Öğretmenin Sevinci metni cevapları ve soruları, MEB Yayınları 5. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 52-53-54-55-56-57-58-59-60-61-62-63-64-65-66-67-68-69-70-71 (Oyun Dünyası Teması)
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 52
KEŞİF YOLCULUĞU
Soru: Uçurtma ile ilgili bildiklerinizi anı, gözlem ve deneyimlerinizden hareketle arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Uçurtma, genellikle hafif malzemelerden yapılan ve bir ip yardımıyla gökyüzünde uçurulan bir yapıdır. Çocukların ve yetişkinlerin keyifle oynadığı bu oyun, aynı zamanda özgürlüğü ve hayalleri temsil eden bir simge olarak da kabul edilir. Ben de uçurtma uçurmayı çok severim. Ağabeyimle biz de kendi uçurtmamızı yapıp gökyüzünde uçururuz. Ama ağaca ya da tellere takıldığında çok üzülüyorum.
Soru: Geleneksel çocuk oyunları ve bu oyunların kültürümüzdeki önemiyle ilgili araştırmanızdan edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap:
Geleneksel Çocuk Oyunları ve Kültürümüzdeki Önemi
Geleneksel çocuk oyunları, büyüklerimizin küçükken oynadığı ve bize miras kalan oyunlardır. Bu oyunlar, sokakta ya da bahçede oynanan, eğlenceli ve öğretici oyunlardır. Körebe, saklambaç, mendil kapmaca, ip atlama gibi oyunlar, hem arkadaşlarımızla güzel zaman geçirmemizi sağlar hem de hareket etmemizi destekler.
Bu oyunlar, sadece eğlence için değil, aynı zamanda dostluk, paylaşma ve takım olma duygusunu geliştirmek için de önemlidir. Ayrıca, kültürümüzü tanımamıza yardımcı olur ve büyüklerimizle ortak anılar oluşturmamızı sağlar. Geleneksel oyunları oynayarak hem eğleniriz hem de kültürümüzü yaşatırız.
*****
Öğretmeniniz metni okurken onu dikkatlice dinleyiniz.
Metni vurgu ve tonlamaya dikkat ederek normal konuşma hızınıza yakın bir hızda sesli okuyunuz.
Metin, alındığı kaynaktaki yazım ve noktalaması korunarak kitabınıza aktarılmıştır. Metni okurken cümle içinde ve sonunda kullanılan noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarına dikkat ediniz.
ÖĞRETMENİN SEVİNCİ
“Öff! dedim belimi doğrulturken. “Nasıl da yorulmuşum.” Oturduğum döşemenin üzerinden kalkıp, kendimi yumuşak bir koltuğa attım. Gözlerimi odanın içinde dolandırırken, çevreme serpiştirdiğim rengârenk uçurtmalara sevinçle baktım. Tüm renklerin gelip göz bebeklerime yerleştiğini duyumsadım.
Bir gökkuşağını anımsatan upuzun ve rengârenk kuyruklarıyla yerde, masanın, sandalyelerin üzerinde duran uçurtmalarımı parmağımı uzatarak, tek tek saydım. “Tam on iki uçurtma. Mahallenin çocuklarına yeter mi? Geçen yıl sekiz tane yapmıştım da, birkaç çocuk açıkta kalmıştı. Yetmeyecek olursa bir daha, bir daha yaparım, öyle çok malzemem var ki…”
Yaşlı bedenim oturduğum koltuğa biraz daha gömülürken, ilk kez yorulduğumu hissettim. Beş gündür bu uçurtmalarla uğraşıyor, onları çocukların hoşuna gidecek biçimlere sokmaya çalışıyorum. Bundan öyle büyük bir sevinç duyuyorum ki, anlatması kolay değil.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 53
Koltuğuma biraz daha gömülürken, “Yarın olsun, gökyüzü renklerle donanacak, bir yarın olsun,” diye mırıldandım ve göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettim.
Yattığım yerden fırlayıp pencereye koştum. Sabah olmuş, öyle güzel bir gün başlamıştı ki, içim sevinçle doldu. Penceremin kanadını ardına kadar açtım ve kollarımı iki yana açarak baharı kucakladım. Baharın ılık nefesi açık yakamdan içeri girip tüm vücudumu bir müjde gibi sardı.
Bugün kendimi çok canlı hissediyorum. İçi içine sığmaz bir çocuk gibiyim. Çocuksu sevinçlerle dolu olduğum için art arda neşeli kahkahalar attım. Artık giyinmeliyim, çocuklarımın beni bahçe kapılarında ya da pencere önlerinde beklediklerini biliyorum. Heyecanlı ve sabırsız olduklarını da. Çünkü üç bahardır böyle oluyor.
Giyinirken bir yandan da düşünüyorum. Öğretmen emeklisiyim. Ama emekli olmak bana göre değil, daha doğrusu öğrencilerimden uzakta kalmak.
Bu düşünceyle ve onlara yakın olma tutkusuyla, bir okulun kantinini işlettim uzun süre. Mutluluk dolu günlerdi onlar. Minicik öğrenciler benden bir şey satın aldıklarında, ellerindeki paraya değil, sadece o küçük, aydınlık yüzlere bakardım. O anda yaşlı yüreğim bilinmedik sevinçlerle dolup taşardı.
Biraz daha yaşlanınca, o işi de bırakıp bu semte taşındım. Yalnız yaşıyorum, çocuklarım ve torunlarım yok ama, bu semtin tüm çocukları benim torunlarım, kopamadığım öğrencilerim. Bir de beni mutlu eden uçurtmalarım var.
Kendimi bu düşüncelerden kurtarıp, uçurtmalarımın yanına gittim. Onları iki koltuğumun altına sıkıştırıp hevesle dışarı fırladım. Bağırıyorum:
“Haydi çocuklar! Öğretmen dedeniz geldi!.. Uçurtmalarınız geldi!..”
Kulakları dışarıda olan çocuklar, bu sesle kendilerini dışarı attılar. Bir anda çevremi sarıp bağırıp çağırmaya, uçurtmalarına kavuşmak için sabırsızca tepinmeye başladılar.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 54
“Durun!.. Durun!” diye bağırdım. Hepinize yetecek kadar var, sabırsız olmayın. Şu mor renkli uçurtma senin Can. Kuyruğu alacalı olan da Gün’ün. Palyaço suratlı olanını Deniz’e yaptım. Neredesin, küçük Deniz?”
Ohh… Nihayet uçurtmalarım afacan sahiplerini buldu. Çok mutluyum, çocuklar gibi seviniyorum. Küçük Deniz’in elinden tuttum, kırlara doğru koştuk.
“Koyuverin uçurtmalarınızı! Koyuverin rüzgâra karşı!.. Gökyüzünde martılar gibi süzülsünler, göğün rengine karışsın uçurtmalarınızın rengi!” diye haykırıyorum. Yoksa çocuklardan daha mı heyecanlıyım? Bu heyecanım çocuklara da yansıdı. Onlar da bağırıyor, » çağırıyor, neşeli çığlıkları kırlarda yankılanıyor.
Papatyalı tepelere ulaştığımızda, uçurtmalarımızı hep birlikte baharın ılık rüzgârlarına karşı bıraktık. Onlar gittikçe yükseliyor, renkli kuşlar gibi süzülüyorlar. Gökyüzü onlarla doldu, sanki güneş yedi rengini salıvermiş de mora, turuncuya, kızıla boyamıştı bu sonsuz boşluğu.
“Nasıl da süslendi gökyüzü! Görüyor musun, öğretmen dede? diye bağırdı Can uzaktan.
“Sanki gökyüzüne renkli bir tül çekilmiş,” diye ilave etti Onur.
“Evet,” diye yanıtladım başımı gökyüzünden ayırmadan. Bakın,bakın! Kuyruklarını nasıl da iki yana ahenkle sallıyorlar!
Bana bu çocuksu heyecanı veren, papatyalı tepeler mi, yoksa içimde birer tomurcuk gibi açan çocuklar mı? Doğrusu anlayamıyorum. Sevgili küçüklerim haykırıyorlar:
“Benim uçurtmam artık o kadar yüksekte ki, onu göremiyorum!”
“Benimkisi şu anda güneşle kucaklaşıyor, bunu görebiliyorum!
Onlara gülümseyerek baktım. Bir an çocukluğumu anımsadım. Benim ve babamın
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 55
elinde birer uçurtma var. Babam bağırıyor: “Haydi Ali, koyuver uçurtmanın ipini! Sal gökyüzüne, bugün gökyüzü bizim olacak! Yarışacağız seninle ve kazanacağım yarışı. Dondurma ısmarlayacaksın bana unutma haa!” Ardından neşeli kahkahalar. Yüreğim burkulur gibi oldu.
Kendimi tekrar uçurtmalara ve çocuklara verdim.
“Elindeki yumağı yere at Deniz!” diye bağırdım. “Sal salabildiğin kadar ipi. Bak! Baharın ılık rüzgârları onu alıp nasıl da yücelere götürüyor!” Onlara bakarken, güneşten kamaşan gözlerimi iyice ovuşturdum. Küçük Deniz’e bakıp, “Bu mevsim en az onun kadar taze, onun kadar canlı” diye düşündüm. Bu canlılığı ben de içimde duyuyorum. Kıştan çıkmak kolay mı? Bir de benim gibi yaşlı olunca insan, baharı nasıl da özlemle bekliyor.
(…)
Yanlarından geçen bir uçurtma ile havalanan leylekler, bu rengârenk uçurtmaların içinde ahenkle kanat çırpıp bir kaybolup, bir çıkıyorlardı. Daha sonra uçurtmaların içinden sıyrılıp, gökyüzünün masmavi boşluğunda kaybolup gittiler. Leyleklere, mavi bir atlas gibi parlayan gökyüzüne ve papatyalı tepelere uzun uzun baktım. “Keşke her mevsim bu tür güzelliklerle dolu olsa,” diye düşündüm.
“Haydi yarışın!
Uçurtmalarınızı daha yücelere salın çocuklar!” diye bağırıyorum. Sanki bu uçurtmalarla birlikte göğün maviliğini kucaklamak istiyorum.
“Öğretmen Dede, uçurtmamı kaçırdım elimden, yakala onu, lütfen! Yakala!..” diye bağırıyor küçük Deniz ve bana doğru koşuyor.
“Üzülme,” dedim. “Sana yeniden yapacağım. Hem öyle kocaman, öyle güzel olacak ki, gökyüzünde süzülürken tüm kuşlar onu kıskanacak.”
“Şimdi istiyorum!” dedi ağlamaklı bir sesle. “Şimdi!”
Kuyruğunu sallayarak gittikçe uzaklaşan uçurtmanın arkasından hüzünle baktı küçüğüm. Sanki sevinçleri de onunla uzaklaşıyor.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 56
1. ETKİNLİK
Soru: Aşağıda metinde geçen bazı kelimeler ve bu kelimelerin anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin metinde kullanılan anlamını örnekteki gibi işaretleyiniz.
Cevap:
Soru: Yukarıdaki kelimeler metnin anahtar kelimeleri olabilir mi? Neden?
Cevap: Bence olamaz çünkü metnin asıl unsurları bunlar değil.
Soru: Okuduğunuz metnin anahtar kelimelerini belirleyip aşağıya yazınız.
Cevap: Uçurtma, uçmak, öğretmen, dede, mutluluk, gökyüzü, çocuk, bahar, kuş, leylek.
Soru: Anahtar kelime olarak belirlediğiniz kelimelerin varsa eş anlamlarını söyleyiniz.
Cevap:
Gökyüzü: Hava
Öğretmen: Muallim.
Gök: Sema.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 57
2. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden hareketle sözlü olarak cevaplayınız.
Cevap:
Soru: Öğretmen, emekli olduktan sonra neden uçurtma yapmaya karar vermiştir?
Cevap: Öğretmen, emekli olduktan sonra çocukları çok sevdiği ve onlardan kopamadığı için, onları mutlu etmek için uçurtma yapıyor.
Soru: Öğretmen, uçurtma sayısını neden artırmaya karar vermiştir?
Cevap: Çünkü geçen sene birkaç çocuğa uçurtma kalmamıştır.
Soru: Çocuklar, uçurtmalarını gökyüzüne bıraktıklarında ne hissetmişlerdir?
Cevap: Sevinçten bağırıp çağırmışlar, neşeli çığlıklar atmışlar.
Soru: Deniz, uçurtmasını kaybedince neler hissetmiştir? Öğretmen, Denize nasıl bir öneride bulunmuştur?
Cevap: Ona daha güzel ve daha büyük bir uçurtma yapacağını söylemiştir.
Soru: Siz öğretmenin yerinde olsaydınız çocukları sevindirmek için neler yapardınız?
Cevap: Ben öğretmenin yerinde olsam onları sevindirmek için futbol turnuvaları düzenlerdim, mahallede bir tiyatro kulübü kurardım.
3. ETKİNLİK
Soru: Metindeki emekli öğretmenin aşağıda verilen davranışlarından hareketle hangi kişilik özelliklerine sahip olduğu söylenebilir? Anı, gözlem ve deneyimlerinizden hareketle belirleyip ilgili yerlere yazınız.
Cevap:
Soru: Çocukların emekli öğretmeni sevmelerinde bu özelliklerin etkisi olabilir mi? Nedenleriyle yazınız.
Cevap: Evet, çocukların öğretmeni sevmesinde bunlar etkilidir. Çünkü insanlar, kendileri için bir şeyler yapan, onları mutlu eden, isteklerini dikkate alan insanları severler.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 58
4. ETKİNLİK
Soru: Okuduğunuz metinden bir bölüm aşağıda verilmiştir. Deniz ve öğretmenin olaylar karşısındaki tepkilerinden yola çıkarak duygu durumlarını belirleyip söyleyiniz.
“Öğretmen Dede, uçurtmamı kaçırdım elimden, yakala onu, lütfen! Yakala!..” diye bağırıyor küçük Deniz ve bana doğru koşuyor.
“Üzülme!” dedim. “Sana yeniden yapacağım. Hem öyle kocaman, öyle güzel olacak ki gökyüzünde süzülürken tüm kuşlar onu kıskanacak.”
“Şimdi istiyorum!” dedi ağlamaklı bir sesle. “Şimdi!”
Kuyruğunu sallayarak gittikçe uzaklaşan uçurtmanın arkasından hüzünle baktı küçüğüm. Sanki sevinçleri de onunla uzaklaşıyor.
Cevap: Deniz üzülmüş ve hayal kırıklığına uğramıştır. Öğretmen de üzülmüştür ama onu daha güzel ve büyük bir uçurtma yapacağını söyleyerek teselli etmiştir.
5. ETKİNLİK
Soru: Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Kişisel görüş içeren cümleleri işaretleyiniz. İşaretlediğiniz cümlelerde kişisel görüş ifade eden kelime veya kelime gruplarının altını örnekteki gibi çiziniz.
Cevap:
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 59
Soru: İşaretlediğiniz her bir cümle için sol, işaretlemediğiniz her bir cümle için sağ sütundaki bir kareyi boyayarak yandaki grafiği oluşturunuz. Yaptığınız sınıflandırmayı ihtiyaç duyarsanız öğretmeninizden yardım alarak adlandırınız ve belirlediğiniz adları sütunların altındaki ilgili yerlere yazınız.
Cevap:
6. ETKİNLİK
Soru: Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Altı çizili kelimelerde neden büyük harf kullanıldığını yazınız.
Cevap:
Soru: Yay ayraç içinde verilen kelimeleri büyük harflerin kullanımına dikkat ederek örnekteki gibi yazınız.
Cevap:
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 60
7. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki paragraftan hareketle soruları sözlü olarak cevaplayınız.
Hepimizin ortak kullandığı bazı yaşam alanları vardır: sahil, çocuk parkı, yeşil alanlar gibi. Bu alanları temiz ve düzenli tutmak herkesin sorumluluğundadır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çevreye karşı duyarlı olmalıyız. Bu, aynı zamanda sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşamımızı sürdürmek için önemlidir.
Soru: Sizce çocukların zaman geçirdiği ortak yaşam alanlarının korunmaması ne gibi sorunlara yol açabilir? Söyleyiniz.
Cevap: Ortak yaşam alanlarının korunamaması, herkesin ihtiyaç duyduğu bu alanların tükenmesine, hastalıkların artmasına ve oralarda yaşayan canlıların zarar görmesine yol açabilir.
Soru: Paragrafta bahsedilen sorumluluğun yerine getirilmesiyle okuduğunuz metindeki çocukların kırlarda uçurtma uçurabilmesi arasında bir ilişki olabilir mi? Örneklerle açıklayınız.
Cevap: Evet olabilir. Eğer uçurtma uçulan kırlar da korunmasaydı ve zarar görseydi, oraya binalar dikilseydi çocuklar için uçurtma uçurabilecekleri bir alan kalmamış olacaktı.
Soru: Aşağıdaki görselde verilen iki çocuk arasında geçen ve çevreye karşı sorumluluğu konu alan bir diyalog yazınız. Bu çalışmada yazma aracı ve ortamını (mektup, e-posta, mesajlaşma ve sosyal medya uygulamaları vb.) siz belirleyiniz. Ayrıca yazışmayı başlatma, sürdürme ve sonlandırmayla ilgili uygun selam ve hitap ifadelerini kullanınız. Yazma çalışmanızın sonunda yazdığınız diyaloğu konu ve anlam bütünlüğü açısından gözden geçirerek düzenleyiniz.
Yıl boyunca yapacağınız yazma ve konuşma ürünlerinizden “Ürün Seçki Dosyası” oluşturunuz.
Yazdığınız diyaloğu “Ürün Seçki Dosyasına ekleyiniz.
Cevap:
Arkadaşlar merhaba, burada yani sosyal medya hesabımda aşağıdaki görselden hareketle bir diyalog yazacağım, umarım beğenirsiniz.
Berke: Arkadaşım tüm çöplerini çöp kutusu yerine yere atmışsın. Bu doğru bir davranış mı sence?
Samet: Aman dostum ne olacak saki?
Berke: Nasıl ne olacak arkadaşım, çevreyi kirletiyorsun.
Samet: Bir ben mi attım sanki herkes atıyor.
Berke: Ama herkes böyle düşünürse etraf çöpten geçilmez ki!
Samet: Temizlik görevlileri var nasıl olsa, onlar halleder.
Berke: Arkadaşım, sen evde de nasıl olsa annem halleder deyip her şeyini evin ortasına mı atıyorsun? Hem doktorların işi insanları iyileştirmek için hasta olmaya mı çalışalım? Veya polislerin işi suçluları yakalamak diye suç mu işleyelim?
Samet: Galiba haklısın arkadaşım. Beni uyardığın için teşekkür ederim, iyi günler
Berke: İyi günler arkadaşım.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 61
8. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki yay ayraçların içine uygun noktalama işaretlerini yazınız.
Cevap:
9. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki görselde bir uçurtmanın yapım aşamaları gösterilmiştir. Görselde verilen işlemde ne yapıldığını boş bırakılan alanlara yazınız.
Cevap:
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 62
Planlama:
Yazma öncesi hazırlık yapmaktır. Planlamada önce metnin konusunu seçeriz, sonra konuyla ilgili bilgi toplarız. Metinde bu bilgilere nasıl ve hangi sırayla yer vereceğimizi belirleriz. Yazımızın dil ve anlatım özelliklerine karar veririz. Artık taslağımızı oluşturmaya başlayabiliriz.
Taslak (Metin) Oluşturma:
Yaptığımız plana göre yazımızı oluşturduğumuz stratejidir. Burada kusursuz yazmak değil, metnin ana yapısını oluşturmak önemlidir. Bu aşamada rahat davranabiliriz çünkü taslağımızı gözden geçirme stratejisiyle düzenleyeceğiz.
Paylaşma:
Yazdığımız metni nasıl ve kimlerle paylaşacağımıza karar vererek gerekli çalışmaları yaptığımız stratejidir.
Metnimizi sınıf panosunda, okul gazetesinde, bir dergide yayımlayabilir, uygun çevrim içi ortamlarda da (okulun genel ağ sayfası vb.) paylaşabiliriz.
Gözden Geçirme:
Taslağımızı hem içerik hem yazım ve noktalama yönünden düzenlediğimiz aşamadır. Bu aşamada taslağımızı birkaç kez okumak önemlidir. Belirlediğimiz hataları düzeltip yazımızda gerekli gördüğümüz yerlerde ekleme ve çıkarmalar yapabiliriz. Taslağımıza son şeklini verdik. Artık metnimizi paylaşmak için hazır mıyız?
Haydi Başlayalım
Soru: Önce örneklerimizi okuyalım ve paragraflardaki renklendirmeye dikkat edelim. Renklendirmenin neye göre yapıldığını belirlemeye çalışalım.
Bağımsız Betimleme Paragrafı Örneği
Cevap: Mavi renkli bölümlerde paragrafın konusu ve ana düşüncesi verilmiştir. Yeşil bölümde Basri amcanın fiziksel özellikleri, kırmızı bölümde kişilik özellikleri verilmiştir.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 63
Soru: Paragraflardaki yeşil rengin fiziksel, kırmızı rengin kişilik özelliklerini anlattığını; mavi rengin ise giriş ve sonuç cümleleri olduğunu belirleyebildik mi?
Cevap: Evet belirleyebildim.
Öğretmenimizi İzliyoruz
Soru: Öğretmenimiz, herkesin tanıyıp bildiği birini betimleyeceği paragrafın planını ve taslağını tahtaya yazarken onu dikkatlice izleyelim. Bu sırada aşağıdaki sorulara da odaklanalım.
Cevap:
Öğretmenimizin
Planlaması
Soru: Metnin içeriğini belirlerken nelere dikkat etti?
Cevap: Metnin içeriğini belirlerken betimleyeceği kişinin tanınan biri olmasına, hem fiziksel hem ruhsal betimlemesinin olmasına dikkat etti.
Soru: İçeriğin metindeki sırasını nasıl belirledi?
Cevap: Önce giriş bölümünde kimi betimleyeceğini, daha sonra fiziksel ve ruhsal betimlemenin yapılacağını, son olarak da bu kişinin öneminden bahsederek sonuca ulaşacağını söyledi.
Soru: Metinde kullanacağı dil ve anlatım özelliklerini neye göre belirledi?
Cevap: Metinde kullanacağı dil ve anlatım özelliklerini okuyacak kişilerin seviyesine göre belirledi.
Taslak (Metin) Oluşturması
Soru: Planındaki kelime veya kelime gruplarını cümlelere nasıl dönüştürdü?
Cevap: Kelime ve kelime gruplarını vermek istediği iletiye göre bir araya getirdi.
Soru: Planını taslak metin hâline dönüştürürken yazma dışında nelere (düşünme, araştırma, düzeltme vb.) zaman ayırdı?
Cevap: Araştırma zaten yapılmıştı, zaman zaman düşünme ve düzeltme yaptı.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 64
Biz Uyguluyoruz
Soru: 4-6 kişilik gruplar oluşturalım ve öğretmenimizin rehberliğinde “Nasrettin Hoca’yı betimleyecek bir paragraf planlayıp paragrafın taslağını yazalım. Stratejileri kullanırken aşağıdakilere dikkat edelim.
Cevap:
Soru: Öğretmenimiz, bize kendi uygulamasındaki sırasıyla ne yapacağımızı söyledikten sonra grubumuzla paragrafımızı planlayalım.
Cevap: Arkadaşlarımla paragrafın planını yaptık.
Soru: Grubumuzla düşünüp tartışalım, ortak bir karara varalım, sonra kararımızı çalışma kâğıdımıza yazalım.
Cevap: Planımız şu şekilde: Paragrafın girişinde konuyu açıklayacağız. Devamında Nasrettin Hoca’nın fiziksel özelliklerini, sonra da kişilik özelliklerini anlatacağız. Sonuç bölümünde de Nasrettin Hoca’nın kültürümüzdeki yeri ve önemini anlatacağız.
Soru: İhtiyaç duyarsak öğretmenimizden yardım alalım.
Cevap: İhtiyaç durumunda öğretmenimizden yardım alacağız.
Soru: Öğretmenimizin uyarılarına uygun biçimde düzenlemelerimizi yapalım.
Cevap: Öğretmenimizin uyarılarına uygun biçimde düzenlemelerimizi yapacağız.
Planımız: Paragrafın girişinde konuyu açıklayacağız. Devamında Nasrettin Hoca’nın fiziksel özelliklerini, sonra da kişilik özelliklerini anlatacağız. Sonuç bölümünde de Nasrettin Hoca’nın kültürümüzdeki yeri ve önemini anlatacağız.
Taslak metnimiz:
NASRETTİN HOCA
Nasrettin Hoca, Türk halk edebiyatının en önemli figürlerinden biri olup, bilgelik, mizah ve halk zekâsını temsil eden efsanevi bir karakterdir. 13. yüzyılda Anadolu’da yaşadığı kabul edilen Nasrettin Hoca, hikâyeleri ve fıkralarıyla asırlar boyunca halk arasında yaygınlaşmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Nasrettin Hoca uzun beyaz sakallı, orta boylu, yüzü daima tebessüm halinde olan, başında sarığı olan ve uzun kaftan giyen birisidir. Nasrettin Hoca, derin bir bilgiye ve yaşam tecrübesine sahip bir bilge olarak tanınır. Fıkralarında, olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşır ve insanlara ders niteliğinde mesajlar verir. Onun bilgelik dolu sözleri, basit görünen olayların arkasındaki derin anlamları ortaya çıkarır. Ayrıca esprili, hoşgörü sahibi, adaletli, toplumla iç içe ve hazırcevap birisidir. Nasrettin Hoca, mizahı ve zekâsıyla insanlara ders veren, aynı zamanda düşündüren bir halk bilgesidir. Fıkraları, sadece güldürmekle kalmaz, aynı zamanda hayatın farklı yönlerini sorgulamamıza neden olur. Onun hikâyeleri, Türk kültürünün önemli bir parçası olarak, nesilden nesile aktarılan değerli bir mirastır. Nasrettin Hoca, halkın bilgelik, adalet ve mizah anlayışını temsil eden evrensel bir figür olarak, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde saygıyla anılmaya devam etmektedir.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 65
Yine Uyguluyoruz
Soru: Şimdi daha küçük gruplar (2-3 kişilik) oluşturalım ve “Keloğlan”! betimleyecek bir paragraf planlayalım. Ardından taslak metnimizi oluşturalım. Aşağıdaki yönergeleri dikkate alarak ilerleyelim.
Cevap:
Soru: Önceki uygulamalardaki sırayı takip edelim.
Cevap: Paragrafın girişinde konuyu açıklayacağız. Devamında Keloğlan’ın fiziksel özelliklerini, sonra da kişilik özelliklerini anlatacağız. Sonuç bölümünde de Keloğlan’ın kültürümüzdeki yeri ve önemini anlatacağız.
Soru: İhtiyaç duyarsak öğretmenimizden yardım isteyelim.
Cevap: İhtiyaç durumunda öğretmenimizden yardım alacağız.
Soru: Stratejiyi uygularken grup arkadaşlarımızla konuşup tartışalım ama her birimiz aşağıdaki yazma alanına planımızı ve taslağımızı yazalım.
Cevap:
Planımız: Paragrafın girişinde konuyu açıklayacağız. Devamında Keloğlan’ın fiziksel özelliklerini, sonra da kişilik özelliklerini anlatacağız. Sonuç bölümünde de Keloğlan’ın kültürümüzdeki yeri ve önemini anlatacağız.
Taslak metnimiz:
KELOĞLAN
Keloğlan, Türk halk kültürünün en sevilen ve en bilinen masal kahramanlarından biridir. Onun hikâyeleri, özellikle çocuklar arasında popülerdir ve eğlenceli olduğu kadar ders verici niteliktedir. Keloğlan, adını başının kel olmasından alır. Bu özellik, onu diğer masal kahramanlarından ayıran en belirgin fiziksel özelliktir. Genellikle genç, ince yapılı ve zayıf biri olarak tasvir edilir. Çoğu hikâyede, yoksul bir köyde annesiyle birlikte yaşayan basit bir köylü genci olarak karşımıza çıkar. Keloğlan’ın giysileri genellikle sade, basit köy kıyafetleridir. Onun maddi durumu düşük olduğu için giyimi de basittir. Keloğlan, saf ve temiz kalpli bir genç olarak tanınır. Dürüstlüğü ve içtenliği, onu her zaman doğru yola yönlendirir ve masallarda bu özellikleri sayesinde zorlukların üstesinden gelir. Her ne kadar saf biri olarak bilinse de Keloğlan, gerektiğinde zekâsını ve kurnazlığını kullanarak zorlu durumları aşar. Hikâyelerinde, aklını kullanarak büyük sorunlara çözüm bulur ve güçlü rakiplerini alt eder. Keloğlan, korkusuz ve cesur bir gençtir. Karşısına çıkan devler, canavarlar ya da kötü insanlar ona engel olamaz. Cesareti, onu tehlikeli maceralara atılmaya iter ve bu maceralardan her zaman kazançlı çıkar. Yardımsever ve iyi yürekli bir karakter olarak, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten çekinmez. Onun bu özelliği, masallarında birçok kez karşılaştığı zorlukları aşmasına yardımcı olur. Keloğlan, Türk halk edebiyatında önemli bir yere sahiptir ve özellikle çocuklara yönelik eğitici ve eğlenceli hikâyeleriyle tanınır. Onun masalları, nesiller boyunca anlatılagelmiş ve çocuklara dürüstlüğün, cesaretin, zekânın ve iyiliğin önemini öğretmiştir. Keloğlan, masumiyetin ve dürüstlüğün sembolü olarak, Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olmayı sürdürmektedir.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 66
Sıra Sende
Soru: Artık stratejilerimizin kullanımını öğrendik. Okuduğunuz metindeki “emekli öğretmeni betimleyecek bir paragraf planlayalım ve taslak metnimizi kimseden yardım almadan yazalım.
Cevap:
EMEKLİ ÖĞRETMEN
Emekli öğretmen, uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra bir süre okul kantini işleten, şu anda da yalnız yaşayan birisidir. Emekli öğretmen, yaşlı birisidir. Saçı sakalı beyazlamış, alnında kırışıklıklar olan ama yaşına göre dinç gözüken ve güzel giyinen birisidir. Emekli öğretmen, yıllarca öğretmenlik yaptığı için çocukları çok seven, onları mutlu etmeye çalışan ve bunun için çok fedakârlık yapan, biraz çocuksu, hayata olumlu bakan, sevgi dolu, merhametli, yaşama sevinciyle dolu birisidir. Bundan dolayı da yaşadığı çevrede sevilen, sayılan birisidir.
Soru: Metinlerimizin taslaklarını tamamladık. Şimdi sırada taslak metni “gözden geçirme” ve “paylaşma” stratejileri var. Haydi, bu stratejileri öğrenmeye başlayalım!
Cevap: Gözden geçirme ve paylaşma stratejilerine geçebiliriz.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 67
Öğretmenimizi İzliyoruz
Soru: Öğretmenimiz taslak metni düzenleyip paylaşmaya hazır hâle getirirken biz de onu dikkatlice izleyelim. Bu sırada aşağıdaki sorulara odaklanalım.
Cevap:
Gözden Geçiriyor
Soru: Öğretmenimiz taslağı incelerken neler yaptı?
Cevap: Planda yer alan noktalara uyup uymadığına baktı. Cümlelerin uzunluk-kısalığına, sözcükleri doğru anlamlarıyla kullanıp kullanmadığına ve Türkçe karşılığı olan yabancı sözcüklere yer verip vermediğine baktı.
Soru: Düzeltmelerini yaparken hangi açıklamalarda bulundu?
Cevap: Bize an başta hazırlanan plana mutlaka uyulması gerektiğini, çok uzun cümlelerin metnin anlaşılırlığını engelleyeceğini, sözcükleri doğru bir şekilde ve Türkçeleriyle kullanmak gerektiğini söyledi.
Soru: Cümlelerin kısalığı/uzunluğu ve kelime seçimleri ile ilgili neler söyledi?
Cevap: Uzun cümlelere yer vermemek gerektiğini söyledi. Cümlelerin net bir şekilde anlaşılır olması gerektiğini söyledi. Anlatımın yalın olmasına dikkat etmemizi, tekrarlara düşmenin yanlış olduğunu söyledi.
Soru: Yazım ve noktalamaları nasıl düzeltti?
Cevap: Yanlışlıkları bize açıklamalar yaparak düzeltti.
Paylaşıyor
Soru: Metni paylaşacağı ortama karar verirken neleri göz önünde bulundurdu?
Cevap: Ulaşmak istediği hedef kitleyi göz önünde bulundurdu.
Soru: Metni, seçtiği paylaşım ortamına göre nasıl hazırladı? Yazısını desteklemek için ne tür destekleyiciler (görsel, video, çizim vb.) kullandı?
Cevap: Yazdığı paragrafı görsellerle destekleyip video haline getirdi ve seslendirdi. Bunun için video düzenleme uygulaması kullandı.
Biz Uyguluyoruz
Soru: 4-6 kişilik gruplar oluşturalım ve öğretmenimizin rehberliğinde “Nasrettin Hoca’yı betimleyecek bir paragraf planlayıp paragrafın taslağını yazalım. Stratejileri kullanırken aşağıdakilere dikkat edelim.
• “Nasrettin Hocayı betimleyen paragrafımızı gözden geçirip paylaşım için hazırlayalım.
• Öğretmenimiz sırasıyla ne yapacağımızı söyledikten sonra grubumuzla ortak karara varalım ve kararımızı metnimize uygulayalım.
• İhtiyaç duyarsak öğretmenimizden yardım alalım.
Cevap:
NASRETTİN HOCA
Nasrettin Hoca, Türk halk edebiyatının en önemli figürlerinden biri olup, bilgelik, mizah ve halk zekâsını temsil eden efsanevi bir karakterdir. Nasrettin Hoca’nın 13. yüzyılda Anadolu’da yaşadığı kabul edilir. Hoca’nın hikâyeleri ve fıkraları asırlar boyunca halk arasında yaygınlaşmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Nasrettin Hoca uzun beyaz sakallı, orta boylu, yüzü daima tebessüm halinde olan, başında sarığı olan ve uzun kaftan giyen birisidir. Nasrettin Hoca, derin bir bilgiye ve yaşam tecrübesine sahip bir bilgedir. Fıkralarında, olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşır ve insanlara ders niteliğinde mesajlar verir. Onun bilgelik dolu sözleri, basit görünen olayların arkasındaki derin anlamları ortaya çıkarır. Ayrıca esprili, hoşgörü sahibi, adaletli, toplumla iç içe ve hazırcevap birisidir. Nasrettin Hoca, mizahı ve zekâsıyla insanlara ders veren, aynı zamanda düşündüren bir halk bilgesidir. Fıkraları, sadece güldürmekle kalmaz, aynı zamanda hayatın farklı yönlerini sorgulamamıza neden olur. Onun hikâyeleri, Türk kültürünün önemli bir parçası olarak, nesilden nesile aktarılan değerli bir mirastır.
Yine Uyguluyoruz
Soru: Şimdi de “Keloğlan’ı betimleyen paragrafımızı gözden geçirip paylaşım için hazırlayalım. Aşağıdaki yönergelere dikkat edelim.
• Önceki uygulamalardaki sırayı takip edelim.
• ihtiyaç duyarsak öğretmenimizden yardım isteyelim.
• Stratejiyi uygularken grup arkadaşlarımızla konuşup tartışalım ama her birimiz kitabımızdaki taslak metnimizi gözden geçirelim ve paylaşmaya hazır hâle getirelim.
Cevap:
KELOĞLAN
Keloğlan, Türk halk kültürünün en sevilen ve en bilinen masal kahramanlarından biridir. Onun hikâyeleri, özellikle çocuklar arasında popülerdir ve eğlenceli olduğu kadar ders verici niteliktedir. Keloğlan, adını başının kel olmasından alır. Bu özellik, onu diğer masal kahramanlarından ayıran en belirgin fiziksel özelliktir. Genellikle genç, ince yapılı ve zayıf biri olarak betimlenir. Çoğu hikâyede, yoksul bir köyde annesiyle birlikte yaşayan basit bir köylü genci olarak karşımıza çıkar. Keloğlan’ın giysileri genellikle sade, basit köy kıyafetleridir. Onun maddi durumu kötü olduğu için giyimi de basittir. Keloğlan, saf ve temiz kalpli bir genç olarak tanınır. Dürüstlüğü ve içtenliği, onu her zaman doğru yola yönlendirir. Masallarda bu özellikleri sayesinde zorlukların üstesinden gelir. Her ne kadar saf biri olarak bilinse de Keloğlan, gerektiğinde zekâsını ve kurnazlığını kullanarak zorlu durumları aşar. Hikâyelerinde, aklını kullanarak büyük sorunlara çözüm bulur ve güçlü rakiplerini alt eder. Keloğlan, korkusuz ve cesur bir gençtir. Karşısına çıkan devler, canavarlar ya da kötü insanlar ona engel olamaz. Cesareti, onu tehlikeli maceralara atılmaya iter ve bu maceralardan her zaman kazançlı çıkar. Yardımsever ve iyi yürekli bir karakter olarak, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten çekinmez. Onun bu özelliği, masallarında birçok kez karşılaştığı zorlukları aşmasına yardımcı olur. Keloğlan, Türk halk edebiyatında önemli bir yere sahiptir ve özellikle çocuklara yönelik eğitici ve eğlenceli hikâyeleriyle tanınır. Onun masalları, nesiller boyunca anlatılagelmiş ve çocuklara dürüstlüğün, cesaretin, zekânın ve iyiliğin önemini öğretmiştir. Keloğlan, masumiyetin ve dürüstlüğün sembolü olarak, Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olmayı sürdürmektedir.
Sıra Sende
Soru: Okuduğunuz metindeki “emekli öğretmen” için yaptığınız betimlemeyi gözden geçirip düzenleyelim. Ardından “Yazalım” etkinliğinde öğrendiğimiz bu stratejileri uygulayalım.
Cevap:
EMEKLİ ÖĞRETMEN
Emekli öğretmen, uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra bir süre okul kantini işleten, şu anda da yalnız yaşayan birisidir. Emekli öğretmen, yaşlı birisidir. Saçı sakalı beyazlamış, alnında kırışıklıklar vardır. Ama yaşına göre dinç gözüken ve güzel giyinen birisidir. Emekli öğretmen, yıllarca öğretmenlik yaptığı için çocukları çok sever. Onları mutlu etmeye çalışır ve bunun için çok fedakârlık yapar. Biraz çocuksu, hayata olumlu bakan, sevgi dolu, merhametli, yaşama sevinciyle dolu birisidir. Bundan dolayı da yaşadığı çevrede sevilen, sayılan birisidir.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 68
10. ETKİNLİK
Soru: Okuduğunuz kitaplardaki kahramanlarla aranızda bir bağ kurar mısınız? Nedenini söyleyiniz.
Cevap: Evet, okuduğum kitaplardaki kahramanlarla aramda bir bağ kurarım. Sanki kahraman benmişim gibi hayal ederim.
Soru: Aşağıdaki olayın anlatıldığı hikâye için bir kahraman oluşturunuz. Kahramanınızın özelliklerini ilgili yerlere yazınız. Yazarken aşağıdaki yönergeleri dikkate alınız.
• Anlatmak istediklerinizi kullanacağınız kelimelerin eş ya da yakın anlamlılarını tercih ederek yazınız.
• Kelime ya da kelime gruplarını yazma konunuza uygun kullanınız.
Cevap:
Mehmet, okulun basketbol takımının kaptanı olan, uzun boylu bir çocuktu. Bir gün antrenman sırasında top Mehmet’in eline dikine gelmiş ve Mehmet’in eli şişip morarmıştı. Hemen buz getirip Mehmet’in eline tutmuşlar ve Mehmet’in eli iyileşmişti.
Mehmet’in mahallede her gün oyun oynadığı arkadaşları vardı ve hepsini çok seviyordu. Mahalleye Turgay adında bir çocuk taşınmıştı. Turgay biraz çekingen bir çocuktu. Mehmet ve arkadaşları oyun oynarken onları izliyor ama aralarına katılamıyordu. Mehmet bir gün bu durumu fark etti. Basket maçı için takımlar ayarlanırken Mehmet, Turgay’ı da çağırdı ve ikisi aynı takımda oldular.
Oyun devam ederken Mehmet, Turgay’a pas vermek istedi ama biraz hızlı atmıştı topu. Top Turgay’ın eline hızla çarptı ve yön değiştirdi. O anda Turgay acı bir şekilde bağırdı. Aynı Mehmet’in eli gibi şişmeye ve morarmaya başlamıştı. Turgay çok korkmuştu. Mehmet’in aklına kendi eli şiştiğinde yaptıkları aklına geldi ve hemen bir buz torbası buldular. Torbayı Turgay’ın parmağına sardılar. Bir süre sonra şişlik ve morluk geçmeye başladı. Mehmet çok üzülmüştü, Turgay’dan özür diledi; Turgay da ona bunu isteyerek yapmadığını söyleyip Mehmet’i teselli etti. İki yeni arkadaş sarıldılar ve herkes evlerine dağıldı.
O günden sonra Turgay ve Mehmet birbirlerinin en iyi arkadaşları oldular. Aynı ortaokula ve aynı liseye gittiler. Ve arkadaşlıkları ölene kadar sürdü.
Hikâyedeki olay: Bir grup çocuk, mahallelerinde oynadıkları sokak oyunları sayesinde bir araya gelir ve güçlü bir dostluk kurar. Oyunlar, arkadaşlıklarını güçlendirir ve deneyimlerini paylaşmalarını sağlar.
Cevap:
Adı: Mehmet
Dış görünüşü: Uzun boylu, dalgalı siyah saçlı, ela gözlü, açık tenli
Korkuları: Her türlü böcek, karanlık
Yetenekleri: Şiir okuma, basketbol
İlgi alanları: Şiir, basketbol, müzik
Alışkanlıkları: Saçıyla oynamak, gece geç yatmak
Soru: Yazdıklarınızı öğretmeninizin yönlendirmesiyle uygun ortamlarda paylaşınız.
Cevap: Yazımı okulun web sitesinde yayımladık.
Soru: Öğretmeninizin geri bildirimleriyle güçlü ve gelişmeye açık yönlerinizi belirleyiniz. Bu yönlerinizi sonraki etkinliklerde geliştirmeye çalışınız.
Cevap:
Güçlü yönlerim: Türkçe karşılığı olan yabancı sözcükleri kullanmadım. Sade, anlaşılır bir dil kullandım.
Gelişmeye açık yönlerim: Olayın içine daha fazla kişi katabilirdim.
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 69
11. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki ifadeleri doğru veya yanlış olmaları yönünden değerlendiriniz. Kutuların numaralarını takip ederek yönergelerden hareketle Keloğlan’ı hazineye ulaştırınız.
Cevap:
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 70
12. ETKİNLİK
Soru: Büyüklerinizle gittiğiniz piknik, gezi vb. etkinliklerde neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz? Söyleyiniz.
Cevap: Pikniklerde eşyaların hazırlanmasından, mangalın yakılmasına yardımcı olmaktan, temiz havada yürüyüş yapmaktan hoşlanıyorum. Gezilerde, ilk defa gördüğüm yerleri bildiğim yerlere benzetmeye çalışmaktan hoşlanıyorum.
Soru: Karekodu okutarak metni dikkatlice dinleyiniz.
Cevap: Metni dikkatli bir şekilde dinledim.
Soru: Mehmet ve dedesi kitapçıda neler yapmıştır? Yazınız.
Cevap: Dedesi Mehmet’e kendi çocukluğundan kalma öykülerden bahsetti. Eski oyuncakları ve kitapları incelediler. Geçmişle ilgili sohbetler ettiler.
Soru: Dinlediğiniz metinde ne anlatılmaktadır? Yazınız.
Cevap: Metinde Mehmet’le dedesinin birlikte geçirdikleri bir gün anlatılmaktadır. Kitapçıya gitmeleri, piknik yapmaları ve dondurma yemeleri ve Mehmet’in dedesiyle beraber geçirdiği gün için çok mutlu olması metinde öne çıkmaktadır.
Soru: Aşağıdaki cümlelerden hangisi dinlediğiniz metindeki “Geçmişle ilgili sohbetler içinde kayboldular.” cümlesiyle yakın bir anlam taşımaktadır?
Cevap:
Öğretmenin Sevinci Metni Cevapları Sayfa 71
13. ETKİNLİK
Soru: Dedenizle vakit geçirme fırsatınız oldu mu?
Cevap: Dedenizle vakit geçirme fırsatınız oldu mu?
Soru: Dedenizle bir gün geçirdiğinizi düşününüz. O gün yaşadıklarınızı, dedenizle yaptıklarınızı, oynadığınız oyunları duygu ve düşüncelerinizi de katarak anlatan bir konuşma yapınız, konuşurken aşağıdaki yönergeleri dikkate alınız.
• Konuşmanızın amacını (bilgilendirme amaçlı, olaya dayalı anlatım, mizahi), konusunu ve türünü belirleyiniz.
• Konuşmayı başlatma, sürdürme ve sonlandırmaya yönelik uygun selam, hitap ve bitirme ifadelerini kullanınız.
• Olay, konu, durum ya da problemle ilgili size yöneltilen soruları cevaplayınız.
• Konuşmanızda bu temada öğrendiğiniz geleneksel oyunlar, eğlence/ iş birliği, sorumluluk, tekerleme gibi söz varlıklarını kullanınız.
• Konuşmanızda yabancı dillerden alınan ve dilimizde henüz yaygınlaşmamış kelimelerin yerine Türkçelerini kullanmaya özen gösteriniz.
Cevap:
DEDEMLE BİR GÜN
Sevgili öğretmenim ve arkadaşlarım,
Biz dedemle çok iyi anlaşırız. Ben onu çok severim, o da beni çok sever. Dedemin adı Hüseyin’dir. Dedemin dedeleri Anadolu’ya Orta Asya’dan, Buhara’dan gelmişler. Sonra da Anadolu’ya yerleşmişler.
Dedem, çevremizde genellikle biraz aksi bilinir. Ama bana karşı öyle olduğunu hiç hatırlamıyorum. Ne zaman param bitse onun dükkânına giderim. Bana hiçbir zaman paran var mı diye sormaz, ben de hiç istemem ama her gittiğimde bana mutlaka para verir. Onun bu yönünü çok seviyorum.
Küçükken bir gün köye gitmiştik. Ama ablam gelmemişti ve ben canım sıkılacak diye buna çok üzülmüştüm. Köye öğlen 12.00 gibi ulaşmıştık. Önce yemek yedik. Sonra dedem bana onunla ahıra gelmeyi isteyip istemeyeceğimi sordu. Gelirim, dedim. Ama sana görev veririm, dedi; ben de kabul ettim. Samanların olduğu yere el arabasıyla gidip kürekle arabaya saman yüklememi söyledi. Biraz zorlansam da yaptım. Aferin benim torunuma dedi. Çok hoşuma gitmişti.
Sonra bana çocukluk ve askerlik anılarını anlattı, çok güldürdü beni. Sonra beni ata bindirdi, önce korktum ama sonra alıştım. Hayatımda ilk defa dedemle inekten süt sağdım. Bana bildiği tekerlemeleri söyledi, sonra da benim söylememi istedi, ben karıştırınca çok komik oldu, çok güldük.
En yakın zamanda yine dedemle böyle bir gün geçirmeyi çok istiyorum.
Soru: Arkadaşlarınızdan birinin konuşmasını aşağıdaki “Akran Değerlendirme Ölçeğinde verilen ölçütlere göre değerlendiriniz.
Cevap:
Soru: Tema sonunda yer alan “Konuşma Becerisi Öz Değerlendirme Ölçeği’ni kullanarak konuşma sürecinizdeki güçlü ve gelişmeye açık yönlerinizi tespit ediniz. Sonraki etkinliklerde bu yönlerinizi geliştirmeye çalışınız.
Cevap: Öz Değerlendirme Ölçeğini sizler doldurabilirsiniz.
Soru: Konuşma sürecinize yönelik deneyiminizi (konuşmanın amaca, konuya, hedef kitleye uygunluğu; duygu ve düşünceleri aktarmada yeterliliği vb.) gözden geçiriniz. Konuşmanızda hangi aşamalarda zorluk çektiniz? Söyleyiniz.
Cevap: Konuşmamda sadece duygu ve düşüncelerimi aktarmada biraz zorlandım, daha akıcı ve takılmadan konuşabilmeliyim.
Soru: Karekodu okutarak “Müzeleri Geziyorum”adlı etkileşimli içeriği tamamlayınız. Müzelerle ilgili tahminlerinizi ve ziyaretinizde ilginizi çeken unsurları defterinize not alınız.
Cevap: Bu müzeyi ilk Meclis binasına benzettim. Müzede Kurtuluş Savaşı yıllarına tanıklık etmiş eşyalar, fotoğraflar, haritalar dikkatimi çekti. Atatürk’ün konuşma yaptığı salonu, kürsüyü görmek beni duygulandırdı.
***Öğretmenin Sevinci metni cevapları Sayfa (52-53-54-55-56-57-58-59-60-61-62-63-64-65-66-67-68-69-70-71) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Yorum Yap