Emine Teyze’nin Çilek Reçeli metni cevapları ve soruları, Yıldırım Yayınları 6. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 11-12-13-14-15-16-17-18-19 (Erdemler Teması)
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 12
METNE HAZIRLANALIM
Soru: Sınıfça yardımlaşma ve dayanışma içinde olduğunuzda elde edeceğiniz başarılar neler olabilir?
Cevap: Sınıfça yardımlaşma ve dayanışma içinde olduğumuzda herhangi bir sorunu olan arkadaşlarımızın sorununu daha kolay çözebiliriz. Bir şeye ihtiyacı olan arkadaşımızın ihtiyacını giderebiliriz. Bu şekilde daha huzurlu bir sınıf ortamı oluşur ve bu durum derslerimize de olumlu bir şekilde yansır.
Soru: Toplumu oluşturan bireyler arasındaki dayanışmaya verilebilecek örnekler nelerdir?
Cevap:
→ Maddi durumu iyi olmayıp düğün yapacak olan birisine yardım edilebilir.
→ Ev taşıyan bir komşumuza yardım edebiliriz.
→ Komşularımızın okuyan, başarılı çocuklarına burs sağlayabiliriz.
→ İhtiyaç sahiplerine yemek, barınma, giyinme konularında yardım edebiliriz.
Soru: Birine yardım ettiğinizde kendinizi nasıl hissedersiniz?
Cevap: Birine yardım ettiğimde içim huzurla dolar. Kendimi yardıma ihtiyacı olan birinin yerine koyarım ve ona göre hareket ederim. Yaptığım yardımın bana da karşılaşacağım güzelliklere vesile olacağını düşünürüm.
Okuyalım
“Emine Teyze’nin Çilek Reçeli” adlı metni noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz.
EMİNE TEVZE’NİN ÇİLEK REÇELİ
Emine Teyze, bizim apartmanın arka bahçesinde yer alan küçücük bir evde otururdu. Orası eskiden apartmanın kömürlüğü olarak kullanılırmış. Herkes yakıt olarak doğal gaz kullanmaya başlayınca orayı temizleyip onarmışlar ve kiraya vermişler. Kira parasıyla apartmanın giderlerini karşılamayı kararlaştırmışlar. İlk kiracı da Emine Teyze oldu. Biz onu çok seviyorduk. Köyden taşınmışlardı. İki kızı, bir oğlu vardı. Oğlu iş bulamadığı için evde oturuyordu. Kızlar ise hemen iş buldular. Biri dikiş atölyesine, diğeri de konserve fabrikasına girmişti.
Boş durmayı hiç sevmezdi Emine Teyze. Apartmanın çevresindeki küçücük bahçe o gelince yeşillendi. Renk renk kasımpatılar, aslanağzılar, güller dikti. Annemi görünce yakınırdı:
“Güneşe hasret zavallı çiçekler. Günde yarım saatçik yalayıp geçiyor. Bu kadar güneş yetmez ki onlara.”
Annem hak verirdi ona. Başını sallar:
“Haklısın Emine Teyze, çok düzensiz yerleştirmişler yapıları. Yalnız çiçekler değil, biz bile göremiyoruz güneşin yüzünü.” derdi.
Emine Teyze çok şakacı bir kadındı. Anneme takılır:
“Sizin ayağınız var, yürüyüp gidersiniz parklara, meydanlara. Ya bu elsiz ayaksız yavrucaklar ne yapacak?” der, çiçekleri gösterirdi. Onları hep insanmış gibi düşünmesi çok hoşuma giderdi. Bitkileri sevmeyi, onları incitmemeyi Emine Teyze’den öğrendim, diyebilirim.
Evinin işini ve çiçeklerle ilgilenmeyi bitirdikten sonra kapı önüne bir sandalye çıkarırdı. Orada oturur, dantel işlerdi. Gelen geçen kadınlar ilgiyle bakardı eline. Dantel motifini inceler, hayran kalırlardı onun güzelliğine. Kimisi eve koşup biraz ip alır, gelir, aynı örneği çıkarmaya çalışırdı. El işi yapamayan kadınlar:
“Bize de işle Emine Teyze. İpini alırız, el emeğini de öderiz.” derlerdi.
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 13
Ben ders çalışmaktan sıkıldığımda balkona çıkar, onu izlerdim. Benimle de ilgilenir, şakalaşırdı. Bana “salon çiçeği” derdi, evden pek çıkmadığım için.
Babam, Emine Teyze’nin oğluna kendi çalıştığı yerde çaycılık işi bulduğunda kadıncağız bizi yere göğe sığdıramaz oldu. Herkese ne kadar iyi insanlar olduğumuzu anlata anlata bitiremiyordu. Bizim aileyi dünyanın en iyiliksever ailesi ilan etmişti neredeyse.
Mahallemizdeki işsizler bu olaydan sonra babamın yolunu gözlemeye başladılar. Kimi zaman onu sokakta yakalarlar; oğullarına, kızlarına iş bulmasını isterlerdi. Babam kimseyi kırmak istemezdi ama o kadar kişiye nereden iş bulacaktı?
Emine Teyze’nin oğluna da rastlantı sonucu bulmuştu o işi. Yine de sağa sola telefon eder, arkadaşlarına sorar, çevresindeki insanlar için iş arardı. Annem:
“İş ve İşçi Bulma Kurumundan daha iyi çalışıyorsun.” der, babama takılırdı.
(…)
Bir akşam Emine Teyze geldi bize. Elinde de küçük bir kavanoz reçel vardı, çilek reçeli.
“Ben yaptım, afiyetle yiyin.” dedi.
Ben de babam da çilek reçelini çok severdik. Emine Teyze daha kapıdayken hemen tatmak istedik. Koşarak mutfağa gidip iki çay kaşığı getirdim. Reçeli tattık, gerçekten çok güzeldi. Babam ağzını şapırdatarak Emine Teyze’yi kolundan tutup oturma odasına götürdü:
“Gel bakalım Emine Hanım, otur şöyle. Önce şu reçeli nasıl yaptın, onu anlat sonra hal hatır sorarım. Aklıma herkesi rahatlatacak bir düşünce geldi.” diyerek bizi de meraklandırdı.
Emine Teyze, reçelinin beğenilmesinden kıvanç duymuştu. Güzelce kuruldu koltuğa ve ballandıra ballandıra reçeli nasıl yaptığını anlattı. Babam:
“Başka reçeller de yapabilir misin peki?” diye sorunca Emine Teyze, bu da bir şey mi anlamında elini salladı.
“Sen ne diyorsun Mehmet Bey oğlum, elli çeşit reçel yaparım ben. Patlıcan reçelinden tut, muz reçeline kadar. Elime ne geçerse onun reçelini yapabilirim.”
Ben de Emine Teyze’nin yanına oturmuş, hayran hayran onun anlatışını izliyordum. Bana sarılarak:
“Bu salon çiçeğinden bile reçel yaparım.” deyip öptü beni.
Babam ellerini ovuşturuyor “Müthiş.”, “Çok güzel!” diye kendi kendine konuşuyordu. Sonunda aklındaki düşünceyi açıkladı.
“Bir reçel yapımevi kuracağız. Emine Hanım da aşçıbaşımız olacak.”
Elindeki listeyi sallıyordu babam:
“Burada adları olan on beş kişi de reçel yapımevinde çalışacak.”
Hepimiz şaşkınlıkla izliyorduk onu. Her şeyi planlamış gibi anlatıyordu. Meyvelerin nasıl alınacağını, kavanozları, satışın nasıl yapılacağını, bu iş için ne kadar para gerektiğini oracıkta anlatıverdi. Emine Teyze:
“Aferin Mehmet Bey oğlum, sen büyük adamsın vallahi!” diyerek onayladığını ve bu işe katılacağını belirtmiş oldu.
Babam ertesi gün listeyi elime tutuşturup bu listedeki kişileri bulmamı ve akşam bizim evde yapılacak toplantıya çağırmamı istedi. Bu işi yapmak doğrusu kolay olmadı. Bulduğum insanlar ne olduğunu merak ediyor, benden öğrenmeye çalışıyordu. Babamın tembihlediği gibi kimseye bir şey söylemiyor:
“Akşam babam her şeyi anlatacak.” diyordum.
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 14
Saat sekiz buçuk olduğunda listedeki herkes bizim eve gelmişti. Salonda sandalye, koltuk yeterli olmadığından çoğu kişi yerde oturuyordu.
Babam, elinde not aldığı kâğıtlar, seslerin kesilmesini bekliyordu. Sağında Emine Teyze vardı. Yaptığı çilek reçelinin bir iş alanı oluşturmasından gurur duyduğu yüzünden belli oluyordu.
Babam boğazını bir iki öksürükle temizleyip konuşmaya başladı:
“Arkadaşlar, hepinizin toplantı nedenini çok merak ettiğinizi biliyorum. Bu yüzden sözü uzatmadan konuya gireceğim. Size bir müjdem var. Mahallemizdeki işsizlerin severek çalışıp kazanç sağlayabilecekleri bir iş kuracağız.”
Salonda bir uğultu başladı. Herkes şaşkınlığını değişik ünlemlerle dile getiriyordu:
“Ne işi bu acaba?”
“Allah Allah!”
“Sen biliyor musun komşu?”
Babam masaya kalemiyle birkaç kez vurduktan sonra uğultu azalarak kesildi. Babam konuşmasını sürdürdü:
“Emine Hanım’ın reçel yapım yöntemiyle bir reçel yapımevi kuracağız. Buradaki herkes işin içinde olacak. Bir dayanışma oluşturacağız. Gerekli ürünleri, araç ve gereçleri satın alacağız. Herkes kendi bütçesine göre para koyacak ve ortaklaşa yürüteceğiz bu işi. Kazancımızı da bölüşeceğiz. Ne diyorsunuz? Yapabilir miyiz bu işi?”
Salondakiler babamın sorusunu alkışlayarak yanıtladı.
Alkış uzun süre dinmedi. Babam heyecanlanmış, yanakları kızarmıştı. Onu ilk kez böyle görüyordum.
Alkışlar dindikten sonra birkaç kişi reçel yapımevi ile ilgili sorular yöneltti. Babam onları yanıtladı ve herkes bu işin olabileceğine inandı.
O akşam toplantı geç saatlere dek sürdü. Para miktarı belirlendi. Reçel yapımevinin neresi olacağına karar verildi. Artık herkesin uykusu geldiğinden bir hafta sonra toplanmak üzere babam toplantıya son verdi.
Sonraki günler her şey yolunda gitti. Yalnızca annemin bir yakınması vardı. Toplantının hep bizim evde yapılması onun işini ağırlaştırıyordu. Onca insana çay hazırlamak, arada bir bisküvi, kek gibi yiyecekler sunmak gerçekten kolay olmuyordu. Evde yeteri kadar bardak olmadığı için herkes kendi bardaklarıyla geliyordu. Çaydanlık da yetersiz olduğu için her toplantıda komşulardan çaydanlık istemek zorunda kalıyorduk. Buna da çözüm bulundu. Toplantıların sırasıyla diğer üyelerin evinde de yapılmasına karar verildi.
Bu iş, babamın çok zamanını alıyordu ve iki işi birden yürütmesi zor oluyordu. Ortak üyeler oy çokluğu ile babamı reçel yapımevine müdür yaptılar. Böylelikle babam diğer işinden ayrılmış oldu.
Reçellerin markası ne oldu biliyor musunuz? Emine Teyze Reçelleri. Bu adı toplantıda ben önermiştim. Oy birliği ile kabul edildi.
Sözcük Çalışması
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 15
Soru: Aşağıdaki sözcüklerin ve sözcük grubunun metindeki anlamlarını belirleyip başındaki kutucuğu işaretleyiniz. Etkinlik sırasında sözlükten yararlanınız.
Cevap:
Soru: Bu sözcükleri ve sözcük grubunu anlamlarına uygun birer cümlede kullanınız.
Cevap:
→ Evlerde doğal gaz kullanılması hayatı çok kolaylaştırdı.
→ Ödevlerini bitiren Ali rahatça koltuğa kuruldu.
→ Köydeki amcam bir peynir yapımevi kurmuş.
→ Kilimlerde en çok kullanılan motiflerden biri kuştur.
Soru: İşlediğiniz metinlerde anlamını yeni öğrendiğiniz sözcük ve sözcük gruplarını sözlük oluşturma kuralına göre bir deftere yazarak kendi sözlüğünüzü oluşturunuz. Yeni öğrendiğiniz sözcükleri bu deftere ekleyerek yıl sonuna kadar çalışmanızı sürdürünüz.
Anlayalım, Yorumlayalım
Soru: Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.
Soru: 1) Emine Teyze kimdir?
Cevap: Emine teyze, metnin anlatıcısı olan çocuğun bir komşusudur. Köyden yeni taşınmıştır, iki kızı bir oğlu vardır.
Soru: 2) Mehmet Bey, mahalledeki işsiz kişiler için neler yapıyor?
Cevap: Mehmet Bey, mahalledeki işsizlere iş bulmaya çalışıyor ama herkese de iş bulamayacağını biliyor. Daha sonra bir reçel yapımevi kurmayı düşünüyor ve mahalledeki işsizleri orada değerlendirmek istiyor.
Soru: 3) Sizce Mehmet Bey nasıl bir insandır? Metnin içeriğinden hareketle belirleyiniz.
Cevap: Mehmet Bey çevresindeki insanlara yardım etmek isteyen, işi olmayanlara iş bulmaya çalışan, duyarlı bir kişidir.
Soru: 4) Mahallenizde Mehmet Bey gibi insanlar var mı? Onlar, hangi konularda mahallenizdeki kişilere destek oluyorlar?
Cevap: Mahallemizde yaşayan Dursun Ali amca kimin ne sıkıntısı varsa gidermeye çalışır. İşsizlere iş bulur, hastası olanları hastaneye götürür. Üç sene önce mahallemizdeki çocuklar için bir çocuk parkı yaptırmıştı.
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 16
Soru: Okuduğunuz metinle ilgili aşağıda verilen sözcüklerden hangileri metnin konusunu, ana fikrini belirleyen anahtar sözcüklerdir? Bu sözcükleri belirleyerek yazınız.
yardımlaşma iyilikseverlik kardeşlik dayanışma sevgi saygı
Anahtar sözcükler
Cevap: Yardımlaşma, iyilikseverlik, dayanışma.
Soru: Anahtar sözcüklerden yararlanarak metnin konusunu ve ana fikrini yazınız.
Cevap:
Konu: Mehmet Bey’in insanların sıkıntılarını gidermeye çalışması, onlara yardım etmesi. Emine teyzenin reçelinin beğenilip bir reçel yapımevinin kurulması
Ana Fikir: Dayanışma ve yardımlaşma yoluyla toplumdaki sorunları çözebilmek mümkündür.
Soru: Emine Teyze’nin aşağıdaki özelliklerden hangilerine sahip olduğunu belirleyerek ilgili kutucukları işaretleyiniz. Belirlediğiniz özelliklerin nedenini bir cümleyle açıklayınız.
Cevap:
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 17
Soru: Mehmet Bey’in mahalledeki işsizler için iş kurma davranışım nasıl değerlendiriyorsunuz? Mehmet Bey’in yerinde siz olsaydınız mahallenizdeki işsizler için neler yapardınız? Düşüncelerinizi yazınız.
Cevap: Mehmet Bey’in bu davranışı çok güzel bir davranıştır. Burada Mehmet Bey, bana ne dememiş ve bir çözüm yolu bulmuştur. Ben de Mehmet Bey gibi her şeyi devletin yapmasını beklemez, soruna kalıcı bir çözüm bumlaya çalışırdım.
Soru: Okuduğunuz metinden hareketle aşağıdaki sonuçlara yol açan nedenleri yazınız.
Cevap:
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 18
Söz Varlığımız
Soru: Okuduğunuz metinde geçen bazı deyimlerin anlamları aşağıda verilmiştir. Bu deyimleri anlamlarından hareketle bulup kutucuklara yazınız. Numaralandırılmış kutucuklardaki harfleri, şifrede verilen ilgili yerlere yazınız.
Cevap:
Konuşalım, Anlatalım
Soru: Aşağıdaki haber metnini okuyunuz. Bu haberden hareketle “Toplum hayatında yardımlaşma ve dayanışmanın önemi” üzerine arkadaşlarınızla konuşunuz.
Burhaniye Bahçelievler Okulunda İmece Güzelliği
Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde yer alan Bahçelievler İlkokulu ve Ortaokulunun bahçesi imece ile güzelleşti.
Burhaniye’de, 766 öğrencinin eğitim gördüğü Bahçelievler İlkokulu ve Ortaokulunda başlatılan bahçe düzenleme çalışmaları tamamlandı. Okul bahçesinin girişine, öğretmenlerin katkısı ile limon çamları dikilirken bahçenin bir bölümüne de belediye ekiplerince çim ekimi yapıldı. Okul Müdürü M. Ç.
“Geçtiğimiz yıl okulun bahçe duvarları tamamlandı. Şimdi ise bahçenin girişine limon çamları diktik. Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin desteğiyle de çim ekimi yaptık. Destek olan belediye ekiplerine ve
öğretmenlerimize teşekkür ediyorum.” dedi.
Cevap: Bu örnekte de gördüğümüz üzere tek birinin kişinin, kurumun yapmakta zorluk yaşayacağı bazı güzel olaylar, el ele verildiğinde kolay bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bunun için bizler de etrafımızda yardıma ihtiyaç duyan herkesin yarımına koşmalı, zorları kolaylaştırmalı, aramızdaki arkadaşlık, akrabalık, dostluk, komşuluk ilişkilerini güçlendirmeliyiz.
Emine Teyze’nin Çilek Reçeli Metni Cevapları Sayfa 19
Düşünelim, Yazalım
Soru: Aşağıda verilen kutucuklardaki konulardan birini seçerek defterinize bir hikâye yazınız. Hikâyenin içeriğine uygun bir başlık belirleyiniz (Hikâyeyi yazarken aşağıda verilen açıklamalardan yararlanabilirsiniz.).
sevgi saygı sabır dostluk dürüstlük merhamet yardımlaşma
Cevap:
Soru: Hikâyenin başlığı nedir?
Hikâyeyi yazdıktan sonra hikâyenize uygun bir başlık belirleyiniz.
Cevap: Bir Elmanın İki Yarısı
Soru: Hikâyedeki olay nedir?
Belirlediğiniz konuya uygun bir olay kurgulayınız.
Cevap: Hikâyede, çocukluktan beri birbirine çok bağlı olan iki arkadaşın, zamanla hayatın onları ayrı yerlere savurmasına rağmen, sevgileri ve dostlukları sayesinde tekrar bir araya gelmeleri anlatılıyor.
Soru: Hikâyedeki olay nerede geçmektedir?
Olayın geçeceği mekânı belirleyerek bununla ilgili betimlemeler yapınız.
Ör.: Çıkmaz sokağı öteki sokaklardan ayıran en önemli özellik, ağaçların ve yeşilliğin burada bol olmasıydı. Bazı evlerin önlerindeki ve arka bahçelerindeki ağaçlar ve çiçekler, sokağın yeşilliğini oluşturuyordu. Sokağın bitiminde büyük bir mısır tarlası vardı.
Cevap: Olay küçük bir kasabada, ağaçlarla çevrili dar bir sokakta ve sonrasında büyük bir şehirde geçmektedir. Sokaktaki eski taş evler ve bahçelerdeki güller, iki arkadaşın çocukluklarını anımsatan sahnelerdir. Şehir ise kalabalık ve hızlı bir tempoya sahip, sokakları insanlarla dolu bir yer olarak betimlenmiştir.
Soru: Hikâyedeki olayın zamanı nedir?
Olayın gerçekleşeceği zamanı belirleyiniz.
Ör.: Bir yaz akşamıydı. Güneş batmış ama lambalar hâlâ yanmamıştı. İki elim çenemde, bir kapı eşiğinde oturuyordum. Oyun arkadaşlarım az önce dağılmış, oyunumuzu en tatlı yerinde yarım bırakmışlardı.
Cevap: Olay yaz mevsiminde, sıcak bir öğleden sonra başlar ve birkaç yıl sonrasını kapsayan bir zaman diliminde devam eder. Çocukluk dönemleri hatırlanırken, geçmişin sıcak yaz günleri anlatılırken, geri dönüşlerle şimdiki zaman kış mevsiminde gerçekleşir.
Soru: Hikâyedeki şahıs ve varlık kadrosu kimlerdir / nelerdir?
Hikâyenin şahıs ve varlık kadrosunu belirleyerek bununla ilgili betimlemeler yapınız.
Ör.: Ömer’i araba onarım yerinde tanıdım. Daha doğrusu bana kendisini o tanıttı. Onu öteki çırakların arasından çekip alıverdim. Sarı saçları vardı. Sarının arasında karalar… Ama bu karalar yağ karası değil, doğaldı. Yanakları al aldı.
Cevap: Hikâyenin ana karakterleri Ayşe ve Zeynep’tir. Ayşe uzun, düz saçlı, neşeli bir kızdır. Zeynep ise daha sakin, esmer tenli, ciddi ve düşünceli biridir. Her iki karakter çocukluklarından beri birbirlerini tamamlayan, adeta bir elmanın iki yarısı gibi tasvir edilir.
Soru: Hikâye kaçıncı kişinin ağzından anlatılacaktır?
Hikâyeyi kaçıncı kişinin ağzından anlatacağınızı belirleyiniz.
Ör.: Ben de çobanlık yaparım okullar kapanınca. Dedemin kamıştan yaptığı kavalımı çalarak koyunlarımı otlatırım. [1. kişi (ben ya da biz) ağzından anlatım]
Artık imza zamanı gelmişti. Ellerinde kitaplarıyla sıraya girdiler. En öndeki uzun, sarı saçlı, dokuz yaşlarında bir kızdı. (3. kişi ağzından anlatım)
Cevap: Hikâye üçüncü kişi ağzından anlatılacaktır.
BİR ELMANIN İKİ YARISI
Bir zamanlar küçük bir kasabada, Ayşe ve Zeynep adında iki çocuk yaşardı. Onlar, tıpkı bir elmanın iki yarısı gibiydiler; ne Ayşe Zeynep’siz ne de Zeynep Ayşe’siz bir gün geçirebilirdi. Her gün sokakta, ağaçların gölgesinde oyun oynar, birbirlerine en sevdikleri sırları fısıldarlardı. Kasabanın her köşesi onların çocukça gülüşleriyle yankılanırdı.
Fakat zamanla hayat değişti. Ayşe, büyük şehre taşındı; Zeynep ise kasabada kaldı. Aralarındaki mesafeler uzasa da kalplerindeki sevgi hep aynı kaldı. Yıllar geçti, her ikisi de farklı hayatlar kurdu ama bir şey eksikti; birbirlerinin yanında olmanın sıcaklığı.
Bir gün, Ayşe ansızın kasabaya geri döndü. Sokakta Zeynep’i aradı. Ve orada, eski taş evlerin önünde, birbirlerine sarıldılar. O an, yıllar boyunca biriktirdikleri sevgi, aradaki mesafeleri ve geçen zamanı yok etti. Çünkü sevgi, her şeyden güçlüydü.
İki arkadaş, sevginin gücünü bir kez daha anlamışlardı. Sevgileri, onları bir arada tutan en büyük bağdı.
Hikâye yazarken TDK Yazım Kılavuzu’ndan yararlanmaya ve yeni öğrendiğiniz sözcükleri kullanmaya özen gösteriniz. Yazdığınız hikâyeyi gözden geçiriniz. Yazdıklarınızı gözden geçirirken anlam bütünlüğünü bozan ifadeleri, yazım ve noktalama hatalarını belirleyerek düzeltiniz.
ARAŞTIRALIM HAZIRLANALIM
Soru: Genel ağdan ve sosyal medyadan “Gençlerin İyilik Ağacı” projesi hakkında bilgi edininiz.
Cevap:
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın gençleri iyilik yapmaya teşvik etmek ve iyilik yapmayı alışkanlık haline getirebilmek amacıyla uygulamaya koyacağı ‘Gençlerin İyilik Ağacı’ projesi başlıyor. 1 Nisan’da başlayıp 24 Ekim’de sona erecek projeye Türkiye’nin dört bir tarafından gençler katılabilecek. Proje kapsamında gençler, iyilik yapmayı hayat felsefesi haline getirerek, gencinden yaşlısına, sağlık sıkıntısı yaşayanlardan toplumun tüm kesimlerine ülkemiz genelinde yaşayan çok sayıda insana yardım elini uzatacak.
Çevre, halk sağlığı, güvenlik, eğitim, afet yardım, toplumun geliştirilmesi; çocuklara, yaşlılara ve ihtiyaç sahiplerine yardım gibi ana başlıklar üzerinden ilerleyecek proje, Türkiye genelinde hizmet veren gençlik merkezlerinde uygulanmaya başlanacak.
Hatırlanacağı üzere, 2013 yılında gerçekleştirilen proje kapsamında da binlerce genç, kimi zaman huzurevlerinde ilgi bekleyen yaşlıların çocukları, kimi zaman da sevgi evlerindeki miniklerin ağabeyleri, ablaları oldu.
“İyilik sadece insana yapılmaz” düşüncesinden yola çıkan gençler kimi zaman da sokak hayvanlarına ilişkin çeşitli projeler de üreterek, sosyal hayatta hayvan haklarına ilişkin dikkatleri çekmeyi başarmıştı.
Bu yıl da topluma yönelik onlarca gönüllülük projesinde yer almak isteyen gençlerin, ‘iyilik ağacında bir dal’ olabilmek için tek yapmaları gereken şey ‘iyilik’. Gençler, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda yapacakları bir iyiliği, fotoğraf karesi eşliğinde duygu ve düşüncelerini de belirterek “gencleriniyilikagaci” adresine yükleyecekler.
***Emine Teyze’nin Çilek Reçeli metni cevapları Sayfa (11-12-13-14-15-16-17-18-19) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.
Yorum Yap