Mevlana ve Öğretileri - Türkçe Ödevim

Mevlana kimdir? Öğretileri nelerdir? Mevlana ve öğretileri konulu araştırma yazısı.

Mevlana ve Öğretileri

Toplumlara ışık olan şahsiyetler vardır. Bu kişiler üstün karakterleri ile yaşadıkları toplumu aydınlatırlar ve bulundukları coğrafyanın da ötesine taşan üne sahip olurlar. Anadolu ve pek çok farklı coğrafyada “Mevlana” olarak tanınan düşünür de bu kişilerden birisidir. Mevlana ve öğretileri de yüzlerce yılı aşarak günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

Mevlana’nın tam ismi “Mevlana Celal al-Din Muhammed al- Belhi” olarak tarihi kayıtlarda yer almaktadır. Bugün ki Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan’da 1207 yılında dünyaya gelen Mevlana’nın isminde yer alan “Belhi” ifadesi de doğum yerini ifade etmektedir. Çünkü Mevlana, Horasan’da Türklerin yaşadığı Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Bir zaman sonra yaşadığı yerden göç eden Mevlana, 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Mevlana, hayatı boyunca pek çok konuda düşüncelerini dile getirmiş ve gelecek nesillere ışık tutmuştur. Mevlana’nın fikirleri ve öğütleri bugün dahi dilden dile, gönülden gönüle yayılmaktadır.

Mevlana’nın Öğretileri Nelerdir?

Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir. (Yapılan hatadan pişman olmak ve dönmek, kişiyi beklemediği kadar yüceltir.)
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Dünya tuzaktır, yemi ise istek. İstek tuzaklarından kaçının.
Genişlik, sabırdan doğar.
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Deniz köpeğin su içmesi ile kirlenmez. Güneş üflemekle sönmez.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır. (Her şeyi güzel görmek kişiye değer katar.)
Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır. (Üzüldüğün şey sana beklemediğin mutluluklar sunabilir.)
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Adalet nedir? Her şeyi yerli yerine koymak.
Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. (Gurur ve kibir yapma.)
Oyun, görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır. (Çocuk oyunları belki dışarıdan saçma gibi görünür ama çocuğun gelişmesini sağlar.)
Resimler ister haberleri olsun, ister olmasın, hepsi de ressamın elindedir, o elden çıkar. (Düşünebilen insanların olduğu gibi, düşünemeyen canlıların da yaratıcısı aynıdır.)
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Her korkuda binlerce eminlik vardır, göz karasında onca aydınlık mevcut. (Göz bebeği siyah olmasına rağmen pek çok şey gördüğüne göre, her kötü durumda bir umut vardır.)
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? (Bazı üzüntüler yeni başlangıçların müjdesidir.)
Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. (Anlamayan kişiye değer vermek boştur)
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Meyve tatlı bile olsa, olmadıkça ona ham derler. (Olgunlaşmamış kişi etrafında sevilmez.)
Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. (Kişinin dilinden çıkana dikkat edersen kalbinden geçeni anlayabilirsin.)
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyveler aşağı doğru çeker. Meyvesiz bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur. (Olgun kişi düşünceli, cahil kişi başı dik olur)
Ümit, güvenlik yolunun başıdır.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Dert, insana yol gösterir.
Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun. (Kötü işlerle uğraşan kişinin iyilik görmeye çalışması boşunadır.)
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan tohumunda böyle bir şüpheye düşüyorsun? (Yapacağın işi başaracağından umutlu olmalısın. Umut, başarılı olmanın ilk şartıdır.)