Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

Anlatım Biçimleri Örnekleri (30 Tane Metin)

Anlatım biçimleri nelerdir? Anlatım biçimleri / teknikleri örnekleri. Betimleyici, öyküleyici, açıklayıcı, tartışmacı anlatıma 30 tane metin örneği.

Anlatım Biçimlerine / Tekniklerine Örnekler

Anlatım Biçimlerine / Tekniklerine Örnekler

Anlatım Biçimleri Nelerdir?

Yazarın ya da konuşmacının duygu ve düşüncelerini veya bir olayı anlatırken, anlatımın etkileyici olması amacıyla baş vurduğu yöntemlere anlatım biçimleri / anlatım teknikleri denir. Anlatım türleri veya anlatım teknikleri de denir.

Anlatım biçimleri şunlardır:

1- Betimleyici Anlatım (Betimleme)

2- Öyküleyici Anlatım (Öyküleme)

3- Açıklayıcı Anlatım (Açıklama)

4- Tartışmacı Anlatım (Tartışma)

1- Betimleyici Anlatım Örnekleri

Betimleyici Anlatım Nedir?

Varlıkların veya kavramların okuyucunun-dinleyicinin zihninde canlanacak şekilde, ayırt edici özellikleri ile adeta sözcüklerle resim çizer gibi anlatıldığı yönteme betimleyici anlatım denir. Betimleyici anlatıma “tasvir” de denir.

Örnek Metinler:

“Evin havalandırılmadığı,içeri girince burnuma gelen keskin bir kokudan anlaşılıyordu. Sulanmayan çiçekler boyunlarını bükmüş, yere doğru bakıyorlardı. Sanki bir kurtarıcı bekler gibiydiler. Duvarda bir tablo… Güçlü bir ressamın fırçasından çıktığı her halinden belli. Üzerinde bir parmak kalınlığında toz…”

“Başımızın üstünde her zaman yeşil, iğne yapraklı dallardan örülü bir çatı var. Dallar öylesine sık ki, güneş ışığı aşağıya süzülemiyor bile. Ormanın içine doğru kilometrelerce uzayıp giden toprak bir yol… Çevredeki çiçeklerin insanı bayıltıcı kokusu ve kuşların tatlı nağmeleri…”

“Kapıda yaşlı bir adam belirdi. Üzerinde biraz eski, açık mavi bir takım elbise vardı. Ceketin üst cebinde üçgen şeklinde kıvrılmış mendil, kravatıyla aynı renkteydi. Yer yer ağarmış saçlarını sol tarafa yatırmış, hâlâ siyahlığını koruyan bıyıklarını üst dudağının üzerini kapatacak şekilde bırakmış. Ayağında yıllar önce gençlerin oldukça rağbet ettiği ucu sivri ucu küt biçimli ayakkabılar vardı.”

“Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet, bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu. Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…”

“Hiç bu kadar güzel bir elbise görmemiştim şimdiye dek. Kırmızı eteklerinde minik sarı güller vardı. Kısa kollarında ise renk renk kelebekler vardı. Sarı, mavi, turuncu, yeşil, beyaz kelebekler… Belinde ise sevimli bir kuşak vardı. Yakaları bembeyazdı. Gökyüzündeki bulutlar kadar beyaz… İnsan bu elbiseyi üzerinde taşırken kırlarda dolaşıyormuş gibi hissetmez mi?”

“Davulcu da inadına güzel giyinmişti. Beyaz şalvarı, içine dört kişi girecek kadar genişti. Sırtında, güneşle yanıp sönen sarı atlastan bir gömlek, belindeki kırmızı kuşağın üzerinde, siyah meşini parıl parıl bir eski zaman silahlığı vardı…”

“Koyun üzerini örten kara bulutlar, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla akan derenin suları, coşkulu türküler söyleyerek akıyordu. Vadi rengârenk tomurcuk ve çiçeklere bürünmüştü. Arılar, türlü renklerdeki kelebekler çiçek çiçek dolaşıyordu. Kuşlar semada özgürce uçuyor, kuzular yemyeşil çimenler arasında oraya buraya koşuşuyordu.”

“Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa sonunda yeryüzü cennetine vardık. Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.”

2- Öyküleyici Anlatım Örnekleri

Öyküleyici Anlatım Nedir?

Duygu ve düşüncelerin, olayla aracılığı ile okuyucuya ya da dinleyiciye aktarıldığı yönteme öyküleyici anlatım denir. Tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır.

Örnek Metinler:

“Gerçekten zorluk çıkarmadım ona. Ayda yılda bir sokağa çıktığım için üstümü kirletmedim, terlemedim. Bu yüzden azar işitmeyip kimseyi bağırtmadım. Okumayı öğreninceye kadar oturup resimli dergilere baktım. Televizyondaki uzun kulaklı uzaylı gelip beni kendi dünyasına götürsün diye bekledim, beklerken hazır olayım diye çoraplarımla yattım.”

“Derse geç kalmıştım. Hemen bir taksi tuttum. Taksici beni derse yetiştirmek için biraz hızlı sürdü. Önümüzde giden araç ani fren yapınca ona arkadan çarptık. Bereket, taksici hemen frene basmıştı da çarpışma hafif oldu. Tabiî ben de derse yetişemedim.”

Ağır adamlarla kahveye girdi Hasan. Olanları düşündü bir süre. Otursam mı oturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi. Sonra oturdu bir köşeye isteksiz. Babadan kalma tütün tabakasını çıkardı, kalınca bir sigara sardı. Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardağının sesi bile dikkatini çekmemişti.”

“Tavşan ile kurbağa başlama işaretiyle başlamışlar yarışa. Tavşan hızla koşmuş. Bir havuç tarlası görünce birkaç havuç yemiş derken uyuyakalmış. Uykudan uyanınca bakmış ki kaplumbağa yarışı bitirmek üzere…”

“Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra etrafı ağaçlarla çevrili bir gölün kenarına geldik. Gürültüden uzak, oldukça sakin bir yerdi burası. Rengarenk çiçeklerden çok güzel kokular yayılıyordu etrafa. Biraz dinlendikten sonra vakit kaybetmeden sofrayı kurduk. Biz yemeğimizi yerken karıncalar da bayram ediyordu etrafımızda. Kuşlar da hoş geldiniz, diyordu kendi dillerince.”

“Deniz tarafından bir ihtiyar; balıkçı kahvesine doğru usul usul ilerledi. Kapıyı aralayarak içeriye girdi. Sağda solda uyuyanlar vardı. Gür bir sesle herkesi selamladı. Kendinden emin adımlarla ilerledi, cam kenarındaki bir masaya oturdu. Garsondan bir çay istedi. Çayını içti, parasını ödedi ve dışarı çıktı. Denize doğru, İçli bir şarkı söyleyerek yavaş yavaş yürümeye başladı.”

“On altıncı katta asansörden indik. Bana odayı gösterecek çocuğun peşinden yürüyordum. Çocuk kısa bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu. Ben de durdum. Kapıyı açtı, içeri girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarıyı göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyonun kapısını açtı. Bir şey isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim. Bahşişini verdim, gitti.”

“Uyandığımda kentin neresinden geçtiğimi anlayamamıştım. Ama bir pazar yerindeydik. Çiçekçi dükkânını süpüren bir kız gördüm. Sokağı suluyordu. Ortalıkta menekşe kokusu vardı. Otobüs kenara park etti ve içeriden uzun, siyah bıyıklı dükkan sahibi bizi içtenlikle karşıladı ve hafif solmuş mor menekşelerinden bir demet gösterdi.”

3- Açıklayıcı Anlatım Örnekleri

Açıklayıcı Anlatım Nedir?

Okuyucuya ya da dinleyiciye bir konu hakkında bilgi vermek, onlara bir şeyler öğretmek amacıyla kullanılan yönteme açıklayıcı anlatım denir. Açıklayıcı anlatımda sade ve anlaşılı bir dil kullanılmaya gayret gösterilir. Yazar veya konuşmacı bu yöntemde duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım söz konusudur.

Örnek Metinler:

“Önemli bir teknolojik buluş olan otomobilin tarihi 19. yüzyılda enerji kaynağı olarak buharın kullanılmasıyla başlar ve içten yanmalı motorlarda petrolün kullanılmasıyla devam eder. Günümüzde ise alternatif enerji kaynaklarının bulunmasıyla otomobil alanındaki gelişmelerin hız kazanması sağlanmıştır.”

“Bermuda Şeytan Üçgeni Atlantik okyanusunun 500 bin mil karelik bir bölümünü kaplayan, kuş bakışı bakıldığında Miami, Bermuda ve Puarta Rico sınırları içerisinde klan üçgen biçimini andıran bölgeye verilen addır. Bu bölge içerisindeyken son yıllarda kaybolan insan, gemi, uçak sayısı binler ile ifade edilmektedir. Bu bölgede uçak, gemi vb. araçların bir anda ortadan kaybolması ile ilgili olarak ortaya çok sayıda teori atılmıştır.”

“Ülkemizde, Türkiye cumhuriyeti kuruluncaya kadar insanların hürriyetleri kısıtlıydı. Atatürk, kurduğu yeni devletle birlikte Türk milletine hak ve hürriyetlerini de armağan etti.”

“Bulut, havanın yüksek tabakalarında çeşitli yığınlar halinde toplanmış su buharıdır. Bunlar güneşin sıcaklığıyla havada yükselmeye başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece su buharı, su damlacıkları haline gelir. Bulutların havada durmasını düşme hızlarının az olması sağlar. Ağırlaşınca düşenler, sıcak hava ile karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselir.”

“Halk edebiyatı konusu olan manilerin başlıca konusu aşktır. Bununla beraber çok çeşitli konularda da yazılı. Halk arasında mani söyleme mani yakmak mani düzmek mani söyleyenlere ise manici mani yakıcı mani düzücü denir. Anonim halk edebiyatının en yaygın nazım şeklidir…”

“Üzüm, botanikte asmagiller (vitaceae) olarak isimlendirilen bitkinin meyvesidir. En fazla bilinen ve tüketilen türü ise “vıtis vinifera ’dır. Üzüm, içeriğinde bulunan çok miktardaki şekerden dolayı kalori değeri fazla olan bir gıda maddesidir. Çeşitli mineral maddelerden ve vitaminlerden yana zengin olan üzümün, insan sağlığı açısından birçok faydası çeşitli bilimsel çalışmalar ışığında ortaya konmuştur Özellikle, kalori değerinden dolayı üzüm hem fiziksel hem de zihinsel çalışmalarda bulunan insanlar için çok değerli bir gıda maddesidir.”

“Ankara’daki yoksul halka parasız ilaç dağıtacak belediye eczanesi dün hizmete açılmıştır. Açılış töreninde Belediye Başkanı, amacın, yoksul ve dar gelirli halka hizmet götürmek olduğunu belirtmiştir. Bu eczane, Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı olacaktır. Eczaneden yararlanmak isteyenlerin, mahalle muhtarlarından yoksulluk belgesi almaları gerekmektedir. Söz konusu belge ile belediye hastanelerinin yazdığı reçetelerdeki ilaçlar hiçbir ücret alınmadan hastalara verilecektir.”

4- Tartışmacı Anlatım Örnekleri

Tartışmacı Anlatım Nedir?

Yazarın ya da konuşmacının kendi düşüncesini savunmak, kendine göre yanlış olan bir düşünceyi çürütmek amacıyla kullanılan yönteme tartışmacı anlatım denir. Yazar kendi görüşünün doğruluğu, diğer görüşün yanlışlığını örneklerle açıklamaya çalışır.

Örnek Metinler:

“Kimileri geleceği bilmenin iyi olacağını iddiasında. Ben buna inanmıyorum. Bu durumda hayat çekilmez olur. Bir yıl sonra kaza yapacağımızı, en yakın arkadaşımızla çok ciddi bir kavga edeceğimizi, çok sevdiğimiz birini kaybedeceğimizi önceden bilseydik yaşamanın güzelliklerini nasıl keşfedebilir, nasıl ondan tat alabilirdik?”

“Şaşıyorum her sanat eserinde derin mesaj arayanlara. Onlara göre her roman, her şiir doğrudan bir mesaj vermeli. Onlara göre her roman, her şiir doğrudan bir mesaj vermeli. Onlara dediğim şey hep aynı: Sanatın inceliğini ve zarifliği sizin ona yüklemek istediğiniz yükleri kaldırmaz.”

“Bazı bilim adamları yanlış, anlaşılmaz bir Türkçe ile yazıyorlar. Üstelik bunlar, edebiyatçı olmadıklarını ileri sürerek, hoş görülmelerini de istiyorlar. Ama bu, mazeret olamaz. Çünkü bizim onlardan istediğimiz; duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yazmalarıdır. Bunun için de sanatçı olmaya gerek yoktur. Her insan ana dilini hatasız kullanacak ölçüde bilmelidir bence.”

““Yalnızlıktan sıkılıyorum.” diyen insanlara şaşıyorum. İnsanın yalnızlığını gideren yalnızca diğer insanlar mıdır? Kitaplar da insanların arkadaşları değil midir? Onlar sıkıntıyı yok eden en etkili ilaçlardır. Kendinizi bir kitabın kucağına bıraktığınızda o sizi alır götürür yeni ufuklara. Kitapların arasında sıkılmak mümkün değildir.”

“Bizde “Sanat eseri yarına, diliyle kalır.” şeklinde yanlış bir düşünce var. Sanat eserinin yarına kalması sadece diliyle ilgili değildir Eserin konusu da en az dili kadar önemlidir. İnsanların ilgisini çekmeyen konularda yazılan eserlerin durumu hiç de iç açıcı değildir. O yüzden sanat eserinin yarına kalması, aynı zamanda işlenecek olan konuyla da ilgilidir.”

“Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını, zorlanmasını isterler. Bence bu, kendini beğenmişliktir. Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları   anlatabilmek için ben zorlanmalıyım. Bence okur bir kitabı, bir yazıyı okurken, salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuçlar çıkarabilmek için çaba harcamalıdır.”

“Şairler bir şey anlatarak da, anlatmadan da yüzyıllardır şiir yazdılar, yazıyorlar. Benim öykü şiirinden yana sözler etmem bu durumu değiştirmez. Ama bir yazın çevresinde, “Şiirde öykü olmaz.” diyenler varsa, onlara karşı, birilerinin de “Şiirde öykü olur.” demesi doğaldır. Çünkü yapılan, yapılabilen bir şeyin, yapılmasına karşı çıkmak bir yasaklamadır, her yasak da mutlaka tepki görür. Hiç kimsenin yadsımadığı şiirin sözcüklerle yazıldığı gerçeğine gelince bu durum şiirin içinde düşüncelerin, duyguların yer almasına kesinlikle engel değildir.”

*** Anlatım Biçimleri Örnekleri içeriği hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilirsiniz.

Türkçe Ders Kitabı Cevapları
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
488
clap
163
angry
121
love
85
unlike
29
confused
29
sad
27
happy

201 Yorum

Yorum Yap