Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Kefil Metni Cevapları (7. Sınıf Türkçe)

Kefil metni cevapları ve soruları, Dörtel Yayınları 7. sınıf Türkçe kitabı Sayfa 137-138-139-140-141-142-143-144 (Vatandaşlık Teması)

Kefil Metni Cevapları

Kefil Metni Cevapları Sayfa 137

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Haksız davranışlar karşısında nasıl bir tavır sergiliyorsunuz? Sınıfta anlatınız.

Cevap: Ben haksız davranışlar karşısında sessiz kalamıyorum. Bundan dolayı iki defa kavga etmiştim. Çünkü sessiz sakin, kendisini savunamayan bir arkadaşıma zorbalık yapıyorlardı.

2. Bir arkadaşınızın sorumluluğuna kefil oldunuz mu? Niçin?

Cevap: Bir defasında arkadaşım kantinden bir şey alacaktı ama cüzdanını evde unutmuştu. Ben de kantinci abiye “Yarın getirip verecek.” diye kefil olmuştum. Çünkü arkadaşıma güveniyordum.

Metni noktalama işaretlerine ve türün özelliğine dikkat ederek önce sessiz sonra sesli okuyunuz. Uzun çizgi ile belirtilen konuşmaları farklı ses tonuyla okumaya dikkat ediniz.

KEFİL

Meros, elbisesinin altında bir hançer saklayarak Sirakuza Kralı Denis’in yanına sokuldu. Koruyucular hemen kendisini yakalayarak zincire vurdular. Kral öfkeyle sordu:
— Bu hançerle ne yapacaktın? Söyle bakalım!
— Şehri bir zalimden kurtaracaktım.
— Bu arzunun cezasını darağacı üzerinde göreceksin.
— Ölüme hazırım. Af ve aman dilemiyorum. Yalnız bana küçük bir lütufta bulun: Kız kardeşimle nişanlısını evlendirmek üzere üç günlük mühlet. Arkadaşım bana kefil olacak ve eğer sözümde durmazsam, öcünü ondan alabileceksin.
Kral kızgın bir alayla güldü ve biraz düşündükten sonra cevap verdi:
— Sana üç gün müsaade ediyorum. Fakat bilmiş ol ki bu müddet bittiği zaman görünmediğin takdirde arkadaşın senin yerine geçecek ve ben seninle ödeşmiş olacağım.
Meros arkadaşına koştu:
— Kral benim talihsiz teşebbüsümün darağacı üzerinde cezalandırılmasını istiyor. Bununla beraber, kardeşimin evlenmesinde bulunmak üzere bana üç gün müsaade ediyor. Ben dönünceye kadar onun yanında kefilim ol!

Kefil Metni Cevapları Sayfa 138

Arkadaşı hiç sesini çıkarmadan onu kucakladı, kendini zalim Kral’a teslime gitti. Meros oradan ayrıldı. Üçüncü gün şafak sökmeden, kardeşi ile nişanlısını birleştirmiş, mühleti geçirmemek için mümkün olduğu kadar acele geri dönüyordu. Fakat sürekli bir yağmur çabuk yürümesine mani oldu. Geçtiği dağlarda kaynaklar sel hâline gelmiş, dereler ırmak hâlini almıştı. Yolcu değneğine dayana dayana bir ırmağın kenarına geldiği zaman, büyüyen suların iki kıyıyı birleştiren köprüyü kırıp götürdüğünü ve kemerleri yıldırım gürültüsüyle harap etmekte olduğunu gördü. Böyle bir engel karşısında ümitsizliğe düşerek kıyıda çırpınmağa, sabırsız bakışlarla uzakları süzmeye başladı. Gitmek istediği yere onu geçirmek için kendisini tehlikeye atacak hiçbir kayık, yaklaşan hiçbir gemi görünmüyor ve sular gittikçe deniz gibi kabarıyordu. Kıyıya düştü ve ellerini göklere kaldırarak ağlamağa başladı:

— Ah! Allahım, bu kükreyen suları sakinleştir! Zaman geçiyor. Güneş tam tepemize geliyor. Eğer biraz daha ufka yaklaşırsa arkadaşımı kurtarmak için çok geç kalacağım. Dalgalar kızgınlığını arttırmaktan başka bir şey yapmıyordu. Sular suları itiyor, saatler geçiyordu. Meros artık tereddüt etmedi, hemen coşkun ırmağın ortasına atıldı. Sularla çetin bir savaş yaptı ve zaferi kazandı. Karşı kıyıya geçince Allah’a şükrederek yürüyüşünü hızlandırmaya başladı. Birdenbire, ormanın en sık yerinden kana susamış bir eşkıya sürüsü çıkarak üzerine atıldılar ve korkutucu topuzlarla yolunu kestiler.
— Benden ne istiyorsunuz? Hayatımdan başka hiçbir şeyim yok. Onu da Kral’a ve kurtarmaya koştuğum arkadaşıma borçluyum, diyerek kendisine yaklaşan bir topuzu yakaladı. Üç haydudu vurarak yere serdi, ötekiler kaçtılar.
Yakıcı bir güneş. Meros yorgunluktan kırılan dizlerinin, vücudunun altından kaçtığını hissediyordu.

Kefil Metni Cevapları Sayfa 139

— Ne işitiyorum? Bu güzel sesi çıkaran acaba bu dere mi?
Durarak dinledi. Yanındaki taşlıktan neşeli bir kaynak fışkırıyordu. Sevincinden sarhoş olan yolcu eğildi ve yanan vücudunu serinletti.
Güneş şimdi bakışlarını yapraklar arasından uzatarak, yol boyunca dev gibi gölgelerle ağaç şekilleri işliyordu. İki yolcu geçti. Meros onlardan hemen uzaklaştı. Fakat aralarında bir şey konuştuklarını işitmişti:
— Şu anda onu darağacağına çekiyorlar!
Yetişmemek ihtimali Meros’a kanat verdi ve korku kendisini kamçıladı. Nihayet uzaktan batan güneş altında Sirakuza şehrinin kuleleri göründü. Çok geçmeden evinin sadık bekçisi tesadüf etti. Hemen tanıdı ve titredi:
— Kaç! Artık arkadaşını kurtarmanın zamanı geçti. Hiç olmazsa kendi canını kurtar. Şu dakikada o can veriyor. Her an hiç ümidini kaybetmeden seni bekliyordu ve zalimin alayları sana olan itimadını sarsmam işti.
— Pekâlâ, madem ki onu kurtaramayacağım, hiç olmazsa onun felaketini paylaşmalıyım. O kanlı zalim bir dost bir dosta ihanet etti, demesin. Bir yerine iki kişiyi kurban ederek fazilete daha çok inansın.
Meros, şehrin kapılarına geldiği zaman güneş batıyordu. Darağacını ve etrafında halkı gördü. Arkadaşını, asmak için bir ipe takmışlar henüz kaldırıyorlardı.
— Dur cellat! İşte ben geldim. Bu adam benim kefilimdir.
Halk hayret içinde kaldı. İki arkadaş yarı sevinç içinde kucaklaştılar. Hiç kimse bu manzara karşısında duygusuz kalamazdı. Kral bile bu parlak haberi heyecanla öğrendi ve ikisini de huzuruna getirtti. Uzun müddet hayretle seyrettikten sonra:
— Hareketiniz kalbimi size bağladı, dedi. Demek ki mertlik ve dostluk bağlılığı boş kelimeler değilmiş. Şimdi benim de sizden bir ricam var. Beni de dostluğunuza kabul edin ve üçümüzün kalbi bundan sonra bir olsun.

1. ETKİNLİK

Kefil Metni Cevapları Sayfa 140

Okuduğunuz metinde geçen aşağıdaki kelime ve kelime gruplarının anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin edip yazınız.

Cevap:

hançer: Bir tür bıçak
tereddüt etmek: Kararsız kalmak
ceza: Bir kişiye bir suçu yönünden yapılan yaptırım
darağacı: İdam edilecek insanların asıldığı düzenek
ihanet etmek: Bir kişiyi arkasından vurmak
mühlet: Bir şey için verilen mühlet
kefil olmak: Bir işi için birisine garanti vermek

2. ETKİNLİK 

Aşağıda, metinde geçen deyimler ve deyimlerin anlamları verilmiştir. Bu deyimlerle anlamlarını eşleştiriniz. Deyimlerin metne olan katkısını söyleyiniz.

Cevap:

3. ETKİNLİK 

Kefil Metni Cevapları Sayfa 141

Okuduğunuz metnin konusu nedir? Yazınız.

Cevap:

Konusu: Metnin konusu arkadaşı kendisine kefil olan adamın sözünü tutup vaktinde şehre ulaşması

Okuduğunuz metinden çıkardığınız sonuç (ana fikir) nedir? Yazınız. Metindeki yardımcı fikirleri belirleyiniz.

Cevap:

Ana Fikri:

  • İnsan ne olursa olsun verdiği bir sözü yerine getirmelidir.

Yardımcı Fikirler:

  • İnsan doğruluğuna inandığı şeylerden vazgeçmemelidir.
  • Dostlar birbirleri için her fedakârlığı yapabilmelidir.
  • Dostlar arasında birbirine güven çok önemlidir.
  • İnsanlar zorluk zamanlarında risk alabilmelidir.
  • En kötü insanlar bile güzellikler karşısında yumuşayabilirler.

4. ETKİNLİK 

Okuduğunuz metnin türünü ayırt edici aşağıdaki sorulara uygun işaretlemeyi yapınız.

Cevap:

5. ETKİNLİK 

Kefil Metni Cevapları Sayfa 142

Okuduğunuz metnin içeriğine yönelik sorular hazırlayıp sınıfta arkadaşlarınıza sorunuz.

Cevap:

→ Meros kendisine “Bu bıçakla ne yapacaktın?” diye sorulduğunda nasıl cevap vermiştir?
→ Meros kraldan ne için üç gün süre istiyor?
→ Dalgalar kızgınlığını iyice artırınca Meros ne yaptı?
→ Şehre girerken gördüğü bekçisi Meros’a ne dedi?

6. ETKİNLİK 

Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Cümlelerdeki anlatım bozukluklarını tespit edip bozukluğun nedenini yazınız.

Cevap:

Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı henüz.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Gereksiz sözcük kullanımı

Kardeşim soruları hemen çözüverdi.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Gereksiz sözcük kullanımı

Herkes, petrol ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Sözcüğün yanlış kullanılması

Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Sözcüğün yanlış yerde kullanılması

Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Deyim yanlışlığı

7. ETKİNLİK 

Kefil Metni Cevapları Sayfa 143

Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri, zarf türünde kelimelerle tamamlayınız.

Cevap:

• Sana üç gün müsaade ediyorum.
• Mühleti geçirmemek için mümkün olduğu kadar acele geri dönüyordu.
• Arkadaşımı kurtarmak için çok geç kalacağım.
• Bir yerine iki kişiyi kurban ederek fazilete daha çok inansın.
• Koruyucular hemen kendisini yakalayarak zincire vurdular.
• Fakat sürekli bir yağmur çabuk yürümesine mâni oldu.
Durarak dinledi.

8. ETKİNLİK 

Sınıfa getirdiğiniz “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden maddeler okuyup bu maddelerle ilgili kişisel görüşlerinizi açıklayınız. Konuşmalarınızda uygun geçiş ve bağlantı ifadelerini (oysaki, başka bir deyişle, özellikle, ilk olarak, son olarak) kullanınız. Konuşurken yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini kullanmaya çalışınız.

Cevap:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1989 yılında benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeyi 196 devlet onaylamıştır. Türkiye, sözleşmeyi 14 Ekim 1990’da imzaladı ve sözleşme 27 Ocak 1995’te Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Sözleşmeyle çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerektiği hükme bağlanmıştır.

Bence ABD’nin bu sözleşmeyi imzalamaması çok ilginçtir. Gerçi pek çok ülkenin bu sözleşmeyi imzalaması da çok bir şey ifade etmiyor. Başta geri kalmış ülkeler olmak üzere pek çok ülkede çocuk hakları ihlalleri her geçen gün artarak devam etmektedir.

9. ETKİNLİK 

Çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan bir tanıdığınızın hayatından örnekler alarak hikâye yazınız. Yazınızı zenginleştirmek için atasözü, deyim ve özdeyişlerden yararlanınız. Uygun anlatım biçimlerini (betimleme, öyküleme vb.) kullanınız. Yazınıza başlık koymayı unutmayınız.

Cevap:

GARİP MEHMET

Bizim mahallede Nihat diye bir çocuk vardı. Uzun, dalgalı saçları ve masmavi gözleriyle çok sevimli bir çocuktu ama garip bir hali vardı Nihat’ın.

Bazen çok neşeli hâlleri olurdu bazen de çok uzun süre ağzını açıp konuşmazdı. Meğer yaşadıklarını hep içine atar, ser verip sır vermezmiş. Çok sonraları duyduk ki Nihat’ın babası alkolik derecesinde içki içermiş. E, içki bütün kötülüklerin anasıymış. Onun için de aldığı maaşı kısa sürede bitirir, herkesten borç alır; sonra da borcunu ödeyemezmiş.

Nihat’ın annesi de babasının borçlarını ödeyebilmek için çeşitli işlerde çalışırmış. Apartman temizliğine gider, evde yorgan dikermiş. Ama yine de kazandığı para borçlara yetmezmiş. Durum böyle olunca da Nihat çalışmaya karar vermiş. Sabahları erkenden simit fırınına gidip simit alır ve bu simitleri tabakhanede deri fabrikalarının arasında, pis kokuların içinde satarmış.

Nihat’ın, annesine destek olmak için simit sattığından babasının haberi yokmuş. Bir gün tabakhanedeyken oğlunun perişan vaziyette simit sattığını görmüş ve çok üzülmüş. Nihat, “Senin borçlarını annemle birlikte ödemeye çalışıyoruz.” demiş. Babası bu duruma çok üzülmüş. “Haydi oğlum sen eve git, bir daha da buralarda simit satmanı istemiyorum.” demiş. Akşam eve gelince de hem karısına hem Nihat’a artık içki içmeyeceğine dair söz vermiş ve bir daha da içki içmemiş.

Kefil Metni Cevapları Sayfa 144

YAZARI TANIYALIM

Friedrich von Şehitler (Firedrik von Şiller) (1759-1805)

Dünyanın önde gelen yazarlarındandır. Çağdaşı Geothe (Göyte) ile birlikte Alman edebiyatının kurucularından sayılır. İlk oyunu “Haydutlar”ı 1781’de yazmıştır. Schiller; oyunları, denemeleri, hikâyeleri, şiirleri ve mektuplarıyla tanınır.
Eserlerinden bazıları: Haydutlar, Yüce Bir Davranış, Kefalet, Don Karlos…

SONRAKİ DERSE HAZIRLIK

Sınıfa bir anayasa kitapçığı getiriniz. Anayasa’nın 42. maddesini sınıfta okuyunuz.

Cevap:

Anayasa’nın 42. maddesi şu şekildedir:

Madde 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.

Güvenilir bilgi kaynaklarını etkili bir şekilde kullanarak eğitim öğretim haklarıyla ilgili bilgi toplayınız.

Cevap: Eğitim hakkı bireylere anayasa ile verilmiş olan haklardan biridir ve kısıtlanması doğru değildir. Eğitim ve öğretim hakkı aslında bir özgürlüktür. Bu hakka bireyler doğuştan sahiptirler. Bu hakkı kim engellerse suç işlemiş olur. Yurdumuzda eğitimin ve öğretimin işlerini MEB tarafından yürütülmekte devam ettirilmektedir. Sosyal devlet anlayışı gereğince eğitim ücretsiz bir biçimde bütün öğrencilere sunulmalıdır. Devletin vazifesi bu haktan mahrum bırakılan bütün öğrencileri bulmak ve o öğrencileri eğitmektir. Annesi, babası dahi kimse çocukları bu haktan mahrum bırakamaz. Bırakırsa yasal suça tabii olur. Herkes eğitim-öğretim hakkına sahiptir.

Çevrenizde sevilen, örnek alınan özelliklere sahip kişiler var mı? Varsa bu kişiler bu özelliklere nasıl ulaşmış olabilirler? Araştırınız.

Cevap: Çevremde çok sevilen ve örnek alınan mahallemizdeki Hacı Mustafa Amca ve annemin dayısı Dursun Ali Dayı var. Bu kişiler bu özelliklerini çok okuyarak ve okuduklarını hayatlarında uygulayarak ulaşmış olabilirler. Okullarındaki öğretmenleri sayesinde bu özellikleri kazanmış olabilirler.

***Kefil metni cevapları Sayfa (137-138-139-140-141-142-143-144) hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
11
clap
4
unlike
1
happy
1
angry
0
love
0
confused
0
sad

Yorum Yap