Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Metni dinlerken metinde önemli gördüğünüz bölümleri defterinize not alınız.

Metni dinlerken metinde önemli gördüğünüz bölümleri defterinize not alınız. ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Metni dinlerken metinde önemli gördüğünüz bölümleri defterinize not alınız.

8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları Ferman Yayınları

Soru: Metni dinlerken metinde önemli gördüğünüz bölümleri defterinize not alınız.

Cevap:

Metni dinlerken önemli gördüğüm noktalar şunlardır:

  • Babam son derece üzgün bir yüz ifadesiyle “Eyvah!” diye söylendi, “El yazısını okuyamadığına Mehmet Akif çok üzülmüştür.”
  • “Baban da seni çok seviyor.”
  • “Hayatım boyunca babamdan duyduğum tek sevgi sözcüğü budur.”
  • “Üzülme… Korkma ey Ebubekir, Allah bizimledir.”
  • “O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”

TÜRK İSTİKLAL MARŞI DİNLEME METNİ

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!

Ortaokula gidiyordum. Denizci olduğu için ayda, yılda bir eve uğrayan rahmetli babam, bir gün elinde kalın bir kitapla odama girdi. Girer girmez de sordu: “Mehmed Akif’i seviyor musun?”

“Çok” dedim sorunun ne getireceğini düşünerek, “çok seviyorum.”

“İstiklâl Marşı’nı biliyor musun?” diye sordu bu kez.

“Sular, seller gibi” diye cevaplandırdım sevinçle, “on kıtayı birden, okuyayım mı?”

“Mehmed Âkif’in el yazısından oku” dedi ve elindeki kalın kitabı masaya koydu.

Kitap açık vaziyette masanın üstünde duruyor, ama satırlar küsmüş gibi benimle konuşmuyordu. Çünkü benim öğrendiğim alfabeden farklı bir alfabe ile yazılmıştı. Demek çok sevdiğim Âkif, çok sevdiğim, okurken ve dinlerken heyecanlandığım İstiklâl Marşı’nı bu alfabeyle yazmıştı. Peki, İstiklâl Marşı’nın yazıldığı alfabeyi ben niçin çözemiyordum? Bu soru çelik temren gibi beynime saplandı! Çözümsüzlüğün ortasında kala kaldım. Babam son derece üzgün bir yüz ifadesiyle: “Eyvah!” diye söylendi, “el yazısını okuyamadığına Mehmed Âkif çok üzülmüştür.”

Âkif’i üzmüş olma ihtimali öylesine içime oturdu ki, Osmanlıca “Safahat”ı kaptığım gibi, bu işlerden anlayan akrabamız Remzi Amca’ya götürdüm ve onbeş gün içinde bu kitabı okuyabilir hale gelmem için yardım etmesini rica ettim. Çünkü onbeş gün sonra babam motoruyla sefere gidecek, kim bilir bir daha ne zaman dönecekti.

Çok şükür o süre içinde yazıyı söktüm. Ve babamın evden çıkmak üzere olduğu sırada karşısına çıkıp Mehmed Âkif’in el yazısını okuyabildiğimi söyledim. Oldukça şaşırdı ve bir iki yerden okuttu. Sonra İstiklâl Marşı’nı okumamı istedi. Sesimi yükselttim: “Korkma, sönmez bu şafaklarda…”

On kıtayı esas duruşta dinledi. Marş bitince, “Mehmed Âkif şimdi seni çok seviyor” dedi. Eşiği geçtikten sonra birden döndü. Gözlerimin içine gülümseyerek ekledi: “Baban da seni çok seviyor.”

Hayatım boyunca babamdan duyduğum tek sevgi sözcüğü budur ve bu yüzden İstiklâl Marşı’nın yüreğimdeki yeri çok ayrıdır.

***

İstiklâl Marşı’mızın ilk mısraının ilk kelimesi, kuşkusuz “besmele” ile döşenmiş, ilhamını da Peygamber-i Âlişan Efendimiz’in Mekke’den Medine’ye hicreti sırasında sığındığı Sevr Mağarası’nda, muhteşem yol arkadaşı Hz. Ebubekir’in endişelenmesi üzerine fısıldadığı rivayet edilen teselliden almıştır: “Üzülme… Korkma ey Ebu Bekir, Allah bizimledir!”

Yüreğini ilhamının kaynağına kilitledikten sonra, Âkif, marşın gerisini hızla getirmiştir: “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!..”

***

1921 yılıydı. Yaklaşık altı ay kadar önce (23 Nisan 1920) Büyük Millet Meclisi açılmış, istiklâl ateşi tüm Anadolu’nun ruhunda tutuşmuştu. Ama millet çok yorgundu.

Gönülleri tutuşturup coşturacak bir marş oluşturma arzusu bu sırada kendini gösterdi. Bu arzu, önce, ülkeyi karış karış gezen “Heyet-i İrşadiye Teşkilâtı” mensuplarından geldi. Kabul gördü ve konuya ilişkin olarak Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından 500 lira ödüllü bir yarışma açıldı.

Yarışmaya tam 724 şiir geldi. Fakat hiçbiri beğenilmedi. Bunun üzerine Maarif Vekili Hamdullah Suphi, son derece kifayetli ve anlamlı şiirler yazan Mehmed Akif’in de yarışmaya katılmasını istedi. Ödül yüzünden (parayla yazmış olmamak için) katılmadığı anlaşılınca, para ödülü kaldırıldı.

Ve Mehmed Akif, Taceddin Dergâhı’na (Ankara’da) kapanıp İstiklal Marşı’mızın ilk mısraının ilk kelimesini “besmele” eşliğinde döşedi: “Korkma!..”

Eserini 17 Şubat 1921’de tamamlayıp Maarif Vekâleti’ne gönderdi. Akif’in şiiri Büyük Millet Meclisi’nin 1 Mart 1921 tarihli oturumunda söz alan Hamdullah Suphi tarafından okundu ve her kıtası milletvekilleri tarafından coşkulu bir şekilde alkışlandı.

Ve 12 Mart 1921… Büyük Millet Meclisi, o gün Mehmed Akif’in şiirinin “Milli Marş” güftesi olmasını kararlaştırıp kanunlaştırdı. Âkif’in şiiri kanunlaşıp resmiyet kazandıktan sonra, Hamdullah Suphi tarafından Büyük Millet Meclisi kürsüsünden okundu ve bütün mebuslarca ayakta alkışlandı.

Yıllar sonra Mehmed Akif’e İstiklâl Marşı’nın eskidiğini, yeni bir tane daha yazmak gerektiğini söylediklerinde hastaydı. Yatağında hızla doğruldu ve şöyle kükredi: “O şiir milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir facia karşısında bunalan ruhların ızdıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz. O’nu kimse yazamaz. O’nu bende yazamam. O’nu yazmak için, o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Benim millete en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın”

***8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları Ferman Yayınları Sayfa 149 hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap