Keloğlanın Fasulyesi Serbest Okuma metni cevapları ve soruları, MEB Yayınları 4. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 192-193 (Millî Kültürümüz Teması)
Keloğlanın Fasulyesi Serbest Okuma Metni Cevapları
Keloğlanın Fasulyesi Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 192
KELOĞLAN’IN FASULYESİ
Bir varmış bir yokmuş, (…) Ülkenin birinde bir Keloğlan yaşarmış. Keloğlanın üç hayvanı Bunlar kedi, tavşan, papağanmış. (…) Keloğlan hayvanlarıyla birlikte şenlik içinde yaşar gidermiş. Keloğlan hayvanlarını çok severmiş. Hayvanları pek hoş, pek güzelmiş de tembellermiş biraz. (…) Keloğlan bir gün hayvanlarına, “Allaha ısmarladık.” deyip evden çıkmış. (…)
varmış.
Keloğlan o dağ senin, bu dağ benim deyip dolaşırken yol üstünde bir fasulye tohumu bulmuş. Ne yapayım bu tohumu diye kendi kendine düşünmeye başlamış. Önce demiş, “Vereyim bir sele, akıp gitsin yabana, ele. Yok, olmaz.” demiş sonunda. “Götürüp Musa emminin değirmeninde un edeyim. Undan yağlı börekle çörek yapayım. Çörekle böreği götüreyim anama. Hem anam yesin hem hayvanlarım yesin.” O akılda da durmamış. (…) Biraz düşünüp biraz kaşınırken “En iyisi bunu götürüp dikmek bir toprağa.” demiş. Dikersem bir fasulyeden bin fasulyem olur, diye düşünmüş. (…)
Almış fasulye tohumunu eline, kuvvetini aktarmış ayaklarıyla beline. Geldiği yolları bir bir geçerek, buz gibi soğuk sular içerek yeniden köyüne dönmüş. Ayrılık günlerinde özlediği tavşanının bıyıklarından, kedisinin maviş gözlerinden, papağanın yanardöner tüylerinden öpmüş. Hasretini giderdikten sonra fasulyenin tohumunu avucuna alıp onlara göstermiş. “Bunu toprağa dikersek bire bin verir.” demiş onlara. Yaşlılara can, gençlere kan olacağını anlatmış. Fasulyenin yoksulun eti olduğunu da söyledikten sonra, bunu toprağa dikmesi için kendisine kimin yardım edeceğini sormuş.
Tavşan, bıyıklarını oynatıp top kuyruğunu salladıktan sonra:
— Çok uykum var, demiş.
Kedi, maviş gözlerini açıp kapamış:
— Ayağım burkuldu, gelemem, demiş.
Papağan, renkli tüylerini dalgalandırmış:
— Çok yorgunum, demiş.
Bir şey dememiş Keloğlan. (…) Toprağı çapalayıp belledikten sonra fasulye tohumunu üstünü kapatmış. Keloğlan fasulyeyi diktikten sonra gün üstüne gün devrilmiş. Tohum yağmurun sularıyla nemlenmiş güneşin sıcağıyla kurumuş, iplik iplik kök salmış toprağa. Dal dal kol atmış gökyüzüne. Sevgiyle yeşermiş, sevdayla çiçek açmış. (…) Onların toplanıp çuvallanma zamanı gelince Keloğlan yine hayvanlarının yanına varmış:
— Fasulye bir iken bin oldu, demiş. Onu toplayıp harmanlayacak, çuvala, ambara dolduracağız. Biriniz bana yardım eder misiniz?
Tavşan, bıyıklarını sağa sola salladıktan sonra:
— Şu anda çok susadım, yardım edemem, demiş. Kedi, maviş gözlerini süzmüş yeniden:
— Uykum var, gelemem, demiş.
Keloğlanın Fasulyesi Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 193
Papağan, renkli tüylerini sallamış:
— Şimdi karnım ağrıyor, yatmak istiyorum, diye eklemiş.
Yine bir şey dememiş Keloğlan. Dememiş ama onların “hastayım, yorgunum, uykusuzum, susuzum, başım ağrıyor” gibi sözlerinin doğru olmadığını; çalışmaktan kaçmak için bunları uydurduklarını bilmiş. Keloğlan, iş başa düştü yine, demiş. (…) Dağa gidip odun, çeşmeye gidip su getirmiş. Odunları çatıp kazanı oturtmuş ocağa. Yağını, tuzunu koymuş. Fasulye pişerken güzel bir koku yayılmış ortalığa. Bu koku uyuyan kedinin, tavşanın, papağanın burunlarına kadar gitmiş. Uyandırmış onları.
— Karnım çok acıktı, diye mır mır etmiş kedi.
— Fasulyenin kokusu da çok güzelmiş, diye mırıldanmış tavşan.
— Ben fasulyeyi oldum olası severim, diye Keloğlana laf vurmuş papağan.
Keloğlan duymazlıktan gelmiş önceleri. Onların, çevresinde dolandıklarını görünce, “Sofrayı kurup fasulye yemeğini yemekte bana kim yardım edecek?” demiş.
Kedi, tavşan ve papağan koşuşup gelmişler. :x <£
— Ben ederim! (…)
an gülmüş. Biraz şiirle karışık yanıt vermiş onlara:
Tavşan, kedi ve papağan dostlarım.
Akşam, sabah yatan dostlarım.
Diken de, sulayan da, biçen de yok.
Yiyen de hazır dostlarım.”
Hepsi bu sözden utanmışlar. Başlarını önlerine eğmişler.
— Haklısın Keloğlan kardeş, demişler.
Hiçbiri uzanamamış fasulye yemeğine. Uzanıp da bir kaşık ağızlarına götürememişler.
— Utanmayın, yiyin demiş Keloğlan. Ne olursa olsun ben dostlarımdan ayrı yiyemem, acı söz söylerim kötü söz diyemem, diye eklemiş. (…)
Keloğlanın hayvanları utana sıkıla yanaşmışlar sofraya. Karınları çok acıktığı için çalmışlar kaşığı, yemekten sonra yıkamışlar bulaşığı. (…)
— Bundan sonra tembellik yapmayacağız Keloğlan, demişler. Yalnız yemekte değil, emekte de ortak olacağız.
Hep birlikte verdikleri sözü tutmuşlar, çalışıp kazanmanın planını kurmuşlar. O günden sonra olmuşlar tüm emekte birlikte, güzel günler yaşamışlar dirlikte. Yemek kadar emekte de mutluluk bulmuşlar, yaşamanın tadını daha güzel duymuşlar.
Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
***Keloğlanın Fasulyesi Serbest Okuma metni cevapları Sayfa (192-193) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Bu metnin konusu nedir