Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları (5. Sınıf Türkçe)

Her Yüreğe Nakış Gerek metni cevapları ve soruları, MEB Yayınları 5. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 150-151-152-153-154-155-156-157-158-159 (Duygularımı Tanıyorum Teması)

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları (5. Sınıf Türkçe)

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları (5. Sınıf Türkçe)

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 151

KEŞİF YOLCULUĞU

Soru: Uygun bilgi kaynakları ve materyallerden merhamet, vefa, yardımseverlik ile ilgili elde ettiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.

Cevap:

Merhamet, vefa ve yardımseverlik, insan ilişkilerini güçlendiren ve toplumsal dayanışmayı destekleyen önemli erdemlerdir:

Merhamet: Başkalarının acılarına karşı duyarlılık gösterme, onlara karşı anlayışlı ve şefkatli olma duygusudur. Merhametli bir insan, zor durumda olanlara yardım etme ve onları rahatlatma isteği taşır. Bu erdem, hem insanlar arasında güçlü bağlar kurar hem de toplumsal huzuru sağlar.

Vefa: Sadakat ve minnettarlık anlamına gelir. Vefalı olmak, yapılan iyilikleri unutmamak, zor zamanlarda destek olan kişilere karşı sorumluluk hissetmektir. Vefa, dostlukların ve insan ilişkilerinin sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlar.

Yardımseverlik: İhtiyaç sahiplerine karşılıksız yardım etme isteği ve eylemidir. Yardımsever insanlar, başkalarının refahını önemser ve sıkıntılarını hafifletmek için çaba gösterirler. Bu erdem, hem bireysel mutluluğa katkıda bulunur hem de toplumun dayanışma duygusunu artırır.

Soru: Örgü ve dikiş gibi el işi yapan büyüklerinizden de aldığınız bilgileri paylaşınız. Bunları nasıl ve niçin yaptıklarını da söyleyiniz.

Cevap:

Belirlediğim materyal ve kaynaklar; amaç, ilgi ve ihtiyaçlarıma uygundu. Başka bir kaynağa ihtiyaç duymadım.

Benim babaannem hem örgü örer hem de dikiş diker. Babaannem örgüyü özellikle kışın soğuk havalardan korunmak için kullanılabilecek patik, atkı, bere gibi eşyalar için yaptığını; dikiş işini de özellikle hazır giyimin yaygın olmadığı zamanlarda elbise, gömlek gibi giysiler ve örtü, çarşaf gibi şeyler için yaptığını söyledi. Ayrıca bunları bazen de ek gelir elde etmek için yaptığını ekledi.

Babaannem örgünün, iki ya da daha fazla şiş ve iplik kullanılarak ilmeklerin birbirine geçirilmesiyle yapıldığını, dikişin de kumaş parçalarını bir araya getirmek ya da onarmak amacıyla iğne ve iplik kullanılarak elle ya da dikiş makinesiyle yapılabildiğini söyledi.

Soru: Siz hangi el işini yapmak isterdiniz? Niçin?

Cevap: Ben kendi giysilerimi kendim yapabilmek için dikiş yapmak isterdim.

Öğretmeniniz metni okurken onu dikkatlice dinleyiniz.
Metni işitilebilir bir ses tonuyla anlamı yansıtacak şekilde vurgu ve tonlamaya dikkat ederek okuyunuz.

HER YÜREĞE NAKIŞ GEREK
Ayşenur’ların evlerinin bahçesinde bir ıhlamur ağacı vardı. Çok büyük bir ağaçtı. Öylesine büyük bir ağaçtı ki, babası ve hattâ dedesi bu ağacın ne zaman dikildiğini bilmediklerini söylerlerdi.
İlkbaharın ılık günleri yavaş yavaş geride kalıyor, yerini yazın sıcak günlerine bırakıyordu.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 151

Sıcak günlerde ıhlamur ağacının serin gölgesinde oturmak çok hoş oluyordu. Hele bir de ıhlamur ağacının çiçek açtığı günlere denk gelirse bambaşka bir güzellik ortaya çıkıyordu. Ihlamur çiçeğinin güzel kokusuna doyum olmuyordu.
Böyle bir yaz günü küçük Ayşenur ıhlamur ağacının altındaki sandalyelerden birine oturmuştu. Elinde nakış işlenen bezin gerildiği bir kasnak vardı. Ayşenur beze nakış yapıyordu. Nakışta kullandığı iplikler çok canlı renklere sahipti. Kırmızı, mavi, sarı hepsi birbirinden güzel renklerdi.
Ayşenur dalmış nakış işlerken dedesi, sokak kapısından içeri girdi. Ayşenur’u ağacın altında oturuyor görünce, ona doğru yöneldi. Yanına kadar geldi. Onu, siyah saçlarından okşadı.
— Benim küçücük kızım… Ne yapıyorsun bakayım?
Bunu söylerken sandalyelerden birine de o oturdu. Ayşenur, bakışlarını elindeki bezden dedesinin yüzüne çevirdi. Ona bakmaya başladı. Dedesinin yüzünde o hiç eksilmeyen gülümsemesi vardı. Ayşenur da, dedesine gülümsedi. Cıvıl cıvıl sesiyle dedesine cevap verdi:
— Nakış işliyorum dedeciğim.
Dedesi de Ayşenur’a bakıyordu. Yaşına rağmen güçlü bakışları vardı. Siyah gözleri yuvasında ışıl ışıldı.
— (…) Nakış işlemeyi nereden öğrendin? Senin yapabileceğin bir iş değil ki bu!..
Ayşenur, dedesinin yüzüne bakmaya devam ediyordu.
— Ablam öğretti dedeciğim. Zor bir şey değil ki…
— Öyle mi?… Ben de zor bir şey olduğunu sanırdım.
Ayşenur, oturduğu sandalyeden ayağa kalktı. Dedesinin yanına geldi. Yaptığı nakışı dedesine göstermek istiyordu. Yüzünde bir iş yapmanın verdiği sevinç ve mutluluk okunuyordu.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 152

— Bak dedeciğim!… Yaptığım nakışlar bunlar.
Ayşenur, işlemekte olduğu bezi dedesinin yanındaki sehpanın üzerine bıraktı. Dedesi, merakla onun yaptığı işlemeye bakıyordu.
— Nedir bu yaptığın Ayşenur? Bana anlat bakalım.
Ayşenur, beze işlemekte olduğu tomurcukları gösterdi:
— Bak bunlar gül tomurcukları dedeciğim!… Henüz daha açmamışlar!… Açacaklar!…
— (…) Kendin gibi gül tomurcuğu!…
Dedesi, Ayşenur’u saçlarından okşamaya devam ediyordu. Yanaklarından da öptü onu.
— Bu tomurcuklar büyüyüp açacaklar değil mi çocuğum?
— Evet dedeciğim. Tomurcuklar büyüyüp gonca olacaklar. Sonra da açıp gül olacaklar.
— İşle yavrum işle!… Bu boş bezin üstüne tomurcuk işle!… Biraz daha büyümüş goncaları işle!… Açılmış gülleri işle!…
Ayşenur, dedesinin anlattıklarını dinliyordu. Dedesinin sesi çok duygulu idi.
— Ama, daha başka güzel şeyler de işle!… Bugün insanoğlu güzel duygulara muhtaç… Güzel hasletlere muhtaç… Elindeki beze, bu tomurcukları, goncaları, gülleri işlerken o küçücük yüreğine de bazı güzel duygu ve hasletleri işle…
Ayşenur, dedesinin anlattıklarından etkilenmişti.
— Ne gibi dedeciğim?
— İnsanın muhtaç olduğu, hasret kaldığı pek çok güzel duygu ve haslet var kızım. Bunları da yüreğine işle. Her çocuk bunları yüreğine işlesin. Geleceğin toplumunu sizler oluşturacaksınız. İşlesin ki, sîzlerin yürekleri, kalpleri, gönülleri bu güzel duygu ve hasletlerle bezenmiş olsun.
Dedesi konuşmasını yavaşlattı. Yüzündeki gülümseme gitmiş yerini derin bir düşünce almıştı. Ayşenur’un yüzüne daha bir yoğun baktı.
— O güzel duygu ve hasletlerin bazılarını söyleyeyim sana kızım. Sevgi onların en başta gelenidir. İnsanları sevmek çok büyük bir meziyettir. Hattâ hayvanları bile sevmek gerekir kızım. Bundan başka daha bir çok güzel duygu vardır. Saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek bunlardan sadece bir kaçıdır. Temizliği sevmek ve temiz olmak, çevrenin güzelliğini korumak duygusu da bunlar arasındadır. Bu duygularla bezenmiş yüreklere sahip bir toplum düşün çocuğum!…
Ayşenur’un yüzünde imrenme duyguları belirmişti.
— Böyle bir toplum ne kadar güzel olur değil mi dedeciğim?!…
— Elbette… (…) Birbirini seven insanlardan meydana gelmiş bir toplum düşün. Birbirlerine, bazılarını saydığım bu güzel duyguları besleyen insanlardan meydana gelmiş bir toplum hayal et. Bunun nasıl bir toplum olabileceğini tasavvur et kızım, insan olarak bu duygu ve davranışlara ne kadar muhtaç olduğumuz ortadadır!… Benim güzel kızım!… Onun için, bezine gül tomurcuğunu, gül goncasını, açılmış gülleri işlerken, yüreğine de bu duyguları işle. Her çocuk yüreğine bu duyguları işlemeli. Çünkü her yüreğe nakış gerek.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 153

1. ETKİNLİK

Soru: Aşağıdaki adımları takip ederek metni değerlendiriniz.

Cevap:

Soru: Ayşenur ve dedesi arasındaki konuşma ile bize hangi değerler öğretilmeye çalışılıyor?

Cevap: Ayşenur ve dedesi arasındaki konuşma ile bize sevgi, saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek, temizlik, çevreyi korumak gibi değerler öğretilmeye çalışılıyor.

Soru: Bu değerleri öğrenmek neden önemlidir?

Cevap: Bu değerleri öğrenmek güzel bir toplum meydana getirmek için önemlidir.

Soru: Sevgi, saygı, merhamet gibi değerleri yeni nesillerin öğrenmesi gerekir.” cümlesi toplumumuzun kabul ettiği bir ölçüt olabilir mi? Neden?

Cevap: Evet, olabilir. Çünkü bu değerler bir topluma huzur, güven ve mutluluk getirir.

Soru: Cevabınız “evet” ise bu cümleyi ölçüt olarak aşağıya yazınız. Cevabınız “hayır” ise metindeki bilgileri karşılaştıracağınız bir ölçüt belirleyiniz.

Cevap: Sevgi, saygı, merhamet gibi değerleri yeni nesillerin öğrenmesi gerekir.

Soru: Ayşenur’un dedesinin, Ayşenur’a verdiği öğütleri inceleyin. Bu öğütlerde hangi değerler vurgulanıyor? Yazınız.

Cevap: Güzel değerlere sahip olmak, insan ve hayvan sevgisi, saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek, temizlik, çevreyi korumak

Soru: Metinde anlatılan olaylar ve karakterlerin davranışları, belirlediğiniz ölçütle uyum sağlıyor mu? Örneklerle açıklayın.

Cevap: Evet sağlıyor. Örneğin Ayşenur dedesine çok saygılıdır, dedesi de torununa büyük bir sevgi ve şefkat beslemektedir.

Soru: Metindeki olaylar ve karakterlerin davranışlarının ölçütle uyumlu olup olmadığı konusunda ulaştığınız sonucu yazılı olarak ifade edin. Bu sonucun toplumsal önemi hakkında düşüncelerinizi açıklayın.

Cevap: Evet sağlıyor. Örneğin Ayşenur dedesine çok saygılıdır, dedesi de torununa büyük bir sevgi ve şefkat beslemektedir. Toplum olarak da herkes birbirine karşı sevgi ve saygıda kusur göstermezse o toplumda huzur ve mutluluk olur.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 154

2. ETKİNLİK 

Soru: Metnin ilk görselini ve metinden alınan aşağıdaki paragrafı inceleyiniz.

“Ayşenurların evlerinin bahçesinde bir ıhlamur ağacı vardı. Çok büyük bir ağaçtı. Öylesine büyük bir ağaçtı ki, babası ve hatta dedesi bu ağacın ne zaman dikildiğini bilmediklerini söylerlerdi.”

Cevap: Paragrafı inceledim.

Soru: Paragraftaki ıhlamur ağacı ile değerlerimiz arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Defterinize tahminlerinizi ifade ettiğiniz bir paragraf yazınız.

Cevap:

Ihlamur ağacı, köklü ve uzun ömürlü yapısıyla, değerlerimizin sağlamlığı ve sürekliliği ile ilişkilendirilebilir. Tıpkı ıhlamur ağacının toprağa sıkı sıkıya tutunup yıllarca büyümesi ve etrafa gölgelik sağlaması gibi, merhamet, vefa ve yardımseverlik gibi değerler de toplumu ayakta tutan, nesiller boyunca aktarılan köklü erdemlerdir.

Ihlamur ağacının hoş kokulu çiçekleri ve gölge veren yaprakları, bu değerlerin toplumda yaydığı olumlu etkilere benzetilebilir. Merhamet ve yardımseverlik, insanların zor zamanlarında onlara ferahlık verir, tıpkı ıhlamurun şifalı çayı gibi. Vefa ise, tıpkı ağacın dallarının birbirine kenetlenmesi gibi, insan ilişkilerini güçlü ve dayanıklı hale getirir.

Sonuç olarak, ıhlamur ağacı doğada nasıl bir denge ve huzur kaynağı ise, bu değerler de toplumsal hayatta barış ve huzurun temelidir.

3. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıdaki soruların cevaplarını metinden hareketle defterinize yazınız.

Cevap:

Soru: Ihlamur ağacı Ayşenur için ne ifade eder?

Cevap: Ayşenur, sıcak günlerde ıhlamur ağacının serin gölgesinde oturmaktan çok hoşlanıyordu. Ihlamur ağacının çiçek açtığı günlerde bambaşka bir güzellik ortaya çıkıyordu. Ihlamur çiçeğinin güzel kokusuna doyum olmuyordu.

Soru: Ayşenur’un nakış işlemesine dedesi nasıl tepki vermiştir?

Cevap: Ayşenur’un nakış işlemesine dedesi şaşırmış, bunu nereden öğrendiğini, nakış işlemenin Ayşenur’un yapabileceği bir şey olmadığını söylemiştir.

Soru: Dedesi, Ayşenur’a hangi güzel duygu ve hasletleri beze işlemesini önermiştir? Neden?

Cevap: Dedesi, Ayşenur’a sevgi, saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek, temizlik, çevreyi korumak gibi duygu ve hasletleri işlemesini önermiştir.

Soru: Ayşenur’un dedesi, Ayşenur’a hangi toplumsal sorumlulukları hatırlatmıştır?

Cevap: Ayşenur’un dedesi, Ayşenur’a temiz olmak ve çevrenin güzelliğini korumayı hatırlatmıştır.

Soru: Nakışla hangi duygular arasında ilişki kurulmuştur? Niçin?

Cevap: Nakışla saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek arasında ilişki kurulmuştur. Aynı nakışa bazı desenleri işlemek gibi bu duyguları da topluma işlemek gerekir çünkü.

Soru: Metinde söz edilen duyguların sizce insan ilişkilerine nasıl bir etkisi olur? Örneklerle açıklayınız.

Cevap: Bu duyguların insan ilişkilerine çok olumlu etkileri olur. Çünkü bu duygular karşılıklı yaşanan duygulardır. Bu duyguların karşılıklı olarak yaşandığı bir toplumda huzur ve barış hâkim olur. Saygı duyduğumuz kişiden de biz saygı görürüz, yardım ettiğimiz kişi de işimiz düştüğünde bize yardımcı olur.

4. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıdaki paragrafı okuyunuz. Verilen atasözlerinin ve kalıplaşmış sözlerin anlamına karşılık gelen kavramları paragraftan bularak örnekteki gibi yazınız.

İnsanları sevmek çok büyük bir meziyettir. (…) Bundan başka daha bir çok güzel duygu vardır. Saygı, sevgi, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, ikramda bulunmak, hediyeleşmek bunlardan sadece birkaçıdır. Temizliği sevmek ve temiz olmak, çevrenin güzelliğini korumak duygusu da bunlar arasındadır. Bu duygularla bezenmiş yüreklere sahip bir toplum düşün çocuğum!..“

Cevap:

Çam sakızı çoban armağanı (hediyeleşmek)
Su küçüğün, söz büyüğün (saygı)
Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar. (yardımseverlik)
Kalp kalbe karşıdır. (sevgi)
Aslan yattığı yerden belli olur. (temizlik)

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 155

5. ETKİNLİK 

Soru: Okuduğunuz metinde torununu nakış işlerken gören dedenin yüz ifadesi aşağıdakilerden hangisi olabilir? İşaretleyiniz.

Cevap:

Soru: Konuşmamızda duygularımızın yüz ifademize yansıması karşımızdakini nasıl etkiler? Açıklayınız.

Cevap: Karşımızdaki kişi bizim söylediklerimizin samimiyetine inanır.  Konuşmamıza anlam kazandırır. Söylediklerimizden daha çok etkilenir. Karşımızdaki kişi, bizim yüz ifadelerimiz aracılığıyla duygularımızı daha iyi anlayabilir ve bu da iletişimde güven ve samimiyet oluşturur.

6. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıda istenenleri okuduğunuz metinden edindiğiniz bilgiler doğrultusunda yazınız.

Cevap:

Yaşanan olay nedir?: Ayşenur’un nakış işlerken dedesi ile olan sohbeti
Olayı yaşayanlar kimlerdir?: Ayşenur ve dedesi
Olay ne zaman yaşanmıştır?: İlkbahar sonu, yaz başlangıcı
Olay nerede geçmektedir?: Ayşenur’un evlerinin bahçesi

Soru: Okuduğunuz hikâyede olayla kahramanların etkileşimi okuyucuya iletilmek istenen mesajı güçlendirmiş midir? Neden?

Cevap: Evet güçlendirmiştir. Çünkü Ayşenur’la dedesi arasında güçlü bir sevgi ve saygı vardır. Bu durum, metinde verilmek istenen mesajı güçlendirmiştir.

Soru: Karekodu okutarak “Yazı Sandığı” adlı etkileşimli içeriği yönergeler doğrultusunda tamamlayınız.

Cevap: Emeğin Değeri adlı etkinliği tamamlayıp hikâyemi yazdım.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 156

7. ETKİNLİK 

Soru: “Her Yüreğe Nakış Gerek” metninin serim, düğüm, çözüm bölümlerini belirleyiniz. Bu bölümlerde neler anlatılmaktadır? Yazınız. Serim, düğüm, çözüm bölümlerini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Söyleyiniz.

Cevap:

Serim bölümünü belirlerken metnin giriş bölümü olmasına, metinde geçen kişi, zaman ve yerin verilmesine dikkat ettim. Metnin serim bölümü, metnin ilk iki paragraftır.

Düğüm bölümünü belirlerken metindeki olayın başlamasına ve okuyucuyu merak ettirecek hâle gelmesine dikkat ettim. Metnin düğüm bölümü 3.paragrafla son paragrafa kadar olan bölümdür.

Çözüm bölümünü belirlerken metindeki olayın sona ermesine, metinde verilmek istenen mesajın verilmesine dikkat ettim. Metnin çözüm bölümü son paragraftır.

Soru: Metinde bölümler arası geçişler sizce uygun bir şekilde yapılmış mıdır? Bölümler arasındaki olay akışı tutarlı mıdır? Söyleyiniz.

Cevap: Evet metinde bölümler arası geçişler bence uygun bir şekilde yapılmıştır. Bölümler arasındaki olay akışı tutarlıdır. Mesela düğüm bölümünün başında “Böyle bir yaz günü” denilerek artık asıl olayın başladığı hissettirilmiştir.

8. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıda verilen “kavramlar” ve “kişilik özellikleri” tablolarını inceleyiniz.

Cevap:

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 157

Soru: Aşağıdaki yönergeleri dikkate alarak bir hikâye yazınız.

Kavramlar tablosundan bir kavram seçiniz.
Ana karakteriniz için bir kişilik özelliği seçiniz. Bu özelliği ana karakterin belirli bir olay veya durumda nasıl göstereceğini düşününüz.
Seçtiğiniz kavram ve kişilik özellikleriyle uyumlu bir olay örgüsü tasarlayınız. Serim, düğüm ve çözüm bölümleri arasındaki geçişleri ön bilgilerinizden de yararlanarak uygun bir şekilde yapınız.
Duygu ve düşüncelerinizi hayal gücünüzle birleştirerek yazınızı zenginleştiriniz.
Ana karakterin diğer karakterlerle diyaloglarına yer veriniz

Cevap:

MERHAMETLİ MELEK

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Merhametli Melek adında bir kadın vardı. Melek, kasabadaki herkesin sevgiyle bahsettiği biriydi çünkü her zaman başkalarına yardım etmeye istekliydi. O, sadece kalbiyle değil, elleriyle de yardım eden biriydi. Herkesin ona bir sorunu olduğunda başvurduğu bir iyilik meleği gibiydi.

Bir gün, kasabaya kış erken geldi. Kar fırtınası her yeri beyaza bürümüş, yollar kapanmış, insanlar evlerinden çıkamaz hâle gelmişti. Melek, penceresinden dışarıya baktığında, yaşlı komşusu Ayşe teyzenin evinde ışık olmadığını fark etti. Ayşe teyzenin yalnız yaşadığını biliyordu ve fırtınada ona yardım etmesi gerektiğini düşündü.

Melek, hemen kalın paltosunu giyip Ayşe teyzenin evine doğru yola koyuldu. Soğuk hava ve kar yüzünden yürümek zor olsa da merhamet dolu kalbi onu adım adım ilerletti. Ayşe teyzenin kapısını çaldığında yaşlı kadın, yorgun ve bitkin hâlde kapıyı açtı. Melek, içeride hiçbir yiyecek ya da ısınacak odun olmadığını görünce hemen harekete geçti.

Ayşe teyze, utangaç bir sesle “Kızım, ben yardım isteyemedim… Kimseyi rahatsız etmek istemedim.” dedi.

Melek, tatlı bir gülümsemeyle, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır, Ayşe teyze. Beni rahatsız etmedin, aksine seni yalnız bırakmak beni üzerdi.” dedi. Hemen kendi evine dönerek bir sepet dolusu yiyecek, odun ve sıcak giysiler getirdi. Ayşe teyzenin ocağını yaktı, ona sıcak çorba hazırladı ve evini sıcacık yaptı.

Bu yardım, kasabada kısa sürede duyuldu. Melek’in bu yardımseverliği, diğer insanlara da örnek oldu. Kasaba halkı, birbirlerine daha fazla yardım etmeye başladı. Herkes, bu zor kışta birbirinin yanında oldu, kimse aç ve üşümüş kalmadı.

Melek, sadece Ayşe teyzenin değil, kasabanın tamamının yardımına koşmuştu. Onun merhameti, kışın soğuğunu kırıp kasabada dostluk ve dayanışma sıcaklığını getirmişti. Kasaba halkı, Melek’e olan minnetlerini her zaman dile getirir, onu “Kasabanın Yardımsever Meleği” olarak anmaya devam ederdi.

Soru: Hikâyenizi hem içerik hem de yazım ve noktalama yönünden gözden geçiriniz.

Cevap: Hikâyem yönergeye uygun şekilde seçtiğim kavram ve kişilik özelliğine uygundur. Metnimi kontrol edip yazım ve noktalamayla ilgili yanlışlıkları düzelttim.

Soru: Öğretmeninizin geri bildirimiyle güçlü ve gelişmeye açık yönlerinizi belirleyiniz. Bu yönlerinizi sonraki etkinliklerde geliştirmeye çalışınız.

Cevap: Öğretmenimiz hikâyemi çok beğendi ama kişileri biraz daha fazla konuşturmam gerektiğini söyledi.

Soru: Hikâyenizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

Cevap: Sizler için yazdığımız “Merhametli Melek” adlı hikayeyi arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 158

9. ETKİNLİK 

Soru: Dostluk” sizin için ne ifade eder? “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” atasözüyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.

Cevap: Dostluk benim için arkadaşlıktan ötesini ifade eder. Her arkadaşımız dostumuz değildir. Dostluk bambaşka bir şeydir. Dostluk fedakârlıktır, onu kendine tercih etmektir, kendinden önce onun iyiliğini düşünmektir. Tabii ki her insan gibi bizim ve dostlarımızın da bazı kusurları, küçük olumsuzlukları olabilir. Bunları çok fazla büyütmemeli, yeri geldiğinde onları uyarabilmeliyiz. Eğer en küçük bir olumsuzlukta dostlarımızdan vazgeçersek bir gün bakarız ki hiç dostumuz kalmamış. İşte “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” atasözü de bize bunu anlatmaktadır.

Soru: Metni dinlemek için karekodu okutunuz.

Cevap: Metni dinlemek için karekodu okuttum.

Soru: Dinlediğiniz metinde iki arkadaşın duygularını ifade ediş biçiminde ne gibi farklılıklar vardır? Söyleyiniz.

Cevap: Bir tanesi sesini yükseltip öfkeli bir şekilde ifade etmiş. Diğeri daha sakin kalıp düşüncesini kuma yazmış.

Soru: İki arkadaşın dostluğunun devam etmesinin nedenleri nelerdir? Siz dostluğunuzu devam ettirmek için neler yapıyorsunuz? Söyleyiniz.

Cevap: İki arkadaşın dostluğunun devam etmesinin nedenleri, birbirlerini çok sevmeleri, zor zamanlarında birbirlerine yardım etmeleri, birbirlerine vefalı olmaları, yaşanan küçük sorunları büyütmemeleridir. Ben de dostluklarımın devam etmesi için arkadaşlarımın küçük kusurlarını büyütmüyorum, onlara her zorluklarında yardım ediyorum.

10. ETKİNLİK 

Soru: Aşağıdaki paragrafı okuyunuz.

Rengârenk çiçekler, yemyeşil ağaçlarla dolu harika bir resim çizmeye başladınız. Resmi tamamlayıp resim defterinizi kapatırken çizdiğiniz ağacın üzerinde şöyle bir not belirdi: “Çizdiğin dünyayı daha yakından görmek ister misin? En yakın arkadaşınla birlikte bu dünyaya davetlisin!” Hemen en yakın arkadaşını aradın ve evine davet ettin. Bu renkli dünyada arkadaşınızla bir maceraya atıldınız.

Cevap: Paragrafı dikkatlice okudum.

Soru: Paragraftan hareketle arkadaşınızla yaşadığınız maceraları hayal gücünüzle birleştirerek anlatmaya çalışınız. Konuşmanızı yaparken aşağıdaki yönergeleri dikkate alınız.

Kısa süreli zihinsel ön hazırlık yapınız.
Anlatacağınız olayla ilgili deneyimlerinizi hayal gücünüzden yararlanarak zenginleştiriniz.
Anlatımınızı alışılmışın dışında birtarzla yapmaya çalışınız.
Sesinizi duyguyu yansıtacak biçimde ayarlayınız.
Konuşmanızı beden dilini ve mekânı etkili kullanarak yapınız.

Cevap:

Heyecanla en yakın arkadaşım Mete’yi aradım. Ona olanları anlatırken, Mete şaşkın ama bir o kadar da hevesliydi. Hemen bize geldi, ikimiz de resim defterini açıp ağacın yanına baktık. Bir anda, odamdaki dünya silinmeye başladı. Renkler etrafımızı sardı, çiçeklerin kokusu gerçekmiş gibi burnumuza geldi. Gözlerimizi açtığımızda, kendimizi çizdiğim o büyülü dünyanın tam ortasında bulduk.

Çiçeklerin arasından bir arı bize doğru süzülerek uçtu. Arı, “Hoş geldiniz! Bu dünyada sizi bekleyen büyük bir macera var!” dedi. Biz ikimiz, şaşkın ama heyecanlı bir şekilde arının peşinden gitmeye başladık.

Bir süre yürüdükten sonra, kocaman bir gökkuşağı vadisine geldik. Renkli çiçekler, parıltılı nehirler ve devasa ağaçlar her yerdeydi. Her şey hayal ettiğimizden daha canlı, daha büyüleyici görünüyordu. Vadiyi keşfetmeye başladık. Birkaç adım sonra, kocaman bir ağaç kovuğunda yaşayan yaşlı bir kaplumbağa ile karşılaştık. Kaplumbağa, “Bu dünyada her şey mümkün, ama size bir sır vermeliyim. Bu dünyada ne kadar cesur ve yardımsever olursanız o kadar çok büyülü güç kazanırsınız.” dedi.

Mete, “Haydi, bu macerada neler yapabileceğimizi görelim!” diye bağırdı. İkimiz de heyecanla, vadideki köprüleri geçip, kocaman mantarların üzerlerine zıplamaya başladık. Bir anda karşımıza yardıma ihtiyacı olan küçük bir kuş çıktı. Kanadı yaralanmıştı ve uçamıyordu. Kuşa yardım ettik, yarasını sardık ve ona biraz su verdik. Kuş bir anda kanatlarını açtı, etrafımızdaki hava parıldadı ve kuş, “Teşekkür ederim, yardımseverliğiniz sayesinde bu dünyanın gizli yollarını açtınız!” dedi.

Kuşun sözleriyle birlikte, önümüzde sihirli bir kapı belirdi. Kapıdan geçtiğimizde, daha önce hiç görmediğimiz renklerle dolu bir dünya karşımıza çıktı. Gökyüzünde süzülen adalar, uçan balıklar ve kocaman çiçekler her yerdeydi.

Mete, “Bu dünya tam bir hayal gibi! Ne kadar çok keşfedecek şey var!” dedi. Ben de ona katıldım, bu büyülü dünyada daha fazla macera yaşamak üzere keşfetmeye devam ettik.

Her adımda yeni arkadaşlar edindik, yardımlaşarak daha fazla sihirli güç kazandık ve bu büyülü dünyada unutulmaz anılar biriktirdik.

Soru: Konuşmanızı tema sonundaki “Konuşma Becerisi Öz Değerlendirme Ölçeği”ni kullanarak değerlendiriniz.

Cevap: Bu formu sizler doldurabilirsiniz.

Her Yüreğe Nakış Gerek Metni Cevapları Sayfa 159

11. ETKİNLİK

Soru: Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlede altı çizili kelimelerin karşıladığı anlamları belirleyiniz.

Ayşenur, oturduğu sandalyeden ayağa kalktı.

Cevap:

Soru: Altı çizili kelimelerden hangisi aynı cinsten varlıkları karşılamak için kullanılmıştır? Söyleyiniz.

Cevap: sandalye

Soru: Altı çizili kelimelerden hangisi eşi olmayan varlıkları karşılamak için kullanılmıştır? Söyleyiniz.

Cevap: Ayşenur

Soru: Okuduğunuz metinden aynı cinsten varlıkları karşılayan kelimeler bularak yazınız.

Cevap: Aynı cinsten varlıkları karşılayan: dede, yüz, çocuk, ıhlamur, ev, bahçe.

12. ETKİNLİK

Soru: Sayı vermeden ismin birden fazla olduğunu nasıl ifade ederiz? Söyleyiniz.

Cevap: Sayı vermeden ismin birden fazla olduğunu sonuna “-ler, -lar” eki getirerek ifade ederiz.

Soru: Aşağıdaki paragrafta altı çizili kelimelerin sayıları ifade etme yönünden aralarındaki farkı söyleyiniz.

Yumuşak yünleri ve sakin bakışlarıyla içimi ısıtan hayvanlardır koyunlar. Köydeki günlerimde belki de en çok özlediğim şey doğada onların sakin hâllerini izlemekti. Koyun sürüsünün arasında dolaşırken dedemle geçirdiğim günleri hiç unutamam. Fakat içlerinde bir tanesi vardı ki her zaman benim için özeldi. Koyunum Pamuk, sürmeli gözleriyle etrafı süzerken hep beni takip ederdi. Onu ellerimle beslerdim. Keşke o günlere tekrar dönebilsem…

Cevap:

Koyunlar: Çoğul isim
Sürü: Topluluk ismi
Koyunum: Tekil isim

Soru: Siz de isimleri farklı sayılar ifade edecek şekilde cümlelerde kullanınız. Cümlelerinizi kurarken gereksiz kelimelere yer vermeyiniz.

Cevap:

Annem ve babam bu yıl tatile gideceğimizi söyledi. Bunu duyunca ben ve kardeşlerim çok muylu olduk. Ailemle güzel bir tatil yapmak fikri bana heyecan verdi.

Burada “annem, babam” sözcükleri tek bir varlığı karşılar. “Kardeşlerim” kelimesi “-ler” ekini aldığı için birden fazla varlığı karşılar. “Aile” kelimesi ise “-ler” ekini almadan birden fazla varlığı (anne, baba, çocuk) karşılar.

***Her Yüreğe Nakış Gerek metni cevapları Sayfa (150-151-152-153-154-155-156-157-158-159) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap