Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü metni cevapları ve soruları, MEB Yayınları 6. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 83-84-85-86-87-88-89-90-91 (Doğa ve Evren Teması)
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 83
HAZIRLIK
Soru: “Çiçekler ağacın gözü, kuşlar dilidir.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi açıklayınız.
Cevap: Ağaçlar sessiz görünse de çiçekleriyle hayatın güzelliklerini, kuşlarıyla ise bu güzelliklerin melodisini yansıtırlar. Çiçekler, ağaçların dünyayı gözeten, hayata bakışlarını simgeleyen güzellikleridir; kuşlar ise, ağaçların sessizce dile getiremediği şeyleri onların adına ifade eden, şarkılar söyleyen dilleridir.
Soru: Yaşadığınız çevrede hangi ağaç ve kuş türleri bulunmaktadır? Bu türlerin gözlemleyebildiğiniz özellikleri nelerdir? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Yaşadığım çevrede ağaç olarak çam, çınar, kavak ağaçları ile kuş olarak serçe, karga ve martı bulunmaktadır. Çamlar her zaman yeşildir, yapraklarını dökmez. Çınar kocaman ağaçlardır. Kavaklar da ince ve uzundur. Serçe küçücük, sevimli bir kuştur. Karga, serçeden daha büyüktür ve kaba bir sesi vardır. Martı ise bu kuşların en büyüğüdür.
Metni, noktalama işaretlerine dikkat ederek sesli okuyunuz.
ARDIÇ AĞACI İLE ARDIÇ KUŞUNUN ÖYKÜSÜ
Derler ki, insanoğlunun çağından çok önceleri yeryüzünde ateşten ve lavlardan başka bir şey yokmuş. Zamansız zamanlar sonra kabuğu soğumuş, içi hiddetle dolu olsa da dışı kabuk tutmuş genç dünyanın. Toprak ve su bölüşmüşler yerin yüzünü. Derini sular, yüceleri dağlar mesken tutmuş. Nice çağlar sonra, toprağın merhameti suyun bereketiyle buluşmuş. Derken Güneş’in sıcaklığı da değince bu buluşmaya, yaşam başlamış genç bir fidanla. Böylelikle ilk ve tek sakinleri ağaçlar olmuş yeryüzünün. Yaşamın başlamasıyla birlikte zamanın kumları da akmaya başlamış.
Başlarda her türden yalnızca bir ağaç varmış. Her biri kendi güzelliğini, rengini katmış dünyaya. Mevsimler umuda dönüşmüş. Toprağın merhameti, suyun bereketi ve havanın ferahlığı anlam kazanmış.
Ardından hayvanlar vücuda gelmiş ardı ardına. Göz açıp gördükleri, kendileri gibi canlı tek varlıklar olan ağaçlara tutunarak başlamışlar yaşama. Kimi yaprağını, kimi dalını, kimi gövdesini, kimi gölgesini, kimi de köklerini mesken edinmiş, evi bellemiş. Ağaçlar da sakınmamışlar dallarını, gövdelerini ve gölgelerini hayvanlardan. Böyle başlamış aralarındaki sonsuza dek sürecek uyum.
Yıllar yılları kovalamış. Ağaçlar büyümüş, serpilmiş ve erişkin ağaçlara dönüşmüş. Günün birinde de zamanın etkisini fark etmişler.
(…) Unutulup yitme gitme korkusu sarmış her birini.
Her ağaç çıkar yol aramaya başlamış. Bu arayış onlarca insanın ömrüne denk gelecek bir süre sürmüş. Sonunda kendilerinden sonra adlarını yaşatacak, nesillerini sürdürecek, kendilerine benzeyen fidanlar bırakırlarsa adlarının kalıcı olacağını düşünmüşler.
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 8^4
Böylece her ağaç neslini sürdürmenin yolunu denemeye girişmiş. Kimi dallarında kozalaklar, palamutlar, meyveler ve tohumlar vücuda getirip toprağa, suya ve rüzgâra salmış; kimi köklerini dört yana yayıp umutla beklemeye koyulmuş. Kimi bir mevsim beklemiş, kimi bir yıl beklemiş, kimi bir asır beklemiş.
Gel zaman git zaman, toprak kıpırdanmaya, her yandan fidanlar yükselmeye başlamış. Söğüt, çam, kestane, kiraz, ıhlamur, kavak… Acemi kökler, genç dallar, körpe yapraklar her yanı sarmaya başlamış. Her ağaç, yanında yöresinde boy salmaya başlayan fidanlarının kıvancıyla mutlu olmuştu.
Biri hariç…
Adı sanı bilinmeyen bir ağacın tohumu bir türlü çimlenip baş vermemiş topraktan. Aylar ayları, yıllar yılları kovalamış. Adsız ağaç umudu umuda eklemiş. Sarı yazda beklemiş, kara kışta beklemiş, yağmurlarda beklemiş, rüzgârlarda beklemiş. Gel gör ki ne tohumu çimlenmiş, ne fidanı yeşermiş.
Ağaçlar ormana dönüştükçe, adsız ağacın hüznü ummana dönüşmüş. Bekleyişi asırlar sürmüş.
Günün birinde neşeli, telaşlı ve sevect bir kuş gelip konmuş ağacın yaşlı dalına.
Derdi yok sanırdı bu hâlini gören. Gel gör ki derdi olmayanın yeri ne ki bu dünyada? Derdi neymiş diye sorarsanız, her kuşun maharetiyle bilindiği kuşlar dünyasında onun bir adı bile yokmuş.
Elinde bir tek iyiliklerle dolu yüreği varmış. Darda kalmışların yardımına koşmak ister, küçücük canını isteseler seve seve verirmiş. Ne var ki küçücük cüssesi yüzünden kimse adsız kuşa bırakın işini düşürmeyi, derdini açmaya bile tenezzül etmezmiş. Kimseler görmezmiş yüreğini.
Yine de derdini feryat figan dile dökmez, yüreğinin kuytularında saklarmış adsız kuş.
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 85
fasında kara bulutlar biriktirmez, neşeyle, şarkılarla ve iyilikle savarmış derdini başından. Herkese gülümser, hatır sorar, neşe saçarmış hiç değilse çevresine.
Yine etrafta selamlaşacak, söyleşecek birilerini ararken düşmüş yolu, adsız ağaca. Dalına konar konmaz da adsız ağacın kederi, ayaklarından vücuduna, oradan yüreğine ulaşmış. Ağacın derdi kendi derdi oluvermiş bir anda.
“Nedir seni böylesine kederlendiren ey güzel ve alımlı ağaç?”
(…)
“Kederim yalnızlığımdandır. Asırlardır çimlenmeyen, şu dallarımda gördüğün işe yaramaz tohumlarımdandır. Diğer ağaçlar ormanlara dönüşüp yeryüzünü tutarken ben gördüğün bu kuru kütüğe dönüşmekten başka bir varlık gösteremedim. Ne hava ne toprak ne su ne de güneş derman olabildi derdime. Hiçbirine de yüzüm, sözüm kalmadı. Bu gidişle kuruyup gideceğim ve korkarım ki adım sanım unutulup gidecek. Şu koskoca ormanların en işe yaramaz ağacı ben olmalıyım!”
Adsız kuş, adsız ağacın umutsuz hâline üzülmüş. (…) Yapabileceği tek şey onun yanında olmak ve ona kendini iyi hissettirmeye çalışmakmış. Öyle de yapmış.
Aniden ağacın dalından yere uçmuş ve adsız ağaçtan dökülen tohumları afiyetle yemeye başlamış.
“Tohumların işe yaramıyor mu sanıyorsun?” demiş adsız ağaca. “Bak, işe yaradı işte! Bir kuşun karnını doyurdun.” (…)
Böyle başlamış adsız ağaç ile adsız kuşun dostluğu. O günden sonra her gün ziyaret etmiş adsız kuş, adsız ağacı. Sabırla tohumlarını yediği adsız ağaca olanca sevgisini sunmuş. (…)
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 86
Günün birinde adsız ağaç hayatında gördüğü en güzel manzaraya uyanmış. Serin sabah yelinde kendisine benzeyen nazlı bir fidan, dibinde kendisine gülümsemekteymiş!
Mutluluktan dalı budağına dolanmış adsız ağacın. Hani köklerini topraktan çıkarabilse zıp zıp zıplayacakmış mutluluktan. Asırların yalnızlığı, kederi, umutsuzluğu silinmiş gitmiş bir anda.
Derken adsız kuş yeni haberlerle bitivermiş adsız ağacın dalında. Ormanın her yanında fidanlarının yetişmekte olduğu müjdesini vermiş. Adsız ağacın mutluluğu daha da katlanmış, genç fidanları gibi ormanın her yanına yayılmış. Artık onun da bir ailesi, adınıyaşatacak bir fidanı varmış.
“İyi ama tüm bunlar nasıl oldu?” diye sebebini merak etmiş adsız ağaç, bu harikulade durumun.
“Asırlardır gerçekleşmeyen dileğim, bir mevsimde nasıl gerçekleşti?”
Kısa zamanda işin aslı anlaşılmış. Adsız kuşun midesine inen tohumlar, umutla, sevgiyle ve sabırla yumuşamış, çimlenmeye hazır hâle gelmiş.
Adsız ağaçla adsız kuşun öyküsü, daldan dala, yapraktan yaprağa tüm ormana yayılmış. Aralarında başlayan dostluğun ardından gerçekleşen bu mucizevi durumdan ötürü her ikisi de ardıç adıyla anılmaya başlamış ormanlar ve hayvanlar dünyasında. Ardıç kuşu ve ardıç ağacı, sadece adlarını kazanmakla kalmamış, doğada başka hiçbir ağaca ve kuşa nasip olmayacak bir dostluk öyküsünün de kahramanlan olarak yer edinmişler hatıralarda. Zamanın sonuna dek dostluk ve sevgiyle anılmış adları.
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 87
1. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki harf gruplarından her biri, metinden bir sözcüğe aittir. Aşağıda, sözcükleri bulmanızı sağlayacak ipuçları yer almaktadır. Kaç numaralı yapraktaki sözcüğü bulmaya çalışacaksanız aynı numaralı ipucunu okuyunuz. Bulduğunuz sözcüğü ilgili yere yazınız.
Cevap:
1. Öfke, kızgınlık. (Hiddet)
2. Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi, kozak. (Kozalak)
3. Övünmek işi, övünç, iftihar. (Kıvanç)
4. Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı. (Körpe)
5. Yurdumuzda yetişen meşe türlerinin uzunca, fındığa benzeyen, sert ve pürüzlü, bir yüksük içinde bulunan, tanen bakımından zengin meyvesi, pelit. (Palamut)
6. Çimlenmek işi. (Çimlenme)
7. Elinden iş gelme durumu, ustalık, beceri. (Maharet)
8. İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, ikametgâh. (Mesken)
9. İnsan gövdesi. (Cüsse)
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 88
2. ETKİNLİK
Metinle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Soru: Yeryüzünün ilk sahibi kimlerdir?
Cevap: Yeryüzünün ilk sahibi ağaçlardır.
Soru: Ağaçlar nesillerini sürdürmek için neler yapmıştır?
Cevap: Kimi dallarında kozalaklar, palamutlar, meyveler ve tohumlar vücuda getirip toprağa salmış ; kimi köklerini dört yana yayıp umutla beklemiş.
Soru: Adsız kuş adsız ağacın hâline üzülünce nasıl davranmıştır?
Cevap: Yapabileceği tek şey onun yanında olmak ve ona kendini iyi hissettirmeye çalışmakmış.
Soru: Ardıç ağacı ile kuşun dostluğu nasıl başlamıştır?
Cevap: Ardıç kuşunun ardıç ağacının tohumunu yemesi ve onun işe yaradığını göstermek istemesiyle başlamıştır.
Soru: Ardıç ağacının asırlardır gerçekleşmeyen dileği bir mevsimde nasıl gerçekleşmiştir?
Cevap: Adsız kuşun midesine inen tohumlar umutla, sevgiyle ve sabırla yumuşamış, çimlenmeye hazır hâle gelmiş.
Soru: İnsan dışındaki canlıların birbirleriyle iletişim hâlinde olduğunu düşünüyor musunuz?
Cevap:
3. ETKİNLİK
Metinle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Soru: Metnin konusu nedir?
Cevap: Ardıç ağacı ile ardıç kuşu hikâyesinin konusu, doğadaki karşılıklı yardımlaşmadır.
Soru: Metnin ana fikri nedir?
Cevap: Doğadaki tüm canlıların birbiriyle etkileşim içinde ve birbirine muhtaç olmasıdır.
4. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki boşlukları metne göre doldurunuz.
Cevap:
Metinde Anlatılan Olay: Ardıç ağacının kuşa besin sağlaması, kuşun ise ağacın çoğalmasına yardımcı olmasıdır.
Metinde Yer veya Yerlerle İlgili Bilgiler: Yeryüzü, orman
Metinde Zamanla İlgili Yer Alan Bilgiler: Net bir zaman yoktur. İnsanoğlunun çağından çok önceleri, günlerden bir gün gibi ifadeler vardır.
Metindeki Şahıs ve Varlık Kadrosu: Ateş, lav, toprak, su, hayvanlar, ağaçlar, ardıç ağacı ve ardıç kuşu
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 89
5. ETKİNLİK
Soru: Aşağıda bir ek eklenerek yeni bir anlam kazandırılmış olan sözcükleri I numaralı alana, aldığı ekle anlamı değişmemiş veya ek almamış sözcükleri II numaralı alana yazınız.
Herhangi bir yapım eki almamış veya başka bir sözcükle birleşmemiş sözcüklere basit sözcük denir. En az bir yapım eki almış sözcüklere ise türemiş sözcük denir.
Cevap:
Soru: Atatürk, Şanlıurfa, bilgisayar, Kırıkkale, ayakkabı, hanımeli” sözcüklerinin ortak özelliği nedir? Açıklayınız.
Cevap: İki sözcüğün birleşmesiyle meydana gelmeleri.
En az iki sözcüğün yeni bir kavramı karşılamak amacıyla birleşerek oluşturduğu sözcüğe birleşik sözcük denir.
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 90
6. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki sözcüklerin basit mi, türemiş mi yoksa birleşik mi olduğunu belirleyerek bunları ilgili yere yazınız.
ağabey-orman-ağaçlık-oduncu-hanımefendi-Eskişehir-başkent-kuştan-köylü-bulut-denizler-simitçi
Cevap:
7. ETKİNLİK
Soru: İstediğiniz konuda bir konuşma metni hazırlayınız ve bu metinde 1. etkinlik sırasında öğrendiğiniz sözcükleri anlamlarına uygun olarak kullanınız. Metninizi yazdıktan sonra konuşmanızı yapmaya hazırlanınız ve konuşmanızı yapınız.
Cevap:
Sevgili Öğretmenim ve Arkadaşlarım,
Bugün, doğanın bize sunduğu mucizelerden ve bu mucizelerin ardındaki gizli uyumdan bahsetmek istiyorum. Hepimiz hayatın bir parçası olarak doğayı gözlemleriz, ama onun derinliklerinde yatan hazineyi her zaman fark edemeyiz. Tıpkı körpe bir filizin topraktan çıkışı gibi, her şeyin bir başlangıcı ve bir büyüme süreci vardır. Bu filiz, bir gün güçlü bir ağaca dönüşebilir; tıpkı toprakta çimlenme sürecini başlatan küçücük bir tohumun zamanla bir ormana hayat vermesi gibi.
Doğa, kimi zaman hiddet dolu bir fırtına ile karşımıza çıkabilir. Ancak bu fırtınalar bile, tıpkı bir meşe ağacının dalındaki palamutun toprağa düşmesi gibi, yaşamın yeni bir başlangıcına vesile olabilir. Her birimizin içinde taşıdığı cüsse, sadece fiziksel güç değil; aynı zamanda doğaya katkı sağlama potansiyelimizdir. Hepimiz, bu potansiyelimizi fark edersek, ormana düşen bir kozalak gibi çevremizde yeni yaşamlar başlatabiliriz.
Ancak bu dünyada var olmak sadece güçlü olmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda bir işi büyük bir maharet ile yapmak da gerekir. Doğanın sunduğu uyumu, yardımlaşmayı, yaşamın birbirine bağlı olduğunu anladığımızda, hem doğaya hem de birbirimize bir mesken olabiliriz. Böylece birlikte daha güçlü ve anlamlı bir hayat sürdürürüz.
Son olarak, bu karşılıklı yardımlaşma ve denge sayesinde hepimiz kıvanç duyabiliriz. Doğaya olan saygımız, onun bize sunduğu her fırsatı değerli kılar. Ne zaman bir ağaç, bir tohum ya da bir kuş görseniz, doğanın ne kadar büyük bir uyum içinde olduğunu hatırlayın.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim!
Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü Metni Cevapları Sayfa 91
8. ETKİNLİK
Soru: Araştırmanızdan edindiğiniz bilgilerden hareketle “ormanın faydalan” konulu istediğiniz türde bir metin yazınız. Metninize uygun bir başlık bulunuz.
Cevap:
Dünyanın Ciğerleri: Ormanlar
Ormanlar, doğanın en değerli hazinelerinden biridir ve hem çevreye hem de insanlara pek çok fayda sağlar. İlk olarak, ormanlar havayı temizler; fotosentez yoluyla karbondioksiti emer ve oksijen üretir, bu da soluduğumuz havayı daha temiz hale getirir. Ayrıca, su döngüsünde önemli bir rol oynayarak yağmur suyunu toprağa iletir, yer altı su kaynaklarını besler ve erozyonu önler.
Ormanlar, sayısız bitki ve hayvan türüne yaşam alanı sağlar, böylece biyoçeşitliliği korur. Aynı zamanda karbon depolama yetenekleri sayesinde iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik bir rol oynar. Ekonomik olarak ise ormanlar, odun, kâğıt, ilaç ve turizm gibi çeşitli alanlarda insanlara kaynak sağlar.
Son olarak, ormanlar insanların doğayla iç içe olabileceği huzur dolu ortamlar sunar, bu da ruh sağlığına olumlu etki yapar. Ormanların korunması, gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya yaratmanın anahtarıdır.
GELECEK DERSE HAZIRLIK
Soru: “Doğa ve evren” temalı şiirler bulunuz. Bulduğunuz şiirleri fotokopi ile çoğaltarak veya yazarak sınıfa getiriniz.
Şiir dinletisi etkinliği için fon müziği ve gerekli araç gereci hazırlayınız.
Cevap:
1. Şiir: Evren ve Doğa
Evren belli bir düzen içinde
Bütün dünya hep uyum içinde
Sanıyorlar ki doğa gökyüzünde
Oysa doğa ve evren benim içimde
Doğayı temiz tutmak ilk görevimiz
Böylece temiz olur evrenimiz
Mutlulukla dolsun güzel kalbimiz
Güzel olsun artık bütün çevremiz
Doğa ve evren ile ilgili bir düşün
Çocuklar sağlıklı bir çevrede büyüsün
Doğayı temiz tutmak çok önemlidir
Evrendekiler rahat bir yaşam sürsün
Doğa ve evrende yaşar canlılar
Temizlik ve sağlık mutluluk yayar
Evrenimizi güzelleştirmek için
Bilinçli hareket etsin tüm insanlar
2. Şiir: Bir Gülücük Bırak Evrene
Haydi bir gülücük bırak şimdi evrene
Dalga dalga dolaşıp ulaşsın tüm yüzlere
Bir türkü dolaşsın rüzgârlarla birlikte
Fısıldasın Güzelim yüreklere kuş sesleriyle
Bir tomurcuk serpiştir kurak toprağa
Bakarsın çiçek açar bellimi olur
Beklenmedik mucizeler Gelir belki baharla
Dolaşırız gene Arnavut kaldırımlı sokaklarda
Şimdi begonviller açmıştır sokaklarında
Sevgi çığlığı at yankılansın dağların ardına
Sen bir gülücük gönder gene bahara
Gönüller çiçek açar bellimi olur, “sabaha”.
***Ardıç Ağacı İle Ardıç Kuşunun Öyküsü metni cevapları Sayfa (83-84-85-86-87-88-89-90-91) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Yorum Yap