasıl hırgür ettiler, gördün mü?
— Evet, her zamankinden fazla şaklabanlık yaptılar.
— Kaç köpeğimiz var, Henry?
— Altı.
— Öyleyse, Henry…
Bili, söyleyeceklerinin önemi iyice anlaşılsın diye bir an durdu.
— Diyordum ki Henry, altı köpeğimiz var. Çantadan altı balık çıkardım. Her köpeğe birer balık verdim ve Henry, bir balık eksik kaldı.
— Yanlış saymışsın.
Diğeri, serinkanlılıkla tekrarladı:
— Altı balık çıkardım. Tek Kulak balıksız kaldı. Tekrar çantaya gidip ona da balık getirdim.
— Sadece altı köpeğimiz var, dedi Henry.
— Henry, diye devam etti Bili, hepsi bizim köpekler miydi bilmem ama, ben balık verirken sayılan yediydi.
Henry yemeyi bırakıp ateşin öte yanına baktı ve köpekleri saydı.

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 69

— Şimdi sadece altı taneler, dedi.
Bili sakin, kendinden emin şekilde yanıtladı:
— Diğerini karda koşarken gördüm. Yedi taneydiler.
Henry ona anlayışla bakarak:
— Keşke bu yolculuk artık bitse, dedi.
— Ne demek istiyorsun? diye sordu Bili.
— Demek istiyorum ki, sinirlerin bozulmuş ve hayaller görmeye başlamışsın.
Bili ağırbaşlılıkla:
— Bunu ben de düşündüm, dedi, sonra onu karın üstünde koşarken görünce, gidip baktım ve karda bıraktığı izleri gördüm. Ardından köpekleri saydım, altı taneydiler. İzler hâlâ orada duruyor. Bakmak ister misin? Gel göstereyim.
Henry yanıt vermeyerek, sessizce lokmasını çiğnemeyi sürdürdü ve yemek bitince, üstüne bir fincan kahve içti. Ağzını elinin tersiyle sildikten sonra konuştu:
— O zaman sana göre bu…
Karanlığın içinden gelen, iniltili, kederli ve vahşi bir çığlıkla, sözü bölündü. Henry durup dinledi ve sonra elini çığlığın geldiği yere doğru sallayarak cümlesini tamamladı:
— … onlardan biri miydi?
Bili başıyla onayladı:
— Gördüğüm şeyin başka bir açıklaması olsa keşke. Köpeklerin nasıl çıngar çıkardığını sen de fark etmişsin. Çığlık üstüne çığlık ve onlara yanıt veren başka çığlıklar, sessizliği bir tımarhaneye çevirmekteydi.
Her yandan bağrışlar yükseliyor ve köpekler, birbirlerine iyice sokularak korkularını belli ediyorlardı; ateşe öyle yakın duruyorlardı ki, tüyleri sıcaktan kavruluyordu. (…)

Jack LONDON (1876-1916)

1876’da San Francisco’da doğdu. Çocukluğu yoksulluk içinde geçen yazar, birçok işte çalışmıştır. 1899’da çeşitli dergilerde kısa öyküler yayımlamaya başlamıştır. Eserlerinde yaşam kavgasını, güçlü iradeye sahip kahramanların maceracı hayatlarını yazmıştır.

1. ETKİNLİK

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 70

Okuduğunuz metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarını aşağıya yazınız. Metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamım öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.

Cevap:

Kelime/Kelime Grubu: Çıngar çıkarmak
Tahminî Anlamı: Kavga çıkarmak
Cümlem: Kahveye çıngar çıkarmaya gelmiş.

Kelime/Kelime Grubu: inilti
Tahminî Anlamı: İnleme, acı çekme
Cümlem: Karşıdaki dağdan iniltiler geliyordu.

Kelime/Kelime Grubu: serinkanlılık
Tahminî Anlamı: serinkanlı olma durumu, soğukkanlılık.
Cümlem: Dayım çok serinkanlı bir insandır

Kelime/Kelime Grubu: vahşi
Tahminî Anlamı: Doğada evcil olmadan yaşayan hayvan
Cümlem: Ormanda vahşi bir kurt gördüm.

2. ETKİNLİK 

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.

1. Henry ile Bili, nerede kamp kurmuştur?

Cevap: Donmuş su yolunun iki yanında, karanlık ladin ormanlarının içinde kurmuşlar.

2. Henry ile Bill’in duydukları çığlıklar ne olabilir? Açıklayınız.

Cevap: Ormandan yükselen kurt inlemeleri, aslan ulumaları baykuş sesleri olabilir.

3. Bili, köpeklerin sayısının yedi olduğunu ısrar etmesine rağmen Henry ona neden inanmamıştır?

Cevap: Çünkü 6 balık vermiştir. Bir tane de balık artmıştır. 7 olsa bütün balıklar bitermiş.

4. Bili, Henry’yi yedi köpek gördüğüne nasıl ikna etmiştir?

Cevap: Ayak izlerini göstermiştir. 6 köpek ayak izi vardır bir tane de koşarken görmüştür eder yedi mantığında imiş.

5. Köpekler niçin korkmaktadır?

Cevap: Çünkü karanlığın içinden gelen, iniltili, kederli ve vahşi bir çığlık duymuşlardır.

3. ETKİNLİK 

Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.

Cevap:

Metnin Konusu: Köpeklerle ava çıkan karda ormandan gelen uğultularla korkan insanlar ve köpekleri
Metnin Ana Fikri: Birlik olmanın anlamı

4. ETKİNLİK 

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 71

Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız.

Cevap: KARDA YAŞAM SAVAŞI / KÖPEK DAYANIŞMASI

5. ETKİNLİK 

Metni tekrar okuyunuz. Metnin özetini ”özet çıkarma” yöntemine uygun olarak aşağıya yazınız. Özetinizi kendi ifadelerinizle ve bir bütünlük içinde yazmaya özen gösteriniz.

Cevap: Okuduğumuz metinde iki arkadaşın ormanda av yaparken verdikleri bir mola başlar. Bu mola sonrasında Bili köpeklere yemek olarak balık verir. Bili 6 olarak sayar köpekleri oysa Henri 7 olduğunu savunur. Ormandan bir uğultu bir sesler yükselir köpekler korkar. Özetin özeti olarak ise Bili (Bil) ve Henry’nin (Henri) yolculukları esnasında köpeklerinin kaybolduğunu anlatmaları işlenir.

6. ETKİNLİK 

a) Okuduğunuz metnin türü aşağıdakilerden hangisidir? İşaretleyiniz.

Cevap:

Fabl ()
Deneme ()
Roman  (X)
Efsane ()

b) Metnin türünü nasıl belirlediğinizi yazınız.

Cevap: Romandır. Çünkü  yarı köpek yarı kurt olan Beyaz Dişin hayatta kalma mücadelesi ve başından geçen olaylar olay yer zman ve kişi gibi unsurlarla uzun uzun anlatılmaktadır.

7. ETKİNLİK 

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 72

Cümlenin yüklem ve özne olmak üzere iki temel öğesi vardır. Cümlede kişi ve zaman unsurlarını da belirtecek şekilde iş, oluş, hareket bildiren, cümleyi bir yargıya bağlayan öge “yüklem” olarak adlandırılır. Cümlede yüklemin bildirdiği ; iş, oluş, hareket ve durumu yerine getiren kelime veya kelime grubu ise “özne” olarak adlandırılır.

a) Aşağıda verilen örneklerde cümlelerin temel öğeleri olan özne ve yüklemler belirtilmiştir.

b) Aşağıda verilen cümleler özne ve yüklemden oluşmuştur. Cümlelerdeki özne ve yüklemlerin altını çiziniz.

Cevap: İlk çizgi özneleri ikinci çizgi yüklemleri göstermektedir.

Evin her tarafı düzenliydi.
Sayısız kitabın bulunacağı bir kütüphane yaptırılacak.
Kapı önlerinde oturup konuşmak, annelerimize iyi gelen bir şeydi.
Çocuklarımız, bizim geleceğimizdir.
İşe zamanında gelmemesi, sıkıntılı bir durumdu.
Onun yaklaşmasını bekleyenler bağırıyordu.
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk edebiyatının önde gelen şairlerindendir.
Evimizin yakınına taşınmıştı.
Deve dikeni çiçekleri, iki yumruk büyüklüğündedir.

8. ETKİNLİK 

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 73

Cümlede yüklemin bildirdiği işten etkilenen öge “nesne” olarak adlandırılır. Nesne, “belirtili nesne” ve “belirtisiz nesne” olmak üzere ikiye ayrılır. Belirtili nesneyi bulmak için yükleme “Neyi? ve Kimi?” sorularından uygun olanı sorulur.

a) Aşağıdaki cümlelerin belirtili nesnelerini gösteriniz. Belirtili nesneyi bulmak için yükleme sorduğunuz soruyu yüklemin altına yazınız.

Güneşin sıcaklığını iyice hissettik. (neyi )

Cevap:

Geleceğimi onlara telefonla bildirdim. (neyi )

Cevap:

Eski kitapların hasar görmesi beni üzüyor. (kimi )

Cevap:

Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme, özne bulunduktan sonra “Ne?” sorusu sorulur.

b) Aşağıdaki cümlelerin belirtisiz nesnelerini gösteriniz. Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme sorduğunuz soruyu yüklemin altına yazınız.

Sana güzel bir kitap alacağım. ( ne )

Cevap:

Koca bir tabak yemek yedi. ( ne )

Cevap:

Bayramda çocuklara şeker ikram ettik. ( ne )

Cevap:

9. ETKİNLİK 

İhtiyar Balıkçı Metni Cevapları Sayfa 74

Cümlede yüklemin anlamını bulunma, ayrılma (çıkma), yönelme bakımından ilgili olduğu yer yönünden tamamlayan öge “dolaylı tümleç” ya da “yer tamlayıcısı” olarak . adlandırılır. Dolaylı tümleci bulmak için yükleme “Nereye?, Nerede?, Nereden?, Neye?, Neyde?, Neyden?, Kime?, Kimde?, Kimden?” sorularından uygun olanı sorulur. Aşağıdaki cümlelerin dolaylı tümleçlerini gösteriniz. Dolaylı tümlecini bulmak için yükleme sorduğunuz soruyu yüklemin altına yazınız.

Bilge dikkatli bir şekilde tahtaya bakıyordu. ( neye )

Cevap:

Seni görür görmez aşağıya indim. ( nereye )

Cevap:

10. ETKİNLİK 

Cümlede yüklemin anlamını durum, soru, zaman, yer-yön ve nicelik yönlerinden tamamlayan öge “zarf tümleci” ya da “zarf tamlayıcısı” olarak adlandırılır. Zarf tümlecini bulmak için yükleme “Nasıl?, Neden?, Niçin?, Ne zaman?, Niye?, Ne kadar?, Nereye? (Nere?)” sorularından uygun olanı sorulur. Aşağıdaki cümlelerin zarf tümleçlerini gösteriniz. Zarf tümlecini bulmak için yükleme sorduğunuz soruyu yüklemin altına yazınız.

Her akşam parkta yürürüz.  ( ne zaman )

Cevap:

Öğretmenimiz yukarı çıkmış. ( ne yöne )

Cevap:

11. ETKİNLİK

Sınıfınızda “evcil hayvanlar” konulu bir konuşma yapınız. Konuşmanızda ikna etme j stratejisini uygulayınız. Fikirlerinizin arkadaşlarınız tarafından kabul edilmesini sağlamak için fikirlerinizi destekleyen kaynaklardan, güvenilir delillerden ve verilerden yararlanınız.

Cevap:

EVCİL HAYVANLAR KONULU BİR KONUŞMA

Evcil hayvanlar aslında aileden biridir. Onlar bizim yaşamımıza renk katan, bizim yaşamımızı paylaşan canlılardır. Onların varlığı bizleri mutlu eder. Onlara sevgimizi verir onların sevgilerini güzel mırıltılarını alırız. O nedenle evcil hayvanlarımızın bizim için kıymetlerinin çok olduğunu söyleyebiliriz. Onlara sıcak bir yuvayı ve bir kap yemek vermeyi ihmal etmemeliyiz.

12. ETKİNLİK

Defterinize doğada yaşadıklarınızla ilgili bir anınızı kısaca yazınız. Yazınızı gözden \ geçirirken varsa yazınızdaki yazım, noktalama hatalarını ve anlatım bozukluklarını düzeltiniz. Yazdığınız anıyı sınıfta arkadaşlarınıza okuyunuz.

Cevap:

DOĞADA YAŞADIKLARIMLA İLGİLİ BİR ANI

Geçen sene okul olarak ormana geziye gitmiştik. Ormanda yaralı bir güvercine denk geldim. Aldım hemen öğretmenime gösterdim. Öğretmenim de onun yaralı kanadını sarıp onu ormana geri salmıştı. O gün bir canlıya yardımcı olduğum için kendimi çok mutlu hissetmiştim.

***İhtiyar Balıkçı metni cevapları Sayfa (66-67-68-69-70-71-72-73-74) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap