Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları (8. Sınıf Türkçe)

Geleneksel El Sanatları Çarşısı metni cevapları ve soruları, Hecce Yayınları 8. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 239-240-241-242-243-244-245 (Sanat Teması)

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 239

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

Geleneksel el sanatlarımız nelerdir? Bildiklerinizin adlarını ve özelliklerini söyleyiniz.

Cevap: Bildiğim geleneksel el sanatları halıcılık, kilimcilik, çinicilik, ebru, ağaç oymacılığı, bakırcılıktır.

Metinde işlenen konuyla ilgili bilgi, duygu ve düşüncelerinizi başkalarıyla paylaşmak, diğer okuyucuların bilgi, duygu ve düşüncelerinden yararlanarak farklı bakış açıları geliştirebilmeniz için metni tartışarak okuma yöntemine uygun olarak sesli okuyunuz.

Geleneksel El Sanatları Çarşısı

Nesiller ve yöntemler değişiyor olsa da birçok sanat dalı yüzyıllardır hayatımızı renklendirmeye devam ediyor. Su, taş, toprak, ağaç, maden, deri, pamuk gibi malzemeler ve doğadaki tüm renkler insanların yüreği ve emeğiyle yoğrulup birbirinden güzel sanat eserlerine dönüşüyor. Önceleri ihtiyaçları karşılamak, örtünmek ve korunmak için ilk örneklerini veren el sanatları, zamanla mutlu etmek ve hayatı güzelleştirmek yönünde gelişmiş. Mağaralardaki oyuklar ve duvar resimleri yerlerini binalardaki taş ve ahşap işlemelerine, evlerin duvarlarını süsleyen tablolara, mozaiklere bırakmış. Kumaşlar nakışlarla, oyalarla; duvarlar çinilerle; bastonlar sedeflerle bezenmiş. Tabak, çanaklar desenlerle; insanlar altın, gümüş gibi takılarla süslenmiş. Bursa’daki Balibey Hanı’ın “Geleneksel El Sanatları Çarşısındaki atölyeler de.

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 240

yüzyılda inşa edilen hana hayat veriyor. Niğbolu Sancak Beyi Hamza Bey’in oğlu Bali Bey tarafından kent dışından gelen tüccarlara hizmet etmesi amacıyla yaptırılan hanın odalarında birbirinden farklı el sanatları görülebiliyor. Avlusunun çevresindeki tüm katların revaklı bir düzenlemeyle tasarlandığı, Bursa’daki hanlar içinde üç katlı olarak inşa edilmiş tek han olan Balibey Hanı’nda, önce giriş katındaki restoranın içinde kalan mağarayı geziyorum. Bizans ve Osmanlı Dönemi’nde kentin dışında, ıssız bir konumda olan mağaranın han inşa edildikten sonra değerli eşyalar için bir depo ya da bazı gizli toplantıların mekânı olarak kullanılmış olabileceği düşünülüyor. Çok geniş olmasa da ışıklarla aydınlatılarak ferahlatılmış bu mağara şimdi küçük bir kafe gibi kullanılıyor. Mağaradan çıkıp hanın avlusunun yanındaki merdivenlerden üst kata çıkıyorum. Bu ve bundan sonraki kattaki odalar günümüzde artık tüccarları

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 241

değil, çeşitli el sanatları atölyelerini ve onların ziyaretçilerini konuk ediyor. Taş koridorlardaki ahşap kapıların her birinin ardında ayrı bir dünya var. Tezhip, hat ve kaligrafi atölyesinde harfler sanat eserlerine dönüşüyor. Cam sanatı atölyesinin önündeki poster, beni kendi cam boncuğumu yapmaya davet ediyor. Oya atölyesinin tabelasına, yeşil yapraklı pembe bir gül şeklinde işlenmiş bir oya yerleştirilmiş. Koridorlardaki duvarlarda ve şövalelerde resimler, mozaikler, ahşap işleme tablolar sergileniyor. Bir atölyenin önündeki küçük tezgâha ahşap, keçe ve kuru çiçeklerle yapılmış kitap ayraçları dizilmiş. Marküteri ve ahşap dağlama kursu verilen atölyenin kapısına asılan kâğıttaki yazı şöyle diyor: “Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur. Sanatkâr, aşkı çizemez belki ama aşk ile çizer. Elleriyle çalışan insan, işçidir. Elleri ve kafasıyla çalışan insan, ustadır. Elleri, kafası ve yüreği ile

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 242

çalışan insan, sanatkârdır.” Bir başka atölyenin kapısının dışına kurutulmuş ve sadece damarları kalmış “banyan” yapraklan üzerine yapılan desenlerden oluşan tablolar asılmış. Resim, çini, doğal taş atölyelerinin önünden geçiyorum. Tespih atölyesinin vitrinindeki sarı muhabbet kuşu, kafesinin içinden dışanya bakıyor. Bazı atölyelerde günlük çalışmalar ve kurslar başlamış. Keçe evinde rengârenk keçelerden aksesuarlar yapılıyor, filografi atölyesinde çiviler arasına teller gerilerek desenler oluşturuluyor. Ebru atölyesinde kök boyalar at kılından yapılmış fırçalardan suya düşürülüp kâğıtla buluşturulurken yanındaki Nayi Sanatevi’nden huzur veren bir ney sesi duyuluyor. Balibey Hanı’ndayken Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözünü hatırlıyor ve her türlü sanat dalının ülkemizdeki herkese daha fazla ulaşabilmesini diliyorum.

1. ETKİNLİK

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 243

Okuduğunuz metinden bazı kelimeler verilmiştir. Bu kelimelerin anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.

Cevap:

mozaik: Türlü renklerde, küçük küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi.
Cümlem: Komşumuz evinin dışını mozaik ile kaplattırdı.

revak: Binanın avlusunda veya dış cephesinde yer alan, çatısı sütunlarla desteklenmiş, üstü düz dam, tonoz veya kubbelerle örtülü, uzunlamasına, önü açık yer.
Cümlem: Şehirdeki tarihi sarayın bahçesinde, şık bir revak bulunmaktadır.

tezhip: Levhaların, yazma kitapların, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlanması ile yapılan süsleme sanatı
Cümlem:

kaligrafi: güzel yazı sanatı
Cümlem: Kendimin kaligrafi alanında yetenekli olduğumu düşünüyorum.

şövale: ressam sehpası
Cümlem: Ressa, tuvalini şövalenin karşısına koydu.

keçe: Yapağı veya keçi kılının dövülmesi veya ayakla tepilmesiyle elde edilen kaba kumaş
Cümlem: Keçeden yapılmış ürünlerin sağlıklı olduğunu duydum.

marküteri: Muhtelif renklerden oluşan ahşap ve ahşap kaplamaların el ustalığı sayesinde aletlerle kesilerek hiçbir katkı maddesi ve boya kullanılmadan yapılan ahşap oyma sanatı
Cümlem: Marküteri kursunun ilk gününde ahşap çeşitlerini gördük.

banyan: Nemli ve sıcak bölgelerde yetişen Hint inciri olarak da anılan ağaç türü
Cümlem: İstanbul’da hiç banyan ağacı görmedim.

filografi: Tasarlanmış bir motif ya da desenin, ahşap malzeme üzerine çiviyle çakılması ve arasından çeşitli renklerde iplik veya teller geçirilmesi ile oluşturulan, farklı motif ve desenlerin ortaya çıkarılmasını sağlayan bir el sanatıdır.
Cümlem: Filografi kursunda Türk bayrağını yaptım.

ney: Klasik Türk müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan, kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan yapılmış, üflemeli bir çalgı
Cümlem: Neyi çalabilmek ilk başlarda çok zordur.

2. ETKİNLİK 

Aşağıdaki soruları okuduğunuz şiire göre cevaplayınız.

1. Metinde adı geçen el sanatları nelerdir?

Cevap: Metinde adı geçen el sanatları nakışçılık, oya işlemesi, çinicilik, altıncılık, gümüşçülük, tezhip, hat, kaligrafi, cam sanatı, mozaik, ahşap işlemesi, keçecilik, ahşap oymacılığı, tespihçilik, doğal taş işleme, filografi ve ebrudur.

2. Balibey Hanı ne amaçla yapılmıştır?

Cevap: Balibey Hanı kent dışından gelen tüccarlara hizmet etmesi amacıyla yapılmıştır.

3. Anlatıcı hanı gezerken Atatürk’ün hangi sözünü hatırlamıştır?

Cevap: Anlatıcı hanı gezerken Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur.” sözünü hatırlamıştır.

4. Günümüzde Balibey Hanı ne amaçla kullanılmaktadır?

Cevap: Geleneksel El Sanatları Çarşısı olarak kullanılmaktadır.

5. Metinde geçen “Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

Cevap: Bazı yetenekler zamanla öğrenilip geliştirilirken sanat ise böyle değildir. Sanat yeteneği insanın doğumuyla getirdiği bir özelliktir. Öğrenilebilecek bir şey değildir, demek istiyor.

3. ETKİNLİK 

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 244

Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.

Cevap:

Metnin Konusu: Geleneksel el sanatlarımız

Metnin Ana Fikri: Geleneksel sanatlarımızın unutulmamasını sağlamalıyız ve olabildiğince fazla kişiye ulaşmasını sağlamalıyız.

4. ETKİNLİK 

Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız.

Cevap: Balibey Han’da Bir Gün, Geleneksel Sanatın İzinde.

5. ETKİNLİK 

Metni tekrar okuyunuz. Metni okurken önemli olduğunu düşündüğünüz bölümleri “not alma” yöntemine uygun şekilde kendi ifadelerinizle aşağıya yazınız.

Cevap:

– Nesiller ve yöntemler değişiyor olsa da birçok sanat dalı yüzyıllardır hayatımızı renklendirmeye devam ediyor.

– Önceleri ihtiyaçları karşılamak, örtünmek ve korunmak için ilk örneklerini veren el sanatları, zamanla mutlu etmek ve hayatı güzelleştirmek yönünde gelişmiş.

– Bursa’daki Balibey Hanı’nın “Geleneksel El Sanatları Çarşısı”nın atölyeleri de 15.yüzyılda inşa edilen hana hayat veriyor.

– Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur. Sanatçı aşkı çizemez belki ama aşk ile çizer. Elelriyle çalışan insan işçidir. Elleri ve kafasıyla çalışan insan ustadır. Elleri, kafası ve yüreğiyle çalışan insan sanatkârdır.

– Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur.

6. ETKİNLİK 

Geleneksel El Sanatları Çarşısı Metni Cevapları Sayfa 245

Aşağıda verilen cümlelerdeki anlatım bozukluğunun nedenini ve doğru cümleyi noktalı yerlere sırasıyla yazınız.

• Yaşlı ağaca dayanmış uyumaya çalışıyordu.

Cevap: Anlam belirsizliği: Yaşlı, ağaca dayanmış uyumaya çalışıyor da olabilir.

• Oyun oynayan arkadaşlarına bakar, uzaktan izlerdi.

Cevap: Nesne eksikliği: Oyun oynayan arkadaşlarına bakar, onları uzaktan izlerdi.

• Onun elindeki kitabın ücreti ne kadar?

Cevap: Kelimenin yanlış kullanılması: Onun elindeki kitabın fiyatı ne kadar?

• Siyasi ve toplum olaylarını gözlemliyordu.

Cevap: Tamlanan eksikliği: Siyasi ve toplum olaylarını gözlemliyordu.

7. ETKİNLİK 

Sınıfınızda metinde geçen “Elleri, kafası ve yüreği ile çalışan insan, sanatkârdır.” sözünü açıklayan bir konuşma yapınız. Konuşmanızda güdümlü konuşma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygulayabilmek için sizden önce konuşan arkadaşlarınızın duygu ve düşüncelerini anladığınızı onlara hissettirerek düşüncelerinizi etkili bir şekilde açıklayınız. Konuşmanız sırasında yaşadıklarınızdan ya da gözlemlerinizden örnekler verebilirsiniz. Konuşmalarınızda uygun geçiş ve bağlantı ifadeleri kullanmaya özen gösteriniz.

Cevap:

Merhaba Arkadaşlar,

Öncelikle, bu güzel sözü hepimizin anlayabileceği bir şekilde açıklamak istiyorum. Söz edilen ‘eller’, ‘kafa’ ve ‘yürek’, bir insanın yaratıcılık sürecindeki üç önemli unsuru temsil ediyor.

Arkadaşlarımızın da bahsettiği gibi, el, bir sanat eserini yaratmada kullanılan fiziksel güçtür. Ama bir sanat eseri sadece ellerle yapılmaz, değil mi? İşte burada ‘kafa’, yani zihin devreye giriyor. Bir sanatkâr, yarattığı esere kendi düşüncelerini, bilgisini ve hayal gücünü katar.

Peki ya ‘yürek’? Yürek, sanat eserine duygu katandır. Bir ressamın tuvaline dokunduğu her fırça darbesinde, bir heykeltraşın mermeri şekillendirirken gösterdiği hassasiyette, hatta bir yazarın kelimelerle dansında yüreğin sesini duyarız.

Örneğin, ben kendi deneyimimden yola çıkarak söylüyorum; bir resmi yalnızca gözlemleyerek değil, hissederek çizdiğimde, o resim benim bir parçam oluyor. Sanki o resimle konuşuyor, ona dokunuyor ve onu anlıyorum.

Bu sözü açıklarken, sizin de duygularınıza dokunmak istedim. Çünkü bir sanatkâr olmak için, yaptığınız işe sadece zamanınızı değil, aynı zamanda kalbinizi de koymanız gerek.

Teşekkür ederim, umarım bu sözün anlamını biraz olsun hissedebilmişsinizdir!

8. ETKİNLİK 

Dosya kâğıdına açıklayıcı, öyküleyici, betimleyici ya da tartışmacı anlatım biçimlerinden istediğinizi kullanarak Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözünden hareketle bilgilendirici bir metin yazınız. Metninize uygun bir başlık belirleyiniz. Metninizi gözden geçirirken varsa metninizdeki yazım, noktalama hatalarını ve anlatım bozukluklarını düzeltiniz. Yazdığınız metni sınıfta arkadaşlarınıza okuyunuz. Metninizi sınıf panosunda paylaşabilirsiniz.

Cevap:

BİR MİLLETİN RUHU: SANAT

Sevgili Arkadaşlar,

Büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk bir keresinde şöyle demiş: “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Bu söz, sanatın bir milletin varlığı için ne kadar önemli olduğunu vurgular.

Sanat, insanların duygularını, düşüncelerini ve hayallerini ifade etme biçimidir. Müzikle kalplerimizi, resimle gözlerimizi, şiirle zihinlerimizi besler. Tıpkı su ve havanın yaşam için gerekli olması gibi, sanat da milletimizin ruhunu canlı tutar.

Bir ülkenin sanat eserleri, tarihini, kültürünü ve değerlerini yansıtır. Müzelerdeki tablolar, tiyatrolardaki oyunlar, sokaklardaki heykeller… Bunlar, bizim geçmişimizle bağımızı korur ve geleceğe ışık tutar.

Atatürk’ün sözünü düşündüğümüzde, sanatın sadece güzellik yaratmak olmadığını, aynı zamanda bir milletin özgüvenini ve birliğini de pekiştirdiğini anlarız.

Arkadaşlar, biz de kendi sanatımızı yaratırken, aslında milletimizin hayat damarlarına güç katıyoruz. Her birimiz birer sanatçıyız ve yaratıcılığımızla dünyamıza renk katabiliriz.

Teşekkür ederim.

***Geleneksel El Sanatları Çarşısı metni cevapları Sayfa (239-240-241-242-243-244-245) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap