Birlik, iş bölümü, çalışmak, üretmek, insan, verimlilik” kavramlarından hareketle bir hikâye yazınız. Hikâyenizi oluştururken “Yazdıklarımı Değerlendiriyorum” formundaki maddeleri göz önünde bulundurunuz. ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları (2)
Birlik, iş bölümü, çalışmak, üretmek, insan, verimlilik” kavramlarından hareketle bir hikâye yazınız. Hikâyenizi oluştururken “Yazdıklarımı Değerlendiriyorum” formundaki maddeleri göz önünde bulundurunuz.
Birlik, iş bölümü, çalışmak, üretmek, insan, verimlilik” kavramlarından hareketle bir hikâye yazınız. Hikâyenizi oluştururken “Yazdıklarımı Değerlendiriyorum” formundaki maddeleri göz önünde bulundurunuz.

Hayvan Hakları ile İlgili Hikaye
KARINCA OKULU
Güzel bir günün habercisiydi aslında; gözümüzü kamaştıracak şekilde yükselen güneş, balkon ve pencerelerimize konuk olan kuşlar ve cıvıl cıvıl sesleri gelen çocuklar… Bir pazar sabahına daha uyanmıştım. Bugünün ayrı bir önemi vardı. Çünkü; bugün Türkiye’nin ilk milli parkı Yozgat Çamlığı’na piknik yapmaya gidecektik.
Elimi yüzümü yıkayıp aşağı inmeye kalmadan tüm hazırlıklar yapılmıştı . Kahvaltımızı yaptıktan sonra yola çıkacaktık. Pikniği daha doyulmaz yapmak için her gün mahallede arkadaşlarla beraber peşinde koşturduğumuz topum aklıma gelmişti. Hemen oda oda topumu aramaya başladım. İlk baktığım odada yok, burada da yok, burada da… Tam kaybolduğunu düşünmüşken babamın topumu arabaya koyduğunu gördüm. O an topu yeni almışçasına mutlu oldum ve heyecanla merdivenleri ikişer ikişer inerek arabaya koştum. Artık her şey hazırdı. Güzel gün başlayabilirdi.
Biz yolda giderken sokaklar bayram öncesi gibi kalabalıktı. Camdan dışarı bakıyordum. Bir taraftan ise annem ve babamın konuşmalarını dinliyordum. Babamın kalabalığa bakarak “Her yer karınca yuvası gibi, çok kalabalık.” dediğini duydum. O an karıncaları ve yuvalarını düşündüm, ne demek istediğini anlamamıştım açıkçası. Pek de önemsemeyerek kalabalığa doğru göz atmaya devam ettim. Kalabalıktan uzaklaştıkça insanların teker teker gözden kaybolduklarını gördüm. Artık piknik alanına yaklaşıyorduk ve insanların kahkahaları duyulmaya başlamıştı.
Arabadan iner inmez topumla oynamaya başladım. Oradan oraya koşup duruyordum. İnsanlar, havanın güzelliğini fırsat bilerek buraya akın ediyordu. Her yer insanlarla dolmaya başlamıştı ama burada yalnız insanların olmadığını, topumun karınca yuvasına yuvarlanmasıyla anladım.
Karıncaların boyundan büyük yükleri sırtladığını görünce çok şaşırmıştım. Topumu bırakıp onların dünyasına girmiştim resmen. Annem yanıma eğilerek ne yaptığımı sordu, sorduğu soruya cevap vermeye kalmadan büyük bir merakla beraber anneme karıncalarla ilgili sorular yöneltmeye başladım:
— Anne bu karıncalar kendisinden büyük yükleri nasıl kaldırıyorlar, ezilmiyorlar mı?
Annem ne yaptığımı anlamıştı ki gülümseyerek karıncaların, kendi ağırlıklarının 20-40 kat fazlasını taşıyabileceğini söyledi.
Karıncalarla ilgili yeni bilgiler öğrendikçe merakım daha da artıyordu:
— Peki o kadar büyük yiyecekleri ne yapıyorlar? Hepsini yiyebilseler o zaman daha büyük olmazlar mıydı?
Annem “Karıncalarda iki mide bulunur, birisi kendisi için diğeri de başka karıncalarla paylaşmak içindir.” dedi.
Annemin sözlerini duydukça gözlerim büyüyor ve ağzım açık kalıyordu. Aklıma arkadaşlarımla yemeğimi bölüştüğüm anlar geliverdi. Karıncalarla yaşamımızdaki ortaklıklar, onların da bizler gibi bir yaşamlarının olduğunu düşündürmeye başlamıştı bende. Paylaşımcı olmaları, birbirlerine yardımcı olmaları, kalabalıkken bile birlikte huzur içinde yaşanılabileceğini resmediyordu gördüklerim. İnsanlarla hayvanların yaşamı bu kadar benziyorken onların da kendine ait okulları, hastaneleri, yolları var mıydı?
Bu soru aklıma takılmıştı. Onlara bir okul yapsam acaba faydam olur muydu? Hayatlarını daha rahat ettirebilir miydim? Onların da biziler gibi okullara ihtiyacı olduğunu düşünerek, o karınca yuvasını o bölgenin okulu haline getirmiştim. Yapraklarla onlara bahçe yaptım, ekmek kırıntılarından ufak bir mutfak …
Şimdi hislerim, düşüncelerim buraya gelmeden önceki halimden daha huzurlu ve mutluydu. Onlar için yapabileceğimiz en güzel şeyin, onların varlığın bilerek yaşamak olduğunu anladım. Fakat insanlar doğayı ve Dünya’yı sanki tek başlarına yaşıyormuşçasına bilinçsizce kullanıyorlardı. Düşününce, insanların bıraktığı çöpler, küller, ağaçların kesilmesi, suyun bilinçsizce kullanımı, bir çok hayvanın yaşamını etkiliyordu. Doğayı, hayvanları korumak gerekiyor. Çünkü Dünya güzelse onlar sayesinde güzel. Onların da en az bizim kadar yaşam hakları var.
***7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 15 hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Öylesine biri