Çömlekçi Çömlekçi Baba Serbest Okuma Serbest Okuma metni cevapları ve soruları, Hecce Yayınları 8. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 187-188-189 (Vatandaşlık Teması)
Çömlekçi Çömlekçi Baba Serbest Okuma Serbest Okuma Metni Cevapları
Çömlekçi Baba Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 187
Çömlekçi Baba
Trakya üzerinden Edremit’e gittiğimiz zaman, araba vapuruyla Çanakkale’ye geçiyoruz, sonra ormanlar içinden Altınoluk ve Edremit. Vapurdan görünen yamaçlar, hep savaş alanı. Koca Seyitlerimizin dövüştüğü yerler. İki buçuk milyon insan can vermiş burada. Çanakkale İskelesi, bir satış alanı gibi. İki yanda çanak çömlek, topraktan yapılmış çeşitli kaplar, oyuncaklar. Böylece her eve giriyor Çanakkale toprağı. Ustalarca hamur gibi yoğrulup esere dönüştürülüyor. Çan’da bir de seramik fabrikası var.
“Çömlekçi Baba da buralarda yaşamış.” diyor dedem. Küçük bir köyde oturuyormuş. Bütün köylüler severmiş Çömlekçi Baba’yı. Çalışmaya başladı mı geçip karşısına saygıyla izlerlermiş. Ayaklan bir tekerleği döndürür, elleri yoğrulup hazırlanmış çamuru biçimlemeye koyulurmuş. Dünyanın en eski sanatıdır çömlekçilik. Hititlerden beri sürer Anadolu’da. Çömlekçi Baba, tüm kırları dolaşır, bulurmuş işine yarayacak toprağı. Sonra onu hamur gibi yoğurur, bir öncekinden güzel çanaklar, çömlekler, ibrikler, testiler, oyuncaklar yaparmış. Onları sergiledi mi, bayram yerine dönermiş evin önü.
Çömlekçi Baba Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 188
Ürünleri eşeğine yüklemeye başladı mı, “Tamam.” dermiş komşuları, “Köyümüzün ününü tüm dünyaya duyuracak ustamız.”
Tok gönüllü bir adammış Çömlekçi Baba. Köy köy dolaşır, ürünlerini satarmış.
Bir köy alanında sergi açtığında, gözleri ışıyan insanların testilere, çömleklere, oyuncaklara dokunması onu hoşnut edermiş. İşlerinin beğenilmesi, onu mutlu edermiş. Bazısını parayla, bazısını bir ölçek ekine, gücü yetmeyene öylece verirmiş.
Yine günün birinde ürünlerini eşeğine sarmış, yola koyulmuş. Kuşları, çağıldayan suları dinleyerek, yeni güzellikleri düşünerek gidiyormuş. Ardından birinin geldiğini bile fark etmemiş.
“Uğur ola yolcu!”
“Eyvallah yabancı, size de uğur ola.”
“Yükün nedir, ne alır ne satarsın?”
“Ne olsun, çanak çömlek.”
“Nereden alıyorsun onları? Para ediyorlar mı bari?”
Çömlekçi Baha’nın canı sıkılmış ama belli etmemiş.
“Kendim yaparım yabancı. Alıcılarım beğenirler, kimseden bir şikâyet duymadım bugüne değin.”
Bir süre konuşmadan öyle gitmişler. Sonra bir çeşme başında mola vermişler. Yabancı sokulmuş eşeğin sırtındaki yüke yakından bakmış:
“Bunların hepsini satsan ne kazanırsın?”
“Valla belli olmaz yabancı. Ekinle, parayla, bazen de bedava verdiğim olur.”
Yabancı bir eşeğe, bir de yaşlı adama bakmış. Çok zahmetli bulmuş işi. Böyle zor bir işle geçinmeye çalışması, yaşlı birine eziyet gibi gelmiş ona. Onların tümünü alır, kazanacağının birkaç katını verirsem belki toplu parayla daha kazançlı bir iş tutar, kurtulur yollarda sürünmekten diye düşünmüş.
Çömlekçi Baba Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 189
“Beri bak Çömlekçi Baba, sana şu kadar para! Yık yükünü şuraya, vazgeç yollardan, yorulmaktan.” demiş.
Çömlekçi Baba anlamamış gibi şaşkın şaşkın bakmış.
“Azımsadınsa babalık iki katı olsun vereceğim para. Vazgeç düşünmekten de, indiriver şunları şuraya hadi.”
Çömlekçi Baba’nın yüzü kararmış. Önerilen para çokmuş ama… İsteksiz isteksiz, yabancının niyetini anlamaya çalışarak yüzüne baka baka, yumurta tutar gibi usul usul yükünü yere indirmiş. Aldığı yüklü parayı koynuna yerleştirerek eşeğinin başını geldiği yöne çevirmiş. Yine de bu alışverişten rahat değilmiş içi. Hem gidiyor hem dönüp dönüp geriye bakıyormuş kuşkuyla.
Yabancı önündeki yığından bir testiyi alıp evire çevire bakmış, “Yoo, hiçbiri işime yaramaz benim.” demiş. Tüm gücüyle yere çarpıvermiş testiyi. Ardından bir çömleği, bir çanağı da.
Kulağına sesler geldikçe dayanamamış Çömlekçi Baba, geri dönmüş.
“Yeter yabancı, dur!. Hiç gözüm tutmadıydı seni zaten. (…) Milyon versen razı olmam, bu yaptığın emeğe saygısızlıktır.” demiş.
“Sana ne bundan! Mal benim değil mi, ne istersem yaparım.”
“Yoo, öyle değil o. (…) Bir işe yarasın diye yaptım ben bunları. Hoyratça parçalanmalarına gelemem. Şu testiyi biçimlerken köy kızı bunu sırtına vuracak, varıp buz gibi bir kaynaktan dolduracak, susuzluktan yanmış, dudakları kavrulmuş insanlar başlarına dikip ‘Lık, lık lık!’ içecek. Sonra şöyle yürekten bir ‘Ohhh!’ çekecek diye düşündüm. Ya şu küçük oyuncaktan kuş sesleri çıkartan bir köy çocuğunun sevincini duyabilir misin sen? Nasıl yok edersin insanların işine yarayacak bu güzellikleri? (…) Paradan daha değerli şeyler vardır, insanlık vardır dünyada…”
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
***Çömlekçi Çömlekçi Baba Serbest Okuma Serbest Okuma metni cevapları Sayfa (187-188-189) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Yorum Yap