Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları (4. Sınıf Türkçe)

Çiçekli Bir Badem Dalı metni cevapları ve soruları, Tuna Yayınları 4. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 128-129-130 (Millî Mücadele ve Atatürk Teması)

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları (4. Sınıf Türkçe)

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları (4. Sınıf Türkçe)

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları Sayfa 128

HAZIRLANALIM

Soru: Yaptığınız araştırma sonucu Atatürk’le ilgili ulaştığınız anılardan birini arkadaşlarınızla paylaşınız.

Cevap:

Tarlada Uyuyakalınca

Mustafa Kemal dayısının bakla tarlasında bekçilik yapıyor, kargaların mahsullere zarar vermesini önlüyordu. Yine bakla tarlasını beklediği günün birinde, öğle vakti çardağın altında uykuya dalmıştı. Zamanın farkında olmasa da uyandı ve annesiyle dayısının konuşmalarını duydu. Zübeyde Hanım Mustafa Kemal’in uyuyakalma sebebini anlatıyordu. Kız kardeşi Makbule soğuk su içip hastalanmış. Mustafa Kemal de gece boyunca kardeşinin yanında beklemişti. Dayısı da yeğenini uyandırmak istememişti. Hatta öğle saatlerinde çardağın altında uyumayı kendisinin de çok sevdiğini söylemişti. Ayrıca bu öğlen sıcağında kavgalar tarlaya gelmez diye belirtmişti. Uykudan yeni uyanan Mustafa Kemal, konuşmaları işitince telaşla ayağa fırladı. Tarlada bekçilik yaptığı sırada uyur vaziyette annesine ve dayısına yakalanmak, Mustafa Kemal’in canını epey sıkmıştı. Fakat kız kardeşi Makbule’nin iyileştiğini öğrendiğinde rahatlamıştı.

“Çiçekli Bir Badem Dalı” metnini noktalama işaretlerine dikkat ederek sesli okuyunuz.

ÇİÇEKLİ BİR BADEM DALI

Onun ilk hastalık aylarında Çankaya’da dinlendiği günlerden birinde idi. Keçiören’den bir dal badem bahar çiçeği getirmişlerdi. Bir vazo içinde odasına konulduğu zaman yorgun ve hasta yüzünde bir sevinç belirdi: “Bahar gelmiş ne güzel!” dedi ve hemen devam etti: “Fakat bu güzel çiçekler meyve vermeden solacak ve sadece bizim birkaç günlük göz zevkimizi doyuracak, ne yazık!” Bir iç çekişle beraber gözleri bahar çiçeklerinde sabitleşti. Hareketsiz durmasından bir an için ürkmüştüm fakat herhangi : bir söz söylemekten çekindim. O, bahar kokusunu alabilmek için çiçeklere eğilmişti ve “Oh, hayatın gençliği ne nefis!” demekten kendini alamamıştı. Fakat bu meyve verecek dalların koparılmasından üzüldüğü görülüyordu.
Mustafa Kemal, bir sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi. Fakat hastalığının son günlerinde özlem duyduğu yer, bir çam ormanlığı olmuştur. Dolmabahçe Sara- yı’nın hasta kaldığı odasının duvarında asılı bulunan ve kendisine armağan edilen “ormanlık ve çayırlığı” yansıtan bir tabloya, yattığı yerden uzun uzun bakar ve yanına girdiğim zaman:
“Bana ülkemizin ormanlık yerlerinden tanıdıklarını anlat. Oralara gidelim. Ağaçlar altında dolaşabileyim. Basit bir hayata kavuşalım. İsteğim yeşillik ağaçlık fakat yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır.” diyen ızdıraplı, hasta sesi hâlâ kulaklarımda yankılar yapıyor.
Atatürk’ün ağaç ve yeşillik sevgisini yakından bilen Türk ulusu, Anıtkabir’in dört bir yanını Anadolu’da yetişen çeşitli ağaç ve yeşilliklerle donatmıştır. Hatta bütün dünya ulusları, Anıtkabir’in çevresine dikilmek üzere çeşitli fidan göndermişlerdir. Onun için Anıtkabir’in çevresindeki bu ağaç topluluğuna “Barış Parkı” denilmektedir.

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları Sayfa 129

1. ETKİNLİK

Soru: Aşağıdaki kelimelerin okuduğunuz metindeki anlamlarını TDK Türkçe Sözlük’ten belirleyerek ilgili kutucuklara yazınız.

Cevap:

çayır: Üzerinde gür ot biten düz ve nemli yer
ızdırap: keder
sahil: Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü; kıyı, yaka
ulus: Millet
ürkmek: Şaşkınlık ve korku duymak

2. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre defterinize cevaplayınız.

Cevap:

Soru: Atatürk’ün bahar mevsimi hakkındaki düşünceleri nedir?

Cevap: Atatürk, bahar mevsimini sevmektedir ve geldiği için mutlu olmuştur.

Soru: Atatürk, hayatının son günlerini ne tür mekânlarda geçirmek istemiştir?

Cevap: Atatürk, hayatının son günlerini yeşilliklerde, çam ormanlarında geçirmek istemiştir.

Soru: Anıtkabir’in çevresine dikilen ağaçlar nereden getirilmiştir?

Cevap: Anadolu ve dünyanın dört bir yanından getirilmiştir.

Soru: Atatürk’ün yeşile olan özlemi nasıl anlatılmıştır?

Cevap: “Bana ülkemizin ormanlık yerlerinden tanıdıklarını anlat. Oralara gidelim. Ağaçlar altında dolaşabileyim. Basit bir hayata kavuşalım. İsteğim yeşillik ağaçlık fakat yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır.” diyerek anlatmıştır.

3. ETKİNLİK 

“İstanbul’dan memleketime gittiğimde annem fırında patates, güveç, ıspanak gibi sevdiğim yemekleri yapardı.”
Bu cümlede anlatılanların iyi anlaşılması için örneklendirmeye başvurulmuştur. Sevilen yemeklere örnek olarak “fırında patates, güveç, ıspanak” verilmiştir. Bir düşüncenin daha iyi anlatılabilmesi için örneklerin verildiği cümlelere örneklendirme cümlesi denir.

Soru: Aşağıdaki metinde hangi örneklerin verildiğini yazınız.

Devrin ünlü kişilerini, büyük yazarlarını tanıma fırsatını küçük yaşta buldum. Mesela Atatürk’ün yakını yazar ve mebus (milletvekili) Ruşen Eşref Bey, romancı ve mebus Yakup Kadri Bey; sanat tarihçisi, ressam, (…), ilk sinemacı ve tarihî oyunlar yazan Celal Esat Bey, Şeyhülislam Cemalettin Efendi’nin oğlu Muhtar Bey, o zaman henüz gencecik bir liseli şair olan Cevdet Kudret hep orada tanıdıklarım arasında idi.

Cevap: Metinde yazar, tanıma fırsatı bulduğu kişilere örnek olarak Ruşen Eşref Bey’i, Yakup Kadri Bey’i, Celal Esat Bey’i, Muhtar Bey’i ve Cevdet Kudret’i veriyor.

Çiçekli Bir Badem Dalı Metni Cevapları Sayfa 130

4. ETKİNLİK 

Soru: Sınıfınızda üç grup oluşturarak aşağıdaki rolleri canlandırınız.

1. grup: Hasta arkadaşına çiçek götüren öğrenciler
2. grup: Ülkesinin güzelliklerini anlatan turist rehberi ve turistler
3. grup: Anıtkabir’i ziyaret eden öğretmen ve öğrenciler
Canlandırma yaparken:
Rolü zihninizde canlandırmaya,
Dikkatinizi birlikte rol aldığınız arkadaşlarınıza vermeye,
Yeni durumlara hazırlıklı olmak için tüm dikkatimizi oyuna vermeye, Sesinizi etkili kullanmaya dikkat ediniz.

Cevap:

Biz arkadaşlarımızla Anıtkabir’i ziyaret eden öğretmen ve öğrencileri canlandıracağız.

Erkan Öğretmen: Sınıf öğretmeni, tarih bilinci güçlü, Anıtkabir’i ziyarete gelen öğrencilere Atatürk’ü anlatmaya hevesli. (Öğretmeni ben canlandıracağım, diğer arkadaşlar kendi isimleriyle oynayacak.)

Ali: Meraklı ve enerjik bir öğrenci

Zeynep: Duygusal, tarihi olaylara karşı ilgili bir öğrenci

Mert: Sakin ve gözlemci bir öğrenci

Elif: Anıtkabir’i ilk kez görecek olmanın heyecanını yaşayan öğrenci.

****

Öğretmen (Erkan Öğretmen):
Çocuklar, işte Anıtkabir! Bugün burada, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak ve ona duyduğumuz saygıyı göstermek için bulunuyoruz. Hazır mısınız?

Ali:
(Çevresine bakarak heyecanla)
Evet, öğretmenim! Burası çok büyük ve etkileyici! Atatürk’ün mezarı burada mı?

Öğretmen:
Evet, Ali, şimdi Aslanlı Yol’dan geçip, Anıtkabir’in mozolesine doğru ilerleyeceğiz. Bu yolun her iki yanında bulunan aslan heykelleri, Türk milletinin gücünü ve bağımsızlığını simgeliyor.

Zeynep:
(Başını hafifçe eğerek)
Burası çok duygulu bir yer, öğretmenim. Atatürk’ü düşününce içim bir tuhaf oluyor. Onun sayesinde bugün buradayız, değil mi?

Öğretmen:
Haklısın, Zeynep. Atatürk’ün önderliğinde verilen mücadele sayesinde özgür ve bağımsız bir ülke olduk. Onun anısına saygı göstermek bizim görevimiz. Hepimizin burada bulunmasının nedeni budur.

Mert:
(Sakin bir şekilde gözleriyle Anıtkabir’i inceler)
Burada olmak, tarih kitaplarında okuduğumuz her şeyin gerçekte ne kadar büyük olduğunu hissettiriyor. Atatürk’ün büyüklüğünü daha iyi anlıyorum.

Öğretmen:
Evet Mert, burada olmak sadece tarihi hatırlamak değil, aynı zamanda Atatürk’ün bize bıraktığı mirası hissetmek anlamına geliyor. Bu miras; bağımsızlık, laiklik, çağdaşlık ve bilime dayanan bir gelecek.

Elif:
(Gözlerinde heyecanla)
Öğretmenim, burada başka neler var? Atatürk’ün eşyaları da var mı?

Öğretmen:

Evet, Elif. Mozolenin yanında bir müze var. Atatürk’ün kullandığı bazı özel eşyalar, savaş dönemine ait belgeler ve kıyafetler orada sergileniyor. Hep birlikte müzeyi de gezeceğiz.

Ali:
(Atatürk’ün mozolesine doğru bakar)
Atatürk burada mı yatıyor?

Öğretmen:
Evet, Ali. Mozolenin içinde Atatürk’ün naaşı bulunuyor. Biz şimdi ona saygımızı sunmak için içeri gireceğiz. Buraya geldiğimizde sessiz olalım, çünkü burası onun ebedi dinlenme yeri.

(Öğrenciler başlarıyla onaylar. Birlikte mozoleye doğru yavaşça yürümeye başlarlar. Aslanlı Yol’dan geçerken sessizlik hâkimdir.)

Zeynep:
(Başını hafifçe yukarı kaldırarak fısıldar)
Atatürk’e teşekkür etmek istiyorum, öğretmenim. Bize böyle bir ülke bıraktığı için…

Öğretmen:
(Gülümseyerek, hafif bir sesle)
İçinden geldiği gibi hisset Zeynep. Atatürk’ün ruhu, ona duyduğumuz sevgi ve minnetle her zaman bizimle olacak.

5. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıda verilen kelime grubunun sizde yaptığı çağrışımları kutucuklara ya zınız. Bu kelimeler arasında bağlantı kurarak bir şiir yazınız.

Cevap: Atatürk’te doğa sevgisi: Orman, ağaç, yeşillik, çiçek

ATATÜRK VE DOĞA

Çok severdi Atatürk yeşilliği ve doğayı
Ağaçlar diker diktirirdi her yere
Cennet köşesi olsun isterdi yurdu
Çok isterdi her yeri ormanla dolu yapmayı

Yurdunu seven doğayı da sevmeli
Böyle isterdi Atatürk’ümüz
Çiçeklerle donatalım yurdumuzu
Güzellikle dolsun gönlümüz

SONRAKİ METNE HAZIRLIK

Soru: Atatürk konulu şiirler araştırınız (“Atatürk” metninin “Hazırlık” çalışmasına yöneliktir.).

Cevap:

ATATÜRK

Atatürk’üm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde istiklâl harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürk’üm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürk’üm kabrinde rahat uyumak ister.

Cahit Sıtkı TARANCI

ATATÜRK

Nasıl söylerim öldüğünü
Atatürk’üm karşımda,
Yatmış uyumuş karlar üstüne
Kalpağı başında.

Nasıl söylerim öldüğünü
Çenesine uzanmış eli
Atatürk’üm çıkar Kocatepe’ye
Dalgın, düşünceli.

Nasıl söylerim öldüğünü
Elinde beyaz tebeşir
Geçmiş tahta başına
Atatürk’üm ders verir.

Nasıl söylerim öldüğünü
Başında yeni şapkası
Yola çıkmış yürümüş
Kalabalık arkasında

Nasıl söylerim öldüğünü nasıl
Bir ışık vurmuş yüzüne
Atatürk’üm bakıyor besbelli
Çekidüzen verelim üstümüze.

İlhan DEMİRASLAN

***Çiçekli Bir Badem Dalı metni cevapları Sayfa (128-129-130) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap